The OthersÇakıcı bu kez kaçamadı

Çakıcı bu kez kaçamadı

18.08.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Çakıcı bu kez kaçamadı

Çakıcı bu kez kaçamadı

YERALTI dünyasının önde gelen isimlerinden Kürşat Yılmaz'ın Bulgaristan'da ele geçirilmesinden sonra, Türk mafyasının bir numarası Alaaddin Çakıcı da dün sabah Fransa'nın Nice kentinde yakalandı. Başkentte dün öğleden sonra bomba gibi patlayan gelişme, akşam saatlerinde Ankara'daki güvenlik makamlarınca doğrulandı.
Gelişmeler üzerine Ankara'da İçişleri Bakanlığı'nda, Fransız İnterpolü'nden resmi teyit alınmasının ardından açıklama yapılması görüşü hakim olurken, operasyonda yakalanan kişinin Çakıcı olup olmadığının araştırılması için Türk İnterpol'u, Fransız İnterpolu'nden acil bilgi istedi.

Ankara'ya gelen bilgilere göre, Çakıcı'nın yakalanması olayı şöyle gelişti:
Kürşat Yılmaz'ın Bulgaristan'ın yakalanmasının ardından bütün ağırlığını yurtdışında olduğu saptanan Çakıcı'nın yakalanmasına yoğunlaştıran Türk Polisi, bu amaçla Çakıcı'nın Türkiye'deki işlerini takip eden ve adı gizli tutulan bir kişiyi yakın takibe aldı.
İki aydır devam eden yakın takip sırasında Çakıcı'nın söz konusu kuryeyle birkaç kez görüşme yaptığı belirlendi. Çakıcı'nın gizlice Türkiye'ye gelme olasılığını gözönüne alan Emniyet Genel Müdürlüğü uzmanları, bu amaçla özel ekipler kurdu. Yılmaz'ın yakalanmasında önemli rolü bulunan Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı ile İstihbarat Daire Başkanlığı'nda oluşturulan özel ekipler, iki hafta önce Çakıcı operasyonuna başladı.
Takip çalışmaları sonrasında kuryenin Çakıcı ile görüşmek için yurtdışına çıkacağının belirlenmesi üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü, MİT'ten yardım istedi. İstihbaratcıların çalışmaları sonucunda adı gizlenen kuryenin geçen hafta sonunda yurtdışına çıkmak için hazırlık yaptığının saptanması üzerine, MİT elemanları, kurye ile birlikte yurtdışına gitti.
Bu arada Çakıcı'nın iki hafta önce Amerika'dan Fransa'ya geldiği ve Nice kentinde bir otelde kaldığı saptandı. Çakıcı'nın diğer Avrupa ülkelerine geçme ihtimaline karşı Emniyet Genel Müdürlüğü, anında operasyon yapabilmek için Fransa'nın yanısıra Almanya, İtalya ve İspanya'ya ikişer kişilik özel ekipler gönderdi.

Ekiplerin yurtdışındaki çalışmalarında Türkiye'den giden kuryenin bu sabah Çakıcı ile buluşacağının belirlenmesi üzerine Fransa'daki özel ekip harekete geçerek, Fransız birimleriyle bağlantı kurdu. Çakıcı'nın dün sabaha karşı Nice üzerinden Almanya'ya geçeceğinin anlaşılması üzerine MİT elemanlarıyla özel polis ekibi, Çakıcı'nın Almanya'ya geçmesine izin vermeden gizli operasyon başlattı.
Ankara'ya gelen ilk bilgilere göre, iki özel ekip, Fransız güvenlik ekipleriyle birlikte hareket ederek, Çakıcı'yı Nice'de Negresco otelinde yakalayıp gözaltına aldı. Operasyon sırasında şaşkına dönen ve üzerinde Nedim Acar adına pasaport çıkan Çakıcı'nın ısrarla kendisinin aranan kişi olmadığı yönünde açıklama yapmasına karşın, özel ekip, Çakıcı'yı yüzündeki yara izinden teşhis etti.
Nice'de filmleri andıran operasyonda Çakıcı ile birlikte iki kişi daha gözaltına alındı. Söz konusu iki kişiden birinin sanatçı Selçuk Ural'ın sosyete terzisi Canan Yaka ile evliliğinden kızı Aslı Ural, diğerinin ise Nice'de yaşayan Muradi Güler isimli işadamı olduğu saptandı.
Ural'ın uzun süredir Fransa'da yaşadığı belirlenirken, işadamı Güler'in ise Çakıcı'nın Fransa'daki çalışmalarında yardımcı olduğu anlaşıldı.
Bu arada, Çakıcı ile birlikte ele geçirilen silahın 7.65 mm çapında ve Beratta marka olduğu öğrenildi.
Çakıcı'nın kimliğinin kesin olarak tespit edilmesi için yeraltı dünyasının ünlü isminin Ankara'dan parmak izleri istendi.

İçişleri Bakanı Kutlu Aktaş, Çakıcı'nın Fransa'nın Nice kentinde yakalandığını doğruladı. Aktaş, dün İçişleri Bakanlığı önünde yaptığı kısa açıklamada, Çakıcı'nın üzerinden sahte bir kırmızı pasaport ve 17 bin dolar para çıktığını söyledi. Aktaş, gelişmelerle ilgili detaylı bilgilerin toplanarak, kapsamlı bir açıklamanın yapılacağını kaydetti.
Emniyet Genel Müdürü Necati Bilican da, operasyonun Türk polisinin başarısı olduğunu bildirdi. Dünyanın neresinde olursa olsun Türk polisinin suçluları yakalamak için çalıştığına dikkat çeken Bilican, "Biz millete verdiğimiz sözü tuttuk" dedi. Bilican, operasyonu şöyle özetledi:
"İstihbaratımızla yeri tespit edildi. Sahte işlerini yapan adamından yola çıktık. Durmadan yer değiştiriyordu. Tamamıyla Ankara'dan başlayan hareketle takip edildi. İzleniyordu. Şüpheli kişinin Çakıcı olduğuna kanaat getirilince operasyon yapıldı."
Bilican, Türk polisinin yabancı ülke polis teşkilatlarıyla yaptığı anlaşmalarla sağladığı iyi ilişkiler sonucunda operasyonların başarıyla sonuçlandığını vurgulayarak, "Şimdi anlasınlar, yurt dışına kaçmakla kurtuluş olmaz. Şimdi hepsinin nefesleri kesildi" diye konuştu.

Çakıcı'nın iki Türk vatandaşıyla birlikte yakalandığını Nice polisi doğruladı. Milliyet'e bilgi veren Nice polis yetkilileri, Türkiye'den iade talebinin beklendiğini, bu süre içinde Çakıcı'nın Nice'de gözaltında tutulacağını bildirdi. Ancak Çakıcı'nın iadesi öncesinde Paris'e de nakledilmesinin sözkonusu olabileceği, bu durumda kendisinin Paris'te Çakal Carlos'un ve Dev Sol lideri Dursun karataş'ın da kaldığı çok sıkı korunan La Sante hapishanesine konulabileceği de öne sürülüyor.
Çakıcı'nın yakalanmasından sonra Türk İnterpolü, öğleden sonra devreye girerek Fransız İnterpolü'nden bilgi sordu. Türk İnterpolü'nün bu isteğine Fransız makamları, saat 21.00 sıralarında resmi yanıt verdi. Acil olarak gelen yanıtta, söz konusu üç kişinin yakalandığı doğrulanırken, yakalananlardan birisinin kırmızı bültenle aranan Alaaddin Çakıcı olduğu kaydedildi.
Fransa'dan gelen mesaj üzerine harekete geçen Türk İnterpolü, Adalet Bakanlığı'na gelişmelerden bilgi verdi. Türk İnterpolü, Çakıcı ile ilgili hazırladığı dosyayı SİDAS'a (Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi) göre Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Fransa'ya gönderecek.

KAMUOYUNDA `Ülkücü Baba' olarak tanınan Alaaddin Çakıcı'nın hayatı ve eylemleri ürkütücü bir tabloyu ortaya çıkarıyor. Aralarında eşi Uğur Kılıç ve ülkücü arkadaşı Nurullah Tevfik Ağansoy'un da bulunduğu 41 kişinin ölümünden sorumlu tutulan Çakıcı'nın hayatı, kin, nefret ve kan üzerine kurulu. Hakkında çıkan `yakalandı' haberlerine rağmen bir türlü izine rastlanılamayan ve hakkındaki iddialara televizyonların canlı yayınlarında yanıt veren Çakıcı, elinde hükümetin bakanlarını yerlerinden edecek belgelerin bulunduğunu açıklayarak, herkese meydan okuyordu.
1953'te Trabzon'un Arsin ilçesi Fındıklı köyünde doğduktan sonra ailesiyle birlikte İstanbul Gültepe'ye göçen Çakıcı'nın hayatı, Gültepe'de şekillendi. Askerliğini 1974 yılında, babasının da "cinayete azmettirmek" suçundan yattığı Edirne Cezaevi'de yapan Çakıcı, askerlik dönüşünde açtığı kumarhane sayesinde girer `alem'e. 12 Eylül 1980'de ülkücülerin Şişli sorumlusu olarak sık sık gözaltına alındı. 1978'de amcasının oğlu, 1980'in Mayıs ayında da babası öldürülen Çakıcı, 1979'da silahlı bir saldırıdan yaralı kurtuldu.
Kendisinin saldırıya uğraması ve babasının ölümünden Dev -Sol'u sorumlu tutan Çakıcı, 12 Eylül 1980 sonrası bir grup arkadaşıyla birlikte 41 kişinin ölümünden yargılandı. 1982'ye kadar cezaevinde yattı. Cezaevinden çıktıktan sonra adı "çek - senet tahsilatı", "adam yaralama", "kurşunlama" olaylarına karıştı.
Kendisini ülkücülüğe yanlış hareket ettiği gerekçesiyle suçlayan eski arkadaşı ülkücü Osman Dönmez'i vurdurdu. Ünlü `baba'lardan Dündar Kılıç'ın kızı Uğur Çakıcı ile evlendi. Bu evliliğin ardından adı "yeraltı dünyasının babaları" arasında geçmeye başladı.
Emlakbank eski Genel Müdürü Engin Civan'ın vurulmasını emretti. Kendisini aldattığını iddia ettiği eşi Uğur Çakıcı'yı tatil yaptığı Uludağ'da öldürttü. Hakkında yazı yazan Gazeteci - Yazar Hıncal Uluç'u vurdurttu.
Canlı yayında DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'le ilgili yaptığı açıklamalarıyla Flash TV'nin basılmasına neden oldu. Borsacı Adil Öngen'in yaralanması, Pamukbank Genel Müdürü Burhan Karaçam'a yönelik lavlı saldırı olayı, Emin Cankurtaran'ın vurulması ve Cavit Çağlar'a yönelik suikast planlaması eylemlerinin azmettiricisi olan Çakıcı, kendisi gibi yeraltı dünyasının ünlü isimlerinden Nurullah Tevfik Ağansoy'un öldürülme olayında azmettirici olarak aranmaya başlandı.
1992 yılında hazırlanan sahte pasaportla yurtdışına kaçan Çakıcı'nın adı, Susurluk soruşturmalarında da gündeme geldi. Soruşturmalarda, kendisinde sahte yeşil pasaport bulunduğu iddiaları ortaya atıldı. Soruşturmalarda, polisin mafya içindeki uzantılarıyla ilgili bilgiler veren Çakıcı'nın yurtdısında kaldığı süre içinde Belçika, ABD, İtalya, Güney Afrika, Fransa, Brezilya, Singapur ve Japonya'da dolaştığı belirlendi. Çakıcı'nın firarda bulunduğu dönemde Palermo'da İtalyan mafyasının önde gelen aileleriyle bir toplantı yaptığı saptandı. Çakıcı, bu yılın şubat ayında Fransa'da yapılan operasyonda yakalanmaktan kıl payı kurtuldu.
169 ülkede Interpol tarafından "Kırmızı Bülten"le aranan ve "Dikkat silahlıdır" uyarısı bulunan Çakıcı'nın, tanınmamak için estetik ameliyat yaptırdığı ve "Atilla Yılmazer, Atilla Vural ve Nuri Ayyıldız" isimlerine düzenlenmiş pasaport kullandığı belirtiliyor.

KIZI Aslı Ural'ın Alaaddin Çakıcı ile Fransa'da gözaltına alındığını dün akşam televizyonlardan öğrenen sanatçı Selçuk Ural, şok geçirdi. Hayatının en büyük şokunu yaşadığını belirten Ural, kızından bir aydır haber alamadığını bildirdi.
Kızının İtalya'daki teyzesi Ayşe Yaka'nın yanında kaldığını kaydeden Ural, bir süre önce eşinden boşandığını öğrendiklerini ifade etti. Selçuk Ural, şunları söyledi:
"Kızım Aslı benim gözbebeğimdir. Oğlum Hakan gibi, onun da mutlu bir evlilik yapmasını istedim, ama olmadı. Teyzesi Ayşe, onu hep yanlış yönlendirdi. Çakıcı konusunda hiçbir şey bilmiyoruz. Haberi televizyondan öğrendik. Tüm aile olarak üzüntülüyüz. Gerekirse Fransa'ya gideceğiz. Tek umudum, bu olayın bir yanlış anlamadan ibaret olmasının açıklanması. Kızımın sabıkalı insanlarla ilişkisi olabileceğine inanmıyorum."