18.02.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:
Naki Özkan
Öcalan, DGM’nin yetkisine giren suçlar işlemiş bir kişi. Bu kişinin yargılanmasında Türkiye’de bir hukuk ihtilali yapılmalı. Yargılamanın uluslararası hukuka intikali anlamında bir hukuk ihtilali gerekli. Yani ulusal hukukun aşılıp milletlerarası hukuka geçilmesi lazım.
Öcalan’ın yargılanmasında uluslararası hukuka geçilmesi ile neyi kastediyorsunuz?
Öcalan’ın uluslararası "Terörle Mücadele Sözleşmesi" çerçevesinde, insanlık suçu işleyen bir kişi olarak yargılanması gerekir; terör suçlusu olarak değil... Öcalan’ın insanlığa karşı suç işlemiş bir kişi olarak, uluslararası hukuk çerçevesinde yargılanması pekala mümkündür ve Türkiye’de bu eşiği atlayan idare mahkemeleri vardır. Yani milletlerarası sözleşmeleri anayasanın üstüne çıkararak yargılama yapılmasını isteyen mahkemeler oldu.
Öcalan’ın uluslararası hukuk çerçevesinde yargılanması neden gerekli?
Öcalan için "terör suçlusu" derseniz, Türkiye’nin dahil olduğunu savunduğumuz Avrupa’da bunun siyasi bir anlamı olduğu tartışılabilir. Halbuki, insanlık suçunun siyasi boyutu yoktur. Onun için yapılması gereken şudur: Türk mahkemeleri Öcalan’ı, Türkiye’nin taraf olduğu ve Türkiye’de anayasanın üzerinde sayılan uluslararası antlaşmalar çerçevesinde, insanlık suçu işlediği için yargılamalıdır.
Uluslararası hukuk çerçevesinde yargılama yapılmasını isteyen mahkemeler hangileri?
Bu konuda üç dört örnek var. Bazı idari mahkemeler, anayasayı bile aşıp Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmaları uygulamışlardır. Adil yargılama konusunda karar vermişlerdir. Bu mahkemeler, "Anayasanın üstünde Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar vardır" diyerek bir yargılama süreci başlatmışlardır.
Benim önerim şu: Bu kişi Terörle Mücadele Yasası, Ceza Yasası aşılıp, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar uyarınca yargılanırsa, hiç kimsenin, yani dahil olduğumuzu varsaydığımız medeni Avrupa’nın sesi çıkmaz.
Türkiye’de uluslararası hukuka göre yargılama yapılmasının örnekleri var mı?
Evet var, TODAİE dergisinin son sayısına bakın, bu örnekleri görürsünüz. "Türk hukukuna göre idari yargı yolunun kapalı olduğu durumlarda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi adil yargılama hakkını tanıdığı için, bu yolun açık tutulması gerekir" diyen kararları var mahkemelerin.
Bu kritik vakada bir hukuki sıçrama yapıp, uluslararası mevzuata yollama yapıp, yargılamayı o düzenlemeler çerçevesi içinde yapması, Türkiye’nin hukuksal kimlik arayışı açısından da çok önemli.
Size göre bu mümkün olabilir mi?
Olabilir. En azından ben bunun böyle olabileceğini özlüyorum, olmasını istiyorum.
DGM’de yargılanırsa ilgili ceza maddesi nedir? TCK’nın 125. maddesi mi?
Evet. TCK 146 da olabilir. DGM’lerde Öcalan hakkında açılmış beş dava var. 125’ten, adam öldürmeden, cinayete teşvikten açılan davalar var. Bazısı soruşturma safhasında, bazısı gıyabında görülmeye başlandı. Sulhi Dönmezer, "Bu kişi TCK’nın bütün maddelerini ihlal etmiştir" dedi. Bir tek maddeye odaklanmak yanlış. İdam kararı verilse dahi, itiraz halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bozma karar alır ve işin içinden çıkılamaz. İdam cezası verilmesi ve bunun süratle uygulanması halinde, bekleyen idam cezaları da uygulanmak zorunda kalınır.
Öcalan uluslararası hukuk kurallarına göre değil de DGM’de yargılanırsa, davanın kapalı duruşmalar halinde yapılması tercih edilebilir mi?
Türkiye’nin ne yapacağından daha çok savcılar ve DGM yargıçlarının ne yapacağını sormak lazım. Kısa bir süre önce, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Türkiye’de DGM’lerin tarafsız, bağımsız yargı yeri olmadığı konusunda bir karar verildi. Bu kişinin DGM’de yargılanması Strasbourg mahkemesi önünde ciddi sorun çıkartır. Buna bir formül bulmak lazım. Eski Adalet Bakanı, DGM’lerin sivilleştirilmesi yönünde bazı girişimlerde bulunmuştu ama sonuç alınmamıştı. Türkiye’yi bu vakada bekleyen en ciddi sorun, DGM’lerin bu konuda yargılama yetkisini kullanmaya kalkışmasıdır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde DGM’leri Avrupa İnsan Hakları hukukuna aykırı buldu...
DGM’ler bağımsız, tarafsız, adil yargılamanın yapılabileceği yargı organları olarak görülmüyor. Bu ciddi bir sorun... Öcalan’ın DGM’de yargılanması Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde sorun olur.
DGM’nin vereceği karara, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde itiraz edilebilir, o halde...
Kesinlikle. Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde DGM’ler nedeniyle mahkum olduğunu düşünürsek, çok vahim sonuçlarla karşılaşılabilir...
Sözünü ettiğiniz "hukuk ihtilali" yapılmazsa, bir formül bulunabilir mi?
DGM’nin görevsizlik kararı verip, bunu bir ceza mahkemesine intikal ettirmesi tek formüldür. Bu mümkün. Köprüden, yani Strasbourg’daki mahkemeden önce, son çıkıştan çıkalım. Öcalan’ın DGM’de yargılanması Avrupa’da ciddi sorunlar çıkarır.
Sizin önerdiğiniz şekilde bir görevsizlik kararı hiç alındı mı? Alınabilir mi?
Bu ilk örnek olabilir. Her şeyin bir ilk örneği vardır.
Sizin kaygılarınız hukuk otoriteleri tarafından paylaşılıyor mu?
Sanmıyorum. Hukuk bir akrobasidir. Trapezde sallanan iki insan vardır. Birinden diğerine geçilebilmesi için ikinci kişinin elini uzatması lazımdır. İkincinin elini uzatmasının ise tam zamanıdır. Uzatmazsa birinci adam aşağıya düşer, yani Türkiye...
Son olarak şunu unutmamak lazım: Büyük bir ihtimalle, Öcalan’ı Türkiye yakalamış değil. Öcalan’ı verdiler. Türkiye’nin başarısı olarak gösteriliyor ama ben buna inanmıyorum. O miadını doldurmuş bir adamdı. Bu sorun sadece Öcalan sorunu değil. İspanya’nın Bask bölgesinde bir "Kürt parlamentosu" toplanmak isteniyor. O sorun çok daha kritik. Genelkurmay Başkanı’nın, sorunun bir sosyal ve ekonomik boyutu olduğu açıklamasına da dikkat çekmek istiyorum. Bu sorun sadece askeri yöntemle çözülmez. Bu tırmanmanın önü çok önceden alınmalıydı.
Böyle kritik bir dönemde parlamento tatile girmemeliydi.