The Others Çelişkiler kenti

Çelişkiler kenti

03.06.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Çelişkiler kenti

Çelişkiler kenti

       BATMAN tam bir çelişkiler kenti izlenimi veriyor. Terör var mı, yok mu? Vatandaş aç mı, tok mu? Pek anlamak mümkün değil. Kent içinde, son aylarda tekrar kendini gösteren birkaç faili meçhul dışında terör sorunu halledilmiş görünüyor. Hele bir cenneti andıran uçsuz bucaksız TPAO tesisleri İstanbul'dan bile daha güvenli. Kırsal kesimde ise olayların yer yer devam ettiği, yetkililer tarafından da dile getiriliyor. TPAO, Raman Bölgesi'ndeki gece vardiyasını kente getiremediği için işçilerine 6'şar saat mesai veriyor.
       Boşaltılan köylerin yol açtığı iç göçlerin sonucu meydana gelen tablo ise çözümü çok zor bir sosyal yara. Batman'ın nüfusunu 400 binin üzerine taşıyan sorunla, varoşlarda işsizlik ve açlık doruk noktasına ulaşmış. "Çok aç" olarak nitelenen 2 bin 500 kişiye her gün iki kap yemek yardımı yapan Batman Valiliği, "az aç"lara da kuru gıda yardımı yaparak sorunu çözmeye çabalıyor. Sosyal Yardımlaşma Vakfı ve halktan gelen bağışlarla yapılan yardımlarla bu sorunu çözmek mümkün görünmüyor. Aş evi, kreş vs. yapmak için 27 dönüm arazi tahsis eden Valiliğe birilerinin mutlaka el uzatması gerekiyor.
       Güneydoğu'ya, yol (terör nedeniyle kapalı olanlar dışında), su, elektrik gibi hayati yatırımları mükemmele yakın yaptığı gözlenen devletin artık günlük yaşamın içine girmesi gerektiği dile getiriliyor. Batman Valiliği'nin seracılık, hindi, alabalık, aynalı sazan üretimi, fidan çiftliği projesi, salça ve konserve fabrikaları gibi işsizliği ve açlığı azaltacak olumlu projelerine Ankara'nın destek vermesinin zamanı gelmiş de geçiyor.
       Siirt gibi Batman'da da yer yer yükselen mandıra ve fabrika enkazları, Başkentin teşvik ve kredileri doğru adrese vermesi gerektiği gerçeğini bir kez daha ortaya koyuyor. Bu konudaki rakamlar çok çarpıcı: Teşvik belgesi alan 472 tesisten 27 tanesi faal, 23'ü işletmeye hazır, 95'i yarım, 333'üne hiç yatırım yapılmamış. Yani bölge insanının deyimiyle bazı teşvikler yine İstanbul'da, Ankara'da payvon kapatmaya ve alemlere gitmiş.
       "Haydi Güneydoğu"ya kampanyası çerçevesinde dolaştığımız illerde tespit ettiğimiz bir gerçek de yerel yönetimlerin durumu. İlk durağımız olan Diyarbakır'ı ziyaretimizde cadde ve sokaklarda da açık açık gözlenen çalışmalarını anlatmak için peşimizden hiç ayrılmayan Belediye Başkanı Ahmet Bilgin'in çabasını diğer kentlerde göremedik. İlk şaşkınlığı Şanlıurfa'daki Balıklı Göl'de yaşadık. Cennete çevrilen yöredeki mütevazı tabela "Bu çevre düzenlemesini Şanlıurfa Valiliği gerçekleştirmiştir" ifadesini taşıyordu. Siirt'te Belediye Başkanı'nı temsil eden yardımcısı "Bizi yemeğe davet etmediler" diye ağıt yakarken, Batman'da belediye temsilcilerinin hiçbirisinin ortada görünmemesi çok garipti.

       Göz kamaştıran bir potansiyele sahip olan Batman ve Kurtalan, üçüncü Çukurova olma yolunda
       Hikmet BİLA - BATMAN

       GÜNEYDOĞU'da gezerken umutlarımız giderek artıyor. Siirt'ten sonraki duraklarımız Kurtalan ve Batman'da da aynı duyguya kapıldık. Bölge göz kamaştıran bir potansiyele sahip. Uçsuz bucaksız ovalarıyla, hizmete giren, su toplayan, projesi yapılan barajlarıyla, binbir çeşit ürün yetiştirebilen iklimi ve toprağıyla bu yöremiz, Üçüncü Çukurova olma yolunda.
       Bu tabloda yıllardır yerini alamayan en büyük güç, insan da, artık bütün azmiyle devrede... Bugüne kadar terör yüzünden bırakın çalışıp üretmeyi, hayatta kalma mücadelesi veren Batmanlılar, terörün durdurulmasıyla kolları yeniden sıvamış. Bütün olanaklarını harekete geçirip, Batman'ı bölgenin en parlak ili yapmaya karar vermişler.
       Zaten Güneydoğu'nun kaderini değiştirecek olan temel güç bu. Bölge halkının kararı ve kararlılığı.
       Halkın bu tavrını çok iyi gören ve anlayan, o gücün lokomotifi olmaya çalışan yöneticiler, bölgenin büyük şansı. Kısacık bir gezi sırasında tanıdığımız Siirt Valisi Osman Acar'ı, Batman Valisi Necati Develioğlu'nu, Kurtalan Kaymakamı Nevzat Taştan'ı, TPAO Bölge Müdürü Talat Atalay'ı, bu yolda insanüstü bir çaba içinde gördük. Bütün bölgede aynı çaba içinde birçok yönetici bulunduğunu da biliyoruz.
       Güneydoğu'da, tıpkı Cumhuriyet'in ilk yıllarında olduğu gibi idealist yöneticilere ihtiyaç var.
       Ancak bu yöneticiler, karar alma ve uygulamada ciddi sorunlarla karşı karşıya. Kişisel çabalarıyla, hatta kimi zaman eşlerinin katkısıyla halkı kalkındırmanın, bilinçlendirmenin kavgasını veriyorlar. Çoğu zaman da yasal engeller ellerini kollarını bağlıyor.
       Büyük ekonomik umut haline gelen sebze - meyve tarımının ve seracılığın teşvik edilmesi, el sanatlarının geliştirilmesi, tekstil sanayiinin özendirilmesi, kümes hayvancılığı ve balıkçılığın güçlendirilmesi, halıcılığın yaygınlaştırılması için ellerinden geleni yapıyorlar. Kurslar düzenliyor, aç insanlara yemek veriyorlar.
       Ama, taşıma suyla değirmeni döndürmek çok güç.
       Bölgede büyük işletme yok. Küçük işletme sahibi idealist yerel girişimcilerin hevesleri ise, çoğu zaman teşvik adaletsizliği, kaynak yetersizliği ve pazarlama güçlükleri nedeniyle kursaklarında kalıyor.
       Bölgeye büyük işletmeler gerek.
       Seracılık mı, tavukçuluk mu, halıcılık mı, balıkçılık mı, Güneydoğu için verimli bütün alanlarda özel sektörün de, kamu sektörünün de, büyük işletmelerle bölgeye gelmesi gerekiyor. "Liberalizm mi, devletçilik mi" tartışması, S.O.S. veren Güneydoğu için anlamsızdır.
       Büyük işletmecilik sadece Güneydoğu'nun ekonomik geriliğini yıkmakla kalmayacak, bölge halkını feodal zincirlerinden de kurtaracaktır. Bu işletmeler aynı zamanda hem üretim hem eğitim kurumları olacaktır.
       Unutmayalım, Tükiye'nin genelinde özel sektör, kamu sektörünün, kamu iktisadi teşebbüslerinin olanak, birikim ve deneyimlerine dayanarak filizlenmiş ve güçlenmiştir. Güneydoğu için bu model çok daha başarılı olacaktır.

       Ertuğrul PİRİNÇÇİOĞLU - BATMAN

       1990'lı yıllarda il olan Batman'da yeniden yapılanma heyecanı yaşanıyor. TPAO kentin lokomotifi olarak bölgede binlerce insana istihdam alanı açarken, Batman Ilısu ve Garzan barajlarının devreye girmesiyle bölgede büyük değişim yaşanacak.
       Batman Barajı'nın 1999 yılında devreye girmesiyle Batman ve Bismil Ovaları'nda yaklaşık 50 bin hektar arazinin sulu tarıma açılması hedefleniyor. Adana'da Çukurova, Şanlıurfa'da Harran'dan sonra sözkonusu barajlarının açılmasıyla Batman ve Bismil'deki çorak alanlar 3. Çukurova olarak, bölgede değişime yol açacak.
       Kentte tarım sektöründe üreticiler yeniden yapılanma sürecini yaşıyor, önemli adımlar atılıyor. Garzan Barajı'nın tamamlanmasıyla Garzan ve Kurtalan Ovaları'nda yakın sürede sulu tarım başlayacak.
       Batman Barajı'nın devreye girmesiyle de 1998 değerleriyle sulu tarımda 25 - 30 trilyon, enerji bazında ise 30 trilyonluk bir katkı sağlanacağı ifade ediliyor.
       Ancak, GAP kapsamında sulama kanallarının da kısa sürede tamamlanabilmesi için, düşük tutulan ödeneklerin ivedi olarak artırılması isteniyor.
       Kent bazında sulu tarıma yönelik yatırımların hayata geçirilmesiyle Batman yöresinde kalkınmada beklenen hedeflerin yakalanacağına işaret ediliyor.
       Batman'ın Hasankeyf ilçesi üzerinde yapılması kararlaştırılan Ilısu Barajı'nın, dış kaynak sağlanması halinde, bu yıl içinde temelinin atılması bekleniyor.
       Enerji amaçlı Ilısu Barajı'nın 5 - 6 yılda üretime geçmesi hedefleniyor.
       Türkiye'nin 3. Çukurovası olarak gündeme gelen Batman'da tarıma dayalı sanayii için de önemli projeler hazırlanıyor.

       Batman ve ilçeleri Beşiri, Sason ve Kozluk'ta yaklaşık 40 bin aile tütün ziraati yaparken, bu yıl uygulamasına geçilen yüzde 25 kota önemli sıkıntıları gündeme getiriyor.
       Batman Valisi Necati Develioğlu, tütünde kota uygulamasının başlamasıyla alternatif tarım projelerinin devreye girmesi için bir çalışma hazırlamış ve bu konuda Türkiye'nin büyük kuruluşları Doğu ve Yaşar holdinglerle temasa geçmiş. Her iki kuruluşun da temsilcileri bu ay içinde bölgeye gelerek, değerlendirmeler yapacak. Develioğlu, alternatif tarıma geçilmesi halinde, hem çiftçinin gelirinin artacağını hem de devletin yakacağı tütüne yılda yaklaşık 35 trilyon ödemekten kurtulacağını ileri sürmekte ve bu konuda kurulacak olan olan salça ve konserve fabrikalarına destek verilmesi gerektiğini ifade ediyor.
       Develioğlu aynı zamanda bu büyük holdinglerin bölgeye yönelmeleri halinde kendilerine bölgeden yatırım ortakları da bulmayı vaadediyor.
       Böylece tütün kotasıyla sıkıntıya girecek olan 30 bin ailenin de, hem sıkıntıdan kurtulacakları hem de tütünden elde ettiklerinin iki misline yakın gelir kazanacaklarını belirtiyor.

       Tunca BENGİN - BATMAN

       BATMAN; adı uzunca süre terörle birlikte anılan bir ilimiz. Faili meçhul cinayetler nedeniyle kent merkezi dahi korkulu günler yaşadı. 300'e yakın vatandaşımız hayatını yitirdi. Ama artık o günler geride kalmış. Batman'da huzur ve asayiş sağlanmış.
       Bu durum kente girer girmez hissediliyor. Gecenin ilerleyen saatlerinde dahi bir çok işyeri açık. İnsanlar sokakta dolaşıyor. İvmesi ağır da olsa yatırımlar açısından hareketlilik var. İnsanlara güven gelmiş. Kırsaldaysa görüntü farklı, oralarda hala terör kırıntıları görmek olası.
       Ancak bu demek değil ki; Batman'ın sorunları bitmiş.
       Asıl iş bundan sonrası. Çünkü Batmanlı rahatlamış, ama mutlu değil.
       Öncelikle Batı'dan bakanların da artık terörün yok olduğuna inanmasını istiyor.
       Gerekçesi basit. Devlet kadrolarında terör korkusu nedeniyle büyük boşluklar var. Özellikle de sağlık ve eğitim alanında.
       Kapalı köy ilkokulu sayısı 180. Öğretmen açığı 500.
       22 sağlık ocağından 15'i, 44 sağlık evinden sadece biri faaliyette.
       Bu konuda devlet sınıfta kalmış.
       Vali Necati Develioğlu'na göre, bunun tek nedeni terör konusunda Batı'daki önyargı.
       Vali Develioğlu Batman'a tayini çıkan 100 devlet görevlisinden 99'unun bölgeye gelmemek için istifa ettiğini söylüyor.
       Oysa gelse, gerçeği görse ne kadar yanıldığını anlayacak.
       Batman'ın diğer sorunlarıysa malum. Güneydoğu bölgemizin ortak dertleri burası için de geçerli.
       Ama Batman, bazı açılardan diğerlerinden daha şanslı.
       Bir kere, TPAO gibi dev bir tesise sahip. Devlet rafineri için 'bölgenin lokomotifi' yorumunu yapıyor. Rafineriden arta kalan malzemeler dahi bölge vatandaşı için ayrı bir gelir kapısı oluşturuyor.
       Ancak, rafineri lokomotiften ziyade kara treni andırıyor.
       Artık eskimiş. Türkiye'nin ilki olma ünvanını taşıyan rafineri bugün 44 yaşında. Neredeyse yarım asır geçmiş.
       Bölgenin umudu Batman ve Ilısu barajları. Batman Barajı hazır, bu yıl su tutmaya başlayacak. Ilısu'nunsa fizibilite çalışmaları tamamlanmış, bu yıl ilk kazma vurulacak.
       Her ikisi de bittiğinde şimdilerde başlatılan seracılık tam kapasiteyle devreye girecek.
       Tütün ekimi tarihe karışacak. Domates, biber patlıcan gelecek, Batmanlı'nın yüzü gülecek.

       Bugüne kadar açlığı kabul etmeye yanaşmayan Devlet, Batman'da Valiliğin raporuyla başta varoşlar olmak üzere ildeki açlığı kabul ediyor
       Murat SABUNCU / BATMAN

       BATMAN, petrol şehri. Gerek üretimin olduğu Raman gerekse petrolün işlendiği yer olan Batman, TÜPRAŞ tesisleriyle aslında zengin olması beklenen bir il. Ancak terör nedeniyle petrol çıkartılan kuyuların önemli bir kısmının çalıştırılmaması ayrıca petrolün işlendiği TÜPRAŞ tesislerinin yenilenmemesi bölgeyi zor bir döneme sokmuş.
       Batman'da da Doğu ve Güneydoğu'nun pek çok ilindeki iki ana problem hemen göze çarpıyor. İşsizlik ve yarım kalan tesisler. Özellikle bölgede 250 kişiye verilen teşviklerden sadece 23'ü hayata geçirilmiş. Geri kalanlar ise yatırımlarını ya yarıda bırakmış ya da Batı'ya götürmüşler. Partizanca dağıtılan teşvikler kötü niyetli birkaç kişi tarafından harcanınca bu tüm Batman'lı işadamları bu tarzdaymış gibi görüntü vermiş. Aslında Batman'da görüştüğümüz pek çok işadamı kendi alınteriyle küçük de olsa yatırım yapmış. Zaten Devletten fazla bir beklentileri hatta Devlete güvenleri de yok. Verilen çoğu sözün tutulamadığının bilinciyle kendi işlerini kendileri halletmeye çalışıyorlar. Ve en azından bölgede nasıl tesis işletileceği konusunda eğitim almak istiyorlar.

       Batman'da mevcut fabrika sayısı 10'u geçmiyor. Tabii, bunlara fabrika denilebilirse. Daha çok atölye görüntüsündeler ve çok az kişi, istihdam edilebiliyorlar. TÜPRAŞ da yarı yarıya işçi çıkarınca bölge işsizlikten kırılır hale gelmiş. Buna bir de Batman'ın çevresinde, boşaltılan köylerden gelen göçerler de eklenince iş çığrından çıkmış. Şimdi bölgede açlık kol geziyor. Bunu biz söylemiyoruz. Batman Valiliği hazırladığı raporda açlığı "birinci sorun" olarak nitelendiriyor.
       Valilik elindeki imkanlarla şehirde üç değişik yerde açtığı aşevleriyle her gün 2500 kişiye yemek veriyor. Aç insan sayısı o kadar fazla ki, valilik 27 bin metrekarelik yeni bir yer satın almak zorunda kalmış. Buraya yakında dördüncü ve oldukça büyük bir aşevi açılacak.
       Batman'dan bazı rakamlar vermek gerekirse: Kişi başına gayi safi yurtiçi hasıla 1157 dolar. Batman gelişmişlikte 65. sırada. İldeki mevduatın Türk bankacılık mevduatı içindeki payı yüzde 0.043. Banka kredilerinin Türkiye banka kredileri içindeki payı yüzde 0.031.
       Önümüzdeki günlerde Irak'tan 1 milyon varil petrol gelmesi bekleniyor. Bu petrol Batman üzerinden dağıtılacak. Ve gerek taşımacılık açısından gerekse ile sağlayacağı ekonomik getiriler açısından Batman'a ivme katacak.

       Gerek Siirt gerekse Batman'daki izlenimlerimiz önümüzdeki seçimlerde de HADEP ve Fazilet'in bölgede yeniden öne çıkacakları yönünde. Çünkü yöre halkı "sistem partileri" olarak andıkları diğer partilere güven duymuyor. Ve dolayısıyla da bölgedeki ekonomik yapı değişmeden az oranda kalsa da "ağalık düzeni" tam olarak sona ermeden diğer partilerin bölgeden oy olması zor görünüyor.

       3 haneli köyden 400 bin nüfuslu kent çıkaran Batmanlı, toprağından fışkıran siyah madenle gururlu...

       Güneydoğu'nun petrol kenti Batman'da halk petrolle yatıp petrolle kalkıyor. 1954 yılında Türkiye'de ilk kez Batı Raman bölgesinde bulunan petrolle birlikte 3 haneli köyden 400 bin nüfuslu büyük bir kente ulaşan Batman'da umutlar, petrolle yeşeriyor.

       Ancak, bölücü örgütün tesislere saldırıları nedeniyle sondaj arama çalışmaları asgariye indirilmiş. 447 petrol kuyusundan günde 23 bin varil ham petrol üretiliyor. Çevresindeki yapılaşma nedeniyle bugün kentin tam ortasında kalan Tüpraş Rafinerisi'nin modernize edilmesi isteniyor.

       Türkiye'nin asfalt ihtiyacının yüzde 30'unun karşılandığı Batman Tüpraş Rafineri Müdürü Ümit Erden, tesislerinin dünyanın en eski rafinerisi olmasına karşılık en çok kar edenler arasında yer aldığını söylüyor. Ve bunda işçilerin yoğun emeğinin bulunduğunu gururla vurguluyor.

       Petrol nedeniyle Güneydoğu Anadolu'daki diğer yerleşim birimlerinin aksine kabuğunu çok çabuk kıran, kısa sürede il statüsüne kavuşan Batman'da kentin gülen yüzü, 700 bin metre karelik bir alana kurulan TPAO Tesisleri ve villaları. Market, sinema, tiyatro salonu ve kafeterya donanımlı tesislerde, sosyal, kültürel ve sportif her türlü faaliyet yapılıyor.
       Kentin ağlayan yüzü ise, köyden göç edenlerin kurduğu gecekondu mahalleleri. Açlık sınırında yaşam savaşı veren vatandaşlar, karınlarını Batman Valiliği tarafından kurulan aş evlerinden aldıkları üç kap yiyecekle doyuruyor. Hızlı artan nüfus, istihdam yaratacak tesislerin kurulamaması ve göç te, kentte işşizlik oranını patlatmış.

       Kemal ÇELİK BATMAN

       BATMAN'da Dicle Üniversitesi'ne bağlı olarak Teknik Eğitim Fakültesi'nin kurulması kararlaştırıldı. Dicle Üniversitesi Senatosu tarafından kentte 2. bir fakültenin kurulması yönünde alınan karar kent merkezinde sevinçle karşılandı.
       Batmanlılar, Petrol Üniversitesi'nin kurulması yönünde çalışmaların başlatıldığını, bölgenin kültürel kalkınması için üniversitenin biran önce öğretime açılmasını istiyor. Üniversitenin çekirdeğini oluşturan Batman Teknik Eğitim Fakültesi, 1998-99 eğitim döneminde öğretime açılacak. Bu amaçla Batman Meslek Yüksek Okulu bünyesinde kurulan son derece lüks bina tahsis edildi.
       Batman Valisi Necati Develioğlu, bugüne kadar yeni fakülte tesisi için 50 milyar harcandığını, bölgenin en modern fakültesinin öğretime açılmasının halkı mutlu ettiğini, Petrol Üniversitesi'nin açılması için yoğun çaba verildiğini söyledi.

       BATMAN- MİLHA
       GAP kapsamında bulunan illerde hayata geçirilen Çok Amaçlı Toplum Merkezleri (ÇATOM), Batman'daki kadınlar arasında büyük ilgi görüyor. Gece kondu semtlerinde bulunan ÇATOM merkezlerinde verilen okuma- yazma kurslarına türbanlı ve kara çarşaflı kadınlar da katılıyor.
       Bir süre önce Batman'ın Seyitler Mahallesi'nde kuruluna ÇATOM merkezinde kadınlara yönelik bir çok alanda çalışma başlatıldı. Ev ekonomilerine katkı amacıyla bu merkezde oltu taşından tesbih, süs eşyaları ve dikiş-nakış eğitim ve üretimi yapılıyor. Merkezde ayrıca yine kadınlara yönelik sağlık faaliyetleri ve okuma yazma kursları veriliyor.
       Ailesi tarafından okutulmamış bir çok çarşaflı ve türbanlı kadın okuma- yazma kurslarına katılarak alfabeyi öğreniyor. Oltu taşından tespih yapılması için Erzurum'dan getirilmesi kararlaştırılan 3 kurs hocasının erkek olması özellikle türbanlı ve çarşaflı kadınları rahatsız etti. Kursa devam eden türbanlı kadınlar, erkek hoca istemediklerini belirtince kurs öğretmenleri Batman'a getirilmedi.