ANKARA Cumhuriyet Başsavcılığı, ülkücü kabadayı Kasım Gençyılmaz ve 16 arkadaşı hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 313. maddesinde tanımlanan "suç işlemek için teşekkül oluşturmak"tan toplam 140 yıldan 313 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. İddianamede, Gençyılmaz'ın bu çete aracılığıyla gasp, gaspa teşebbüs, işyeri kurşunlatma, işyeri kurşunlunmasına azmettirme ve uyuşturucu kullanma gibi 12 ayrı suç nedeniyle 96 yıldan 208 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'in hazırladığı 48 sayfalık iddianamede, çetenin suç işleyiş yöntemi hakkında
bilgi verilirken, DGM ilk kez TCK'nın 313. maddesinde yer alan "cürüm işlemek için oluşturulmuş teşekkül"ü "çete" olarak tanımlanara "Çete olarak da vasıflandırılması mümkün olan bu teşekkülün disiplin içinde çalıştığı ve verilen talimatların mutlaka yerine getirildiği sabit olmuştur" denildi.
Ankara başta olmak üzere yurdun değişik illerinde faaliyet gösteren Gençyılmaz çetesinin oluşumu hakkında da kısa özet yapılan iddianameye göre Gençyılmaz, 1980'li yıllarından ünlü ülkücü baba Ümit Ölmez'in yanında yetişti. 1992 yılında Ölmez'in öldürülmesi üzerine bir ara dağılan ve Gençyılmaz tarafından tekrar toparlanmaya çalışılan çetenin ilk eylemi Mustafa Meşe isimli kişinin silahla yaralanması oldu.
Kasım Gençyılmaz'ın eylem talimatlarını, genelde çetenin ikinci adamı durumunda bulunan Ecevit Yıldız'a verdiği, Yıldız'ın eylemi gerçekleştirecek olan çete elemanlarını seçerek görevlendirdiği, eylemde kullanılacak silahları da temin ettiği belirtilen iddiamade, Gençyılmaz ile ilgili olarak şu tespitlerde bulunuldu:
"Ümit Ölmez'in öldürülmesinden sonra müstakil çalışmaya başlayan sanığın tefeci olarak nitelendirdiği insanlardan para alarak yani gasp fiilleri işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu, para vermek istemeyen kişileri tehdit ettiği, buna rağmen para vermeyenlerin işyerlerini kurşunlattığı, adam öldürme ve adam öldürmeye teşebbüs eylemlerini gerçekleştirdiği sabit olmuştur."
Cezaevinden firarından sonra Ankara Emniyet Müdürlüğü'nden kerdeşi Ahmet Ayhan Gençyılmaz adına düzenlenmiş sahte kimlikle sahte pasaport aldığı kaydedilen Kasım Gençyılmaz'ın cezaevinde bulunduğu sırada da "işlerini" cep telefonu ile çetenin ikinci adamı Ecevit Yıldız'a talimat vererek gerçekleştirdiği tespitinde bulunuldu.
İddianamede, çetenin aynı zamanda cezaevine düşen elemanlarınının yakınlarına destek için "tahsilat" yaptığı kaydedildi. İddianameye, bu yöndeki tespitler şöyle yansıdı:
"Eylemleri gerçekleştirerek cezaevine düşen teşekkül mensuplarının ve ailelerinin geçimlerini sanık Geçyılmaz'ın üstlendiği, gasp eylemlerinden elde edilen paraların bu işte kullanıldığı sabit görülmüştür."
Genellikle otel ve oto galerisi sahipleri ile "eski arkadaşları" olan müteahhitler ve bazı tefecilerden mark ve
dolar olarak para istediği tespiti yapılan iddianamede zaman zaman Gençyılmaz'ın Savcılık ifadesinden de kesitlere yer verildi. Bu ifadeler aynı zamanda kabadayı Gençyılmaz'ın Ülkü Ocakları'ndan bazı kişilerle de ilişki içinde olduğunun resmen tespitini yapmış oldu. İddianameye göre Gençyılmaz, bir oto galerisinin sahibinden 2 adet mercedes marka
araba aldı ve karşılığında Sincan'daki iki dükkanını ipotek etti. Oto galerisinin sahibi ile aralarında çıkan anlaşmazlığın çözülmesi için de Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Naim Yanık'tan ricada bulundu.