Depremle ilgili tahminlerde bulunan, bilgiler veren profesörlerin uluslararası alanda izlenme haritası çıktı. Birinci sırada 'Kötümser tahminci' Prof. Şengör var
Marmara'da meydana gelen 17 Ağustos'taki depremin ardından televizyonlarda ve yazılı basında yer alarak halk arasında "Kim doğruyu söylüyor?", "Kime inanalım?" tartışması yaratan bilim adamları, mercek altına yatırıldı.
Bilim adamları, uluslararası düzeyde yayın yapan, tüm dünyaya dağılan hakemli dergileri kapsayan ve bir bilim adamının yaptığı yayınların başkalarınca ne kadar dikkate alındığını ölçen Science Citation Index'de (SCI - Bilimsel Atıf Endeksi) araştırıldı.
Bu araştırma sonunda, 1991 - 1999 arasında hangi bilim adamının uluslararası alanda ne kadar izlendiği, moda deyimle ne kadar "reyting" aldığı ortaya çıkarken uzmanlık alanları da belirlendi.
Verilere göre uluslararası bilimsel atıflar dağılımına bakıldığında, İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Şengör'ün sekiz yılda bin 359 atıfla diğer Türk meslektaşlarının oldukça önünde olduğu görüldü. Şengör'ü 379 atıfla yine aynı üniversiteden Prof. Dr. Aral Okay, 230 atıfla Prof. Dr. Aykut Barka izliyor.
Prof. Dr. Ahmet Ercan'ın sekiz yılda hiç atıf almadığı ortaya çıkarken Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'un dört, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırmaları Müdürü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara'nın dokuz, Prof. Dr. Ülben Ezen'in yedi atıf aldığı saptandı.
Bilim çevreleri, uluslararası ölçeklere göre çoğu profesörün sekiz yılda aldıkları atıf sayısının tek rakamlı hanede kalmasını, bu kişilerin vasatın altında olduklarının bir göstergesi olarak değerlendirdi. Oysa uluslararası ölçekte yer bilimlerinde yılda 100'ün üzerinde alınan bilimsel atıflar, araştırıcının dahi olduğunu gösterirken, Türkiye'de iyi bir araştırıcının yılda ortalama 5 - 10, yurtdışında ise 10 - 30 arası atıf aldığı belirtildi.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Türkiye'deki üniversiteler arasında jeofizik ve jeoloji alanındaki uluslararası yayınların kalitesi ve çokluğu bakımından ilk sırada yer alıyor.
Önemli gösterge
Boğaziçi Üniversitesi Fen - Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Başkanı Prof. Dr. Gürol Irzık, SCI'nın önemli bir kriter olduğunu belirterek şunları söyledi:
"SCI, uluslararası alanda yayın yapan hakemli dergileri tarar. Dünyada bu endekse girmek önemli bir göstergedir. Bir bilim adamının başarısını burada görmek mümkündür. Bilim adamlarının hangi yayınlarına atıf aldığına da bakılması gerekir. SCI ciddi, ancak tek gösterge değil."
Marmara depremiyle ilgili kamuoyuna
bilgi veren bilim adamlarının Kuzey Anadolu Fayı ve Marmara Bölgesi konusundaki yayınlarının da esas alınması gerektiğini vurgulayan Irzık, şöyle konuştu:
"Bunun yanında bu konuşan bilim adamlarının uluslararası yaptıkları yayınlar ve aldıkları atıfların dışında, uluslararası bilim çevrelerince tanınmışlıklarına, yani mesleki saygınlığına, izledikleri konferans sayısına ve kitaplarda ne kadar yer aldığına da bakmak gerekir. Burada esas konu Marmara depremi ve Kuzey Anadolu Fayı'yla ilgili çalışmalardır.
Tablodaki verilere baktığımızda 3 - 5 atıf almak, o bilim adamının uluslararası camiada pek ciddiye alınmadığını, hatta hiç uluslararası yayın yapmadığını ortaya koyuyor. Bir bilim adamı, çok yayın yapmıyorsa uluslararası çevreler kendisini dikkate almaz."
Bilimsel atıf nedir?
Bir bilim adamının yaptığı yayının, başka bir bilim adamı tarafından referans alınması anlamına geliyor. SCI, uluslararası düzeyde yayın yapan tüm dünyaya dağılan hakemli dergileri kapsayan bir
endeks. Bu endeks, bir bilim adamının yaptığı yayınların başka bilim adamlarınca ne kadar dikkate alındığını ölçüyor. Tablo, araştırıcıların birinci isim oldukları makaleler dikkate alınarak hazırlandı. Ortak yazarlı makaleler buna dahil edilmedi.
Neler demişlerdi?
* Şengör - Taymaz: Xavier le Pichon ile birlikte geliştirdikleri tezle Marmara'da 7.8 büyüklüğünde bir deprem olacağını savunuyorlar.
* Görür - Okay: Şengör - Taymaz - Pichon'un tezini kabul etmemekle birlikte ciddiye alınması gerektiğini söylüyorlar. Marmara'da bir deprem beklediklerini ancak 7'den büyük olmayacağı görüşündeler.
* Barka: Marmara'da 7.8 büyüklüğünde bir deprem beklemediğini, ancak depremin batıya yani Marmara'ya kaydığını vurguluyor.
* Üşümezsoy: Körfez fayının düşey atılımlı olmadığını, bu nedenle İstanbul depremine yol açmayacağını savunuyor.
* Uluğ: Marmara'da büyük deprem beklemiyor. Dünyada hiç denenmemiş bir yöntemi fayların patlatılarak enerjinin boşaltılmasını savunuyor.
* Gündoğdu: Marmara'nın riskinin artttığı görüşünde.
* Ezen: Şengör - Taymaz -Pichon'ların yanlış hesap yaptığını, depremin büyük olmayacağını savunuyor.
* Işıkara: TPAO'nun haritasını yanlış yorumlamakla suçlanıyor. Ancak O da Marmara'da bir deprem beklediğini söylüyor.
* Ercan: Depremin 7 büyüklüğünde olacağını, ancak bunun 20 yıl sonra olacağını savunuyor.
* Bargu: Marmara'da büyük deprem olmayacağı görüşünde.
* Koçyiğit: Marmara'dan çok Kuzey Anadolu Fayı'nın güney sınırını oluşturan Bursa'nın daha riskli bölge olduğunu iddia ediyor.
* Tüysüz: Marmara'da deprem beklediğini, ancak büyüklüğü konusunda verileri beklemekten yana.
* Ersoy: Marmara'da deprem beklentisi konusunda kesin konuşmuyor.
* Öztunalı: Sadece denizdeki değil karadaki faylara da dikkat çekiyor.