The OthersElmalı definesi köyüne dönüyor

Elmalı definesi köyüne dönüyor

11.10.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Elmalı definesi köyüne dönüyor

Elmalı definesi köyüne dönüyor
11 Ekim 1998
Önay YILMAZElmalı definesinin izini süren gazeteci Özgen Acar, bunları sahiplenmek isteyen Amerikalı sanayici William Koch ve ortaklarını zor duruma soktu. Acar'ın haberlerinin ardından harekete geçen ve sikkelerin iadesini isteyen Türk hükümetinin ABD'de açtığı dava lehimize sonuçlanmak üzere.

Elmalı definesi köyüne dönüyor
Dünya, ABD'nin en zengin ailelerinden birine mensup olan sanayici William Koch ve iki ortağı Jonathan Kagan ile Jeffrey Spier'in, büyük bir servet sahibi olma hayallerini suya düşüren Türk gazeteciyi konuşuyor. Herald Tribune ve New York Times'ın sözünü ettiği başarılı gazetecinin adı Özgen Acar.
Acar, 1984 yılında satılan 1700 Elmalı sikkesinin peşine düşmüş, 2 yıl sonra kime satıldığını ve nasıl kaçırıldığını öğrenmişti. Acar'ın 1988 yılında yayınlanan haberlerinin ardından, Türk hükümeti mahkemeye başvurarak dava açmıştı. Dava yaklaşık 10 yıldır devam ediyor ve Türk hükümeti lehine sonuçlanmak üzere. Koch ve ortakları, 1984'te 3.2 milyon dolara satın aldıkları, ancak şimdiki değeri 40 milyon doları bulduğu ileri sürülen 1700 Elmalı sikkesi nedeniyle zor günler yaşıyor. Herald Tribune Koch'un, "Hayatımda hiçbir şey beni bu kadar sıkıntıya sokmadı, keşke bu sikkeleri hiç görmemiş olsaydım," dediğini yazdı.
Mahkemede Türkiye'nin avukatlığını, New Yorklu Lawrance Kaye ve Harry I. Rand yapıyor. Bu davada Türk hükümetinin önemli bir sorunu var. O da Karun Hazineleri gibi birçok eseri Türkiye'ye mahkeme yoluyla kazandıran ABD'li avukatlara olan yaklaşık 3 milyon doları bulan borcu.
Gazeteci Özgen Acar, davanın tıpkı Karun Hazineleri'nde olduğu gibi seyrettiğini anlatıyor: "Karun Hazinesi davasında da New York Metropolitan Müzesi, zaman aşımını, Türk hükümetinin gerekli özeni göstermediğini ileri sürmüştü. Ancak mahkeme, bu gerekçelerin hiçbirini kabul etmedi. Ve keşif yapılmasına karar verdi. Bu karşı taraf için şok bir karardı."Acar, bu define yüzünden sürekli izlendiğini de belirtiyor: "Mossad'dan ayrılma bir İsrailli vardı. Adı Mark Nazer. Koch buna beni izlemesi için görev vermiş. Telefonlarımı dinlemiş ve beni takip etmişti. Verdiği raporda da benim Türk hükümetinin ajanı olduğunu bildirmişti."

Koch kimdir?
Acar, yıllarca yaptığı araştırmalar sonunda, Koch'un kim olduğunu da belirlemiş. Koch'un kimliği hakkında bize şunları anlatıyor:"ABD'nin en zengin 400 kişisinden biri. Boston Müzesi ile yakın ilişkisi var. Tablolarının ve kendi özel koleksiyonunun bir kısmı orada. Bunlar 4 kardeşmiş. Babası Rusya'da rafineriler kurarak zengin olmuş. Babası öldükten sonra anne ve kardeşler arasında hır çıkmış. Bunun payına 475 milyon dolar gibi bir para düşmüş. Babasının Amerikan sikkeleri koleksiyonu varmış. O konuda annesiyle mahkemelik olmuş. Elmalı definesini 3.5 milyon dolar gibi bir paraya aldı. Amacı en iyilerini kendisine saklamak, diğerlerini satmaktı. Bunlardan 15 tanesini Los Angeles'ta müzayedeye çıkardı. Ben Türk hükümetini uyardım. Türk hükümeti bizim avukatları devreye soktu. Ankara'ya getirildi. Koch şoke oldu. Gelişmeler üzerine, elinde bu sikkeleri bulunduranlar Koch'a, biz bunları satamayız diye iade ettiler."

Elmalı definesinin önemi
Acar, elde ettiği bilgiler ışığında Elmalı definesinin önemini de şöyle ifade ediyor: "Eskiden Persler M.Ö. 5. yüzyılda Anadolu'dan geçip Yunanistan'ı istila ettiklerinde Yunanistan'daki, Trakya'daki ve Ege bölgesindeki şehir ve ada devletleri bir birlik kurdular. Bu birlik o zamanın NATO'su gibiydi. Birliğin de bir merkezi ve bir bütçesi vardı. Her ülke kendi bastığı gümüş sikkeden kendi gücü oranında katkıda bulunuyordu. Bu definenin özelliği işte orada. Ne kadar şehir devleti varsa o devletin paraları var içinde. Başlı başına bir koleksiyon. İkinci önemi, bu sikkelerin binden fazlası Türkiye'deki Likya bölgesinden. İçlerinde şimdiye kadar bilinmeyen hanedanların sikkeleri var. Tarihin bir boyutunu aydınlatıyor. Üçüncü ve en önemli tarafı şu; istiladan sonra Yunanlılar, Persleri yendikleri için bir anı parası çıkardılar. Normal olarak o zaman para birimi bir drahmi, en fazla 4 drahmiydi. Fakat bu anma nedeniyle 10 drahmilik para çıkarıldı. Yani 1 yerine 10 drahmilik gümüş, yani deka drahmi. Bunlar genelde 43 gram ağırlığındaydı. O gün dahi sayıları çok azdı. Daha sonra bunlar günümüzde çeşitli yerlerde tesadüfen bulundu. Topu topu 14 kadar vardı dünyada. En sonunca deka drahmi 1974'te bir yerde bulunmuş. İsviçre'de bir müzayedede 270 bin dolara satılmıştı. Yunan hükümetinde bunlar yoktur, kendi tarihleri için bunu almak istediler fakat alamadılar. 1974 yılında dünya antik sikke rekoru kırdı. Son olarak ABD'de bir televizyon yapımcısı tarafından 1985 yılında 600 bin dolara satın alındı."

Koch ve ortaklarını yıkan mektup
Koch daha önce, M.Ö. 465 yılında Atina'da üretilen, çoğunun başka örneği bulunmayan bu çok nadir ve çok değerli Yunan sikkelerinin, Elmalı'dan çıkartılan ve Türkiye tarafından geri istenen sikkeler olmadığını savunmuştu. Ancak mahkemeye sunulan bazı önemli belgeler, Koch ve ortaklarını yalanlamıştı. Bu belgelerden biri, başlıca nadir sikke satıcılarından İsviçre Bankası Bank Leu'nün yöneticisi Silvia Hurter'ın, Koch'un sikkelerin gerçek olup olmadıklarının kontrolü için 1984'te başvurduğu Boston Güzel Sanatlar Müzesi Klasik Sanatlar Bölümü Müdürü Cornelius Vermeule'e yazdığı yazıydı. Yazıda, "Asrın hazinesi diye adlandırabilecek sikkelerin ABD'ye doğru yönlendikleri konusunda duyumlar aldık. Farkında olmanızı istediğimiz, beklenmedik bir engel var: Güvenilir kaynaklardan öğrendiğimize göre Türkiye durumun farkında," şeklinde bir uyarı vardı.