22.11.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:
Yıldırım Türker... Gazete okuyucuları onu her hafta Radikal gazetesinin ekine yazdığı yazılarından tanıyor. Bu yazılar bir süre sonra takip edilmeye hatta merakla beklenir olmaya başladı. Çünkü Türker, her hafta köşesine bir ünlüyü konuk ediyor, onu, geçmişini, yaptıklarını, yapması muhtemel şeyleri okuyucuya enine boyuna anlatarak karşısındaki kişiyi didikliyordu.
Geçtiğimiz hafta "Türkiye Sizinle Gurur Duyuyor" adlı bir de kitap çıkardı Türker. Radikal'de ve daha önce Express ve Öküz dergilerinde çıkan yazılarından oluşan bir derlemeydi bu. Ancak bu kitabın dikkat çekici bir özelliği daha vardı. Kitap Metis Yayınları'ndan çıkıyordu ve Metis daha önce gazete yazılarından oluşturulmuş bir derlemeye yer vermemişti. Bakın, yayınevi yetkilisi Müge Gürsoy Sökmen bu konuda neler diyor:
"Metis Yayınları'nın 'gazete yazısı' basmamak gibi bir ilkesi vardır. Ancak her ilke gibi bu da istisnalara açıktır; örneğin Yıldırım Türker'in Radikal 2'deki yazıları söz konusu olduğunda. Çünkü bu yazılar gazete yazılarının genelde taşıdığı genel okura seslenmeye çalışmak, meramını kısa sürede yazılmış kısa yazılarda yuvarlayarak anlatmak, mensup oyduğu medya grubunun maddi manevi çıkarlarını gözetmek gibi kaygılardan azade metinler. Gazeteler atılır, televizyon haberleri geçip gider ve üzerlerine yeni yeni bir sürü gürültü binerken, kitaplar kalır."
Evet, Metis bu düşüncelerle basmış kitabı. Kitapta Mümtaz Soysal'dan Yıldız Tilbe'ye, Necdet Menzir'den Süleyman Demirel'e, Zeki Müren'den Bülent Ecevit'e pek çok portre yer alıyor. Yıllardır Türkiye'nin gündemini meşgul eden bu yüzler, Türker'in kaleminde yeniden hayat buluyor. Yıldırım Türker, bu yazıları yazarken kendine çok büyük misyonlar vehmetmediğini söylüyor ve bu yazıların amacını "okurun koluna girip onunla şöyle bir gezintiye çıkmak" olarak özetliyor. Ve kitabın sonsözünde aynen şöyle diyor:"Bu birkaç yıl içinde yazılmış yazıları bir kitap olarak okuduktan sonra karamsar bir duyguya kapıldım. Zoraki bir toplam olsa da bir toplumu intihar güncesi olarak okunabilecek bir kitap vardı karşımda. Farklı zamanlarda farklı gerekçelerle yazılmış farklı insan portreleri bir toplumun yaşadığı derin çarpılmanın yap - boz parçaları gibi birarada duruyorlar işte."
* Türkiye kimlerle gurur duyuyor?
Gurur toplumsallaşırsa çok tehlikeli. Bu tür milli duygulara hiç sahip olmadım. Vatanın kutsal olduğuna hiç inanmadım. Herkesin vatanı kendi çıkınındadır. Ben Türkiye'nin gurur duyduklarının çok küçük bir bölümünü yazabildim. Bence bütün yazarların, sanatçıların önde gelen derdi Türkiye'yle uğraşmak, didiklemek, rahatsız etmek olmalı. Bu bir tür ayna tutmak. Bunun ötesinde bu yazıları yazmaya başlamamın nedeni öfkemi aktaracak bir mecra bulmaktı. Daha önce Expres'te ve Öküz'de de aynı tarzda yazılar yazıyordum. Gazetede olunca daha çok ilgi toplamaya başladı. Gündemi yakalamaya çalışıyorum. Ama bire bir gazetenin sıcak ortamı içinde çalışmadığımdan benim izlemem de diğer insanlar kadar. Özel bir araştırma süreci yok yani.
* Portresini çıkardıklarınız gerçekten de ülkenin önemli insanları. Hiç baskı ya da tehditle karşılaştınız mı?
Gazeteyi arayıp bana ulaşmak isteyenler oluyor içlerinde. Bu ısrarın ardında bir gözdağı verme gayreti var elbette. Örneğin Meral Akşener'i yazdığımda epey uğraşmıştı. İşin ilginci Akşener, istese beş dakika içinde bütün sülalemin telefonunu, adresini bulabilir ama yapmadı. Yalnızca defalarca gazeteyi arayıp benden telefon beklediğini söylemiş. Bu gözdağı vermek değil de nedir? Başkaları da arıyor kuşkusuz. Okurlar, o insanın fanatik hayranları. Ama gazete pek fazla yansıtmıyor bana bunları. Sanırım açılan birkaç dava da var. Bunlar gazetenin alışık oldukları şeyler.
* Hiç bu baskıları ciddiye alıp vazgeçmeyi düşündüğünüz oldu mu?
Bu yazı tarzından vazgeçmem. Çünkü benim hırsım gazeteci olmak, günlük köşe edinmek falan değil. Gazeteci - yazar olmak istemiyorum ki ben. Her şeyden önce beni memnun edecek şekilde yazıyorum. Bir gün sıkılırsam hiç yazmam.
* Bu kitabın devamı olabilecek bir proje var mı?
Bir de insanların değil de durum ve olayların portreleri var, denemeye yakın şeyler. Bunların ikinci kitap olarak basılması tasarlanıyor. Bu da yayıncının ısrarı. Çünkü gazete yazılarını kitaplaştırmak bana kalırsa çok parlak bir proje değil. 2,5 yıldır yazıyorum ve kitap için sürekli teklif alıyorum.
* Siyasi görüşünüz nedir?
Anarşist öğreti beni çok ilgilendiriyor. Her şeye rağmen ÖDP'yi destekliyorum. Her şeye rağmen çünkü bana kalırsa ÖDP, çıkışında vaad ettiği dinamizmi yakalayamadı. Aslında reel politika beni ilgilendirmiyor. Farklı bir bütüne varmaya çalışıyorum.
* Yazmak isteyip de yazamadığınız biri var mı peki?
Bazen bir yer gelip de tıkandığınızı hissediyorsunuz. Bir de otosansür var tabii. Bazen kendi kendimi engelliyorum. Mesela Çevik Bir'i yazmayı çok isterdim ama değil yargının, yazının ve dilin bile dokunamadığı pek çok kurum ve insan var bu ülkede.
Kitaptan...
* Memleketimizin kendine has "çağı"nın en yeni buluşu, Tansu Çiller. Tabii ki kollektif bir buluş. Yalnız bir şey hesaba katılmamış. Bu hanım, bizi öyle yıllar boyu oyalayacak yetenekte bir oyuncu değil.
* Evet, bu hicranlı postmodern dünyada, sonunda gidip Fettullah Hoca'ya teslim olacağım. Günah çıkartacağım. O Müslüman olmadığım için beni bağışlayacak. Beni Enver Paşa adına koyduğu bir bursla Yakutistan'daki bir üniversitesine yollayacak. Orada sibernetik eğitiminden geçip ruh huzuruna kavuşacağım.
*(Muhsin) Yazıcıoğlu'nun bir yığın soygun ve gasp olayı örgütlemiş olduğu, gerekli silahları temin ettiği, sonra "pis silah" denilen kullanılmış silahların taşraya sevkini sağladığı da yaygın olarak ileri sürülen iddialardan.
* Meral Akşener olsa olsa bir apartman yöneticisi olurdu. Sesinin en pes yerinden kapıcıyı çağırır, komşularına yakıt parasını bir an evvel yatırmaları konusunda tehditler savururdu. Bununla da kalmaz, apartman yöneticisi olmanın ve insanları bir punduna getirerek borçlandırmanın verdiği ayrıcalıkla herkesin kafasına Siirt battaniyelerini, battal taban halılarını silker, itiraz edecek olana da "Senin de kocan geç saatte sarhoş gelip çat çat otomata basıyor ama" cevabını yapıştırıverirdi