The OthersÇelik'in cinayet dosyası bulundu

Çelik'in cinayet dosyası bulundu

08.02.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Ersan ATAR - ANKARA Fotoğraf: Burhan ELİŞ

Çelikin cinayet dosyası bulundu



MALATYALI öğretmen Nevzat Yıldırım'ı öldürdükleri, olaydan bir yıl sonra intihar eden öğretmen Mustafa Cankul'u da yaraladıkları gerekçesiyle yargılanan ve aralarında Oral Çelik'in de bulunduğu sanıklarla ilgili kayıp dosyanın bir bölümü, 19 yıl sonra ortaya çıktı.
Bulunamadığı için Çelik'in beraatine gerekçe olarak gösterilen dosyada, Çelik'e gözcülük yapan ve aynı davada yargılanan Doğan Sarı'nın cinayete ilişkin anlatımlarıyla, görgü tanıklarının ifadeleri yer alıyor.
Doğan Sarı, Malatya'da Yıldırım'ın öldürülüşünü 14.1.1981 günlü "yer gösterme zaptı"nda şöyle anlattı:
"7.6.1979'da, saat 11.30 sıralarında, Kışla Caddesi üzerindeki Petek Eczanesi önüne geldik. Ben olay yerinin karşısındaki Akbank'ın önünde bulunuyordum. Çelik'e gözcülük yaptım. Çelik, eczane önündeki ayakkabı boyacısına ayakkabısını boyatırken, tabancasını çekerek ateş etti. Olaydan sonraki boşluktan faydalanarak Mecidiye İşhanı'na doğru kaçtık."
Davanın sanıklarından Yaşar Düzak ise askeri savcılıkta, olayda kullanılan silahın evinde bulunmasıyla ilgili olarak şu ifadeyi verdi:
"Ben ülkücü görüşü benimserim. 1980 Temmuz'unda benim evde bulunmadığım bir zamanda mahalle komşum Hasan Basri Yüksel bir paket getirerek bırakmış gitmiş. Geldiğimde evrak sanarak paketi açtım. İçinden bir tabanca çıktı. Bu tabancayı 12 Eylül harekatından sonra yetkili mercilere teslim etmekten korktum. Fahri Yüksel isimli şahıs gözaltında bulunduğu sırada benim evimde silah bulundurduğunu söylemiş. Yüksel'le güvenlik kuvvetleri evime gelerek silahı teslim etmemi söyledi. Ben de evimde arama yapılmadan, kendilerine teslim ettim."
Soruşturmanın ilk aşamasında ateş eden kişinin eşkalini veren, sanıkları gördüklerinde teşhis edebileceklerini belirten, ancak tekrar dinlenmedikleri gibi sanıklarla da yüzleştirilmeyen görgü tanıkları da, "kayıp" dosyadaki ifadelerinde olayı şöyle anlattı:
* Atilla Erdoğan (Petek Eczanesi'nin sahibi): Eczanedeydim, silah sesleri geldi, sanığın elinde tabanca olduğu halde gördüm. Görüşüm saniyelikti. Silahı görünce gayrı ihtiyari yumuldum. Elinde silah bulunan, 1.65 boylarında, siyah saçlı, yaşını kestirememekle birlikte, gençten birisiydi.
* Mustafa İnce: Bir kişi, benim tarafa gelmekte olan iki kişiye ayrı ayrı silah sıktı ve Söğütlü Camii tarafına doğru kaçtı. Bu kişi, zannedersem 22 yaşlarındaydı. Görürsem belki tanırım. Silahı sağ eliyle sıktı.
* Abbas Kocaman (Söğütlü Camii yanındaki terzi): Bize doğru, hızlı hızlı gelirken gördüm. Bazıları `ne oldu' diye gelen kişiye sordular, `adam vurdular' dedi. Bizi geçtikten sonra koşmaya başladı, kaçtı. Benim gördüğüm şahıs, normal boyda, zannedersem 1.65 boylarında, normal vücutta, siyah saçlı ve saçları düzdü.
Babasının ölümünden 40 gün sonra doğan Armağan Yıldırım, olayla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
"Ben `baba'nın ne demek olduğunu bilmiyorum. Öldüren adamlar halen devlet tarafından korunuyor. Benim için Oral Çelik önemli değil. Ben sırf Abdullah Çatlı'dan nefret etmiyorum. Benim için babamın katillerinin bulunarak cezalandırılması önemli değil. Bu ülkede Çatlılar'ın `kahraman' ilan edilmesinden, Oral Çelik'in halen Malatya'ya geldiğinde konvoyla karşılanmasından tiksinti duyuyorum."

Dosya nasıl kayboldu?

TÖB - DER üyesi Yıldırım'ın öldüğü, öğretmen Cankul'un da yaralandığı 7 Haziran 1979'daki olaydan sonra ilk dava, "ahaliyi birbiri aleyhine silahlandırarak isyana teşvik etmek, adam öldürmek, adam öldürmeye tam teşebbüs" suçlarından Elazığ Sıkıyönetim Mahkemesi'nde açıldı. Yurtdışında olduğu anlaşılan Çelik hakkındaki dosya ayrıldı. İlk aşamada Yüksel ve Sarı mahkum edildi. Bu karar Askeri Yargıtay'da bozulduktan sonra sanıklar sadece "adam öldürmek ve öldürmeye tam teşebbüs suçundan" beraat etti, "halkı isyana teşvik edip etmediklerine" ilişkin bir karar verilmedi.
Çelik'i de yargılayan Malatya Ağır Ceza Mahkemesi, Çelik'in Türkiye'ye dönmesinin ardından elindeki delilleri değerlendirdi. Davanın bu aşamasında Nevzat Yıldırım'ın eşi Nursel Yıldırım'ın avukatları, mahkemedeki dosyanın eksik olduğunu, esas dosyanın Elazığ Sıkıyönetim Mahkemesi'nin işlerini devrettiği Diyarbakır Sıkıyönetim Mahkemesi'nde bulunduğunu söyledi. Avukatlar 7 klasörden oluşan bu dosyanın getirtilmesini istedi.
Üç kez istenmesine rağmen, Diyarbakır Sıkıyönetim Mahkemesi farklı gerekçelerle dosyayı gönderemeyeceğini bildirince, Malatya Ağır Ceza Mahkemesi "yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle" Çelik'in beraatine karar verdi.

Karar temyizde

Öldürülen Nevzat Yıldırım'ın eşi Nursel Camcı (Yıldırım) kayıp dosyanın bulunmasının ardından, kararın temyizi için Yargıtay'a başvurdu. Yıldırım, başvuru gerekçesi olarak, "dosyanın bulunmasıyla yeni delillerin ortaya çıkmasını" gösterdi.
Temyiz dilekçesinde, Malatya Ağır Ceza Mahkemesi'nin eksik soruşturma yaptığının, Çelik'ten önce yargılanan sanıkların beraatlerinin Çelik'in suçsuz olduğunu göstermediğinin altı çizildi.
Kayıp dosyanın onaylı örneklerinin Başbakanlık ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda da bulunduğunu öne süren Yıldırım, yargılamanın ikinci aşamasında, dinlenmeyen tanıkların yeniden dinlenmesini istedi.



EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler