The OthersÇim sahada küfür yeşermesin!

Çim sahada küfür yeşermesin!

08.08.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Futbol Federasyonu'nun aldığı yeni kararlara rağmen TSYD Kupası maçları yeni sezonda da tribünlere küfürlü tezahüratın hakim olacağını gösterdi. Futbol yazarlarına bu konudaki görüşlerini sorduk, geçmişle karşılaştırma yaparak cevap verdiler.

Çim sahada küfür yeşermesin

Çim sahada küfür yeşermesin!

Futbol Federasyonu'nun aldığı yeni kararlara rağmen TSYD Kupası maçları yeni sezonda da tribünlere küfürlü tezahüratın hakim olacağını gösterdi. Futbol yazarlarına bu konudaki görüşlerini sorduk, geçmişle karşılaştırma yaparak cevap verdiler.

Futbol / Memetcan Demiray


Ne olduysa, birkaç hafta önceki Türkiye Spor Yazarları Derneği Kupası (TSYD) maçlarında oldu. Beşiktaş'tan Fenerbahçe'ye transfer olan Alpay Özalan ve eşi Cansel, kupanın ilk maçında Beşiktaşlı bir grup taraftarın "kitlesel sözlü saldırısına" uğradı. Tezahürat değil, küfür bile denemezdi tribünlerden yükselen sese. Küfür bile bazen cinsel içerikli olmayabilir; oysa taraftarların yaptığı şey; adeta belden aşağı bir saldırıydı. Ardından kupa finalinde Fenerbahçelilerden benzer sesler yükseldi. Bu kez hedef tahtasında Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim ve ailesi vardı.
Son yıllarda gündeme gele gele adeta kanıksandı küfürlü tezahürat. Tıpkı küfüre karşı alınan ve çoğu uygulanmayan önlemler gibi. Yeni bir futbol sezonu; bu kez "sözlü cinsel saldırıların" tartışması sürerken iki gün önce başladı ve tribünlerden tehlike sinyalleri yayılıyor. Buna karşılık, spor yazarlarına göre Futbol Federasyonu'nun gündemine aldığı yeni önlemler "teorik" olarak olumlu. "Teorik" olarak, çünkü önlemlerin pratikte uygulanması hakemlere düşüyor ve hakemlerin de ne yaparlarsa yapsınlar eleştirilmeleri çim sahaların tunç yasası.
Futbol Federasyonu'nun gündemindeki karar özetle; küfür edildiğinde hakemlere maçı tatil etme yetkisi tanıyor. Çirkin tezahürat yapıldığında hakem oyunu durdurup ilk uyarı anonsunu yaptıracak. Uyarı sonuç vermezse iki takımın kaptanı uyarılacak ve bundan da sonuç alınamazsa hakem soyunma odasına giderek kulüp başkanı ya da yetkililerinden küfürlü tezahüratın önlenmesini isteyecek. Bu aşamada yapılan ikinci anonsun da çözüm getirmemesi durumunda hakem maçı ertesi gün seyircisiz oynanmak üzere tatil edecek.
Merkez Hakem Kurulu Başkanı Hilmi Ok'a hakemlerin bu kuralları işletip işletemeyeceğini sorduğumuzda net bir yanıt alıyoruz: "Talimatlar mutlaka uygulanır."
Tribünlerdeki küfüre karşı bir diğer cephe de hakem eşleri tarafından oluşturuluyor. Geçtiğimiz günlerde Kuşadası'nda düzenlenen 39. Uluslararası Hakem Semineri sırasında bir araya gelen hakem eşleri, bir dernek çatısı altında birleşip sözlü ya da fiili saldırılara karşı haklarını aramayı amaçlıyorlar.

GÖRÜŞLER
Halit Kıvanç (Gazeteci):
Sahaya ineriz, annenizi döveriz!
Gençliğimde, her kulübe o günün ayrı bir şarkısı uyarlanırdı. Şimdi her takım için aynı tempolar tutuluyor, ayırt etmek mümkün değil. Bugün de bir türkücü ya da popçu, tuttuğu takım için küfürsüz küçük bir beste yapsa yararlı olur.
En önemli fark ise, o zamanlar tezahürat bir takıma destek vermek için yapılırdı. Şimdi ise orada olmasa bile rakip takımlara sövmek için bağırıyor insanlar. Yabancı bir konuğum bana "sahaya ineriz annenizi..." şeklindeki bir tezahüratın anlamını sormuştu ve o malum kelimeyi 'döveriz' diye tercüme etmiştim. Bu pembe yalana karşın konuğum ayıplamıştı tezahüratı.
İnsanların annesine, kız kardeşine küfür etmek geleneksel namus anlayışımızla da asla bağdaşmıyor. Anadolu'nun futboldaki sesini o yıllarda ilk Eskişehirspor duyurmuştu. Amigoları Eskişehirli Orhan çok zarif bir insandı. Eskişehirliler hiçbir takıma küfür etmeyerek örnek taraftar nedir, bize gösterdiler. Eşim de Eskişehir'de gittiği bir maçta, taraftarların yarısının kadın olduğunu görmüş. Şimdi ise ancak küfüre kızmayan genç kızlar maça gidebiliyor. Ancak durumun bugüne gelmesinde medyanın kışkırtması olmadığını düşünüyorum. Evet, medya bazı isimlere fazla yüklenerek hata yapıyor olabilir; ama asla 'küfür edin' demiyor. Bence bu küfürleri edenler, kendi annelerini gözlerinin önüne getirerek bu işten vazgeçmeliler.

Vedat Okyar (Beşiktaşlı eski milli futbolcu
ve Hürriyet gazetesi spor yazarı):

Centilmenliğin tabutu
O günlerle bugün gece ile gündüz kadar farklı. Eşim, kız kardeşim ve annem tiyatroya ya da sinemaya gider gibi tek başına maç izlemeye gelebilirdi. Günün şarkıları rakibi rencide etmeyecek şekilde tezahürata çevrilirdi. En fazla; örneğin Galatasaray Fenerbahçe'yi yendiği zaman Hasnun Galip Sokak'a Sarı - Lacivert bir tabut getirildi. Eskiden tanınmak değil sevilmek önemliydi futbolcular için. Bence televizyon kanallarıyla birlikte bu mertlik de bozuldu.

Turgay Şeren (Galatasaraylı eski milli kaleci
ve Hürriyet gazetesi spor yazarı):

"5 dakika kaldı - Turgay fitili aldı!"
Benim futbol oynadığım yıllarda Galatasaray tribünü, Fenerbahçe tribünü diye bir ayrım yoktu. Herkes birlikte otururdu. 15 - 20 arkadaş yan yana gelse de hemen yanlarındaki rakip takımın taraftarına kızmazlardı. Bizim zamanımızda; "5 dakika kaldı - Turgay Fitili aldı" ya da "Hakemin gözüne gözlük" gibi tezahüratlar vardı. Biz futbolcuların otomobili yoktu. Kız arkadaşlarımızı tribüne oturtur, maç çıkışında da onlarla birlikte taraftarların arasından Taksim'e yürüyebilirdik. Ama o zaman İstanbul'un nüfusu 1 milyon bile değildi. Demek ki İstanbul'un beyefendileri güneye kaçtılar! Bugün halkın üzerinde baskı var ve insanlar deşarj olmak istiyor. Ama tribünde ettikleri küfürün yüzde 1'ini sokakta etseler cinayet olur! Tribündeki küfürler futbolcuları da sahada birbirine düşürüyor.

Lefter (Fenerbahçeli eski milli futbolcu
ve Milliyet gazetesi spor yazarı):

Küfür eden dışarı atılırdı
Kızlar da maça gelirdi o zaman ve küfüre izin verilmezdi. Küfür eden oldu mu hemen tribünden dışarı atılırdı. Şimdi sanki insanlar bilhassa küfür etmek için geliyorlar. Futbolcuların da karakteri değişti. Ben 700 küsur gol attım Fenerbahçe formasıyla, ama sevindiğimde elimi bile kaldırmadım. Şimdikiler neredeyse tribüne çıkacak. Bu da özellikle Brezilya gibi ülkelerden bize geldi. Hakemin de hata yapabileceği bilinirdi o zaman ve en fazla ıslıklanırdı.

Cüneyt Tanman (Galatasaraylı eski milli futbolcu
ve Sabah gazetesi spor Yazarı):

Yenilsen de yensen de!
Bizim dönemimize oranla bugün hoşgörüsüzlük arttı. Kulüp yöneticileri ve medyanın bunda rolü çok büyük. Düzenin başarı üzerine kurulması tribünleri yanlış yönlendiriyor. "Yenilsen de yensen de taraftarın seninle" diyen tribünler, başarısızlık durumunda küfür etmeye başlıyor. Futbolcular da kendi hatalarında hakeme itiraz ederek gerilimi artırıyor.