Tuna Sakallı
Milliyet'in 50. kuruluş yıldönümünde Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan'ın girişimleriyle faaliyete geçirilecek olan Aydın Doğan İletişim Enstitüsü, dün düzenlenen bir törenle tanıtıldı.
Boğaziçi Üniversitesi'nde yapılan törende konuşan Başbakan Bülent Ecevit, gelişen iletişimin topluma yön veren bir unsur olduğunu belirtti. Ecevit, "İletişim Enstitüsü projesi için Boğaziçi Üniversitesi'ni ve Aydın Doğan'ı kutlarım" dedi.
Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Üstün Ergüder de, "Bugün özel sektörle üniversitelerin yakın işbirliği kaçınılmazdır. Aydın Doğan İletişim Enstitüsü, bunun en önemli göstergesidir" dedi.
Üniversitelerin sürekli yenilenen ve bilim üreten kurumlar olduğunu kaydeden Ergüder, "Üniversiteler, özerkliklerini korumak amacıyla özel sektörden uzak durdu. Özel sektör de aynı şekilde bu tür ilişkileri gözardı etti. ABD'de de araştırmalarımıza göre vakıf desteğiyle 16 üniversitede iletişim eğitimi veriliyor" şeklinde konuştu. Günümüz çağını iletişimin yönlendirdiğini vurgulayan Ergüder, iletişimcilerin yüksek standartlarda yetiştirilmesinin çok önemli olduğunu; Aydın Doğan İletişim Enstitüsü'nün de bunu en iyi şekilde yerine getireceğini söyledi.
Önderlik edecek
Üniversitenin dar bir mekanda çalıştığına işaret eden Ergüder, Aydın Doğan Vakfı'nın bağışlayacağı 4 bin 250 metrekare kapalı alana sahip tesiste, 18 ofis, 32 derslik, 2 teknik laboratuvar, sanal kütüphane ve toplantı odaları bulunacağını anlattı.
Ergüder, projeyi sanal olarak tanıtırken; uluslararası çapta, önder bir enstitü kurulacağını vurguladı.
Lisansüstü programlara çok iyi yetişmiş, başarılı lisans mezunlarını alacak enstitüde; öğrencilere etik ve hukuk bilgisinin yanı sıra, teknik donanımla ilgili dersler de verilecek.
İstikrar sürprizi
İşletme ve Ekonomi Kulübü Başkanı öğrenci
Burç Özkan, tören sonunda Ecevit'e bir plaket verdi. Özkan, programda bulunmamasına karşın konuşacağını belirterek, ülkesini seven bir Türk genci ve Boğaziçili olarak ekonomik ve siyasal istikrara katkılarından dolayı Ecevit'e teşekkür etti.
B.Ü. Müzik Kulübü Klasik Müzik Korosu'nun konser verdiği tanıtım toplantısında, enstitüyü tanıtan bir sinevizyon gösterisi de sunuldu.
Törene İstanbul Valisi Erol Çakır, Emniyet Müdürü Hasan Özdemir, basın ve televizyon dünyasının temsilcileri ile aralarında Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara'nın da bulunduğu akademisyenler ve medya yöneticileri de katıldı.
Aydın Doğan: Hedef insan, ilke tarafsız haber
Gazetemiz sahibi ve Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan, "temel hedefin insana yatırım ve doğru - tarafsız haber" olduğunu söyledi. Doğan, "gazeteci kökenli Başbakan Bülent Ecevit'in hapse girmeyi de göze alarak verdiği onurlu mücadelenin iletişim öğrencilerine örnek olacağını" vurguladı.
Milliyet'in kuruluşunun 50. yıldönümünde yaşama geçirilen Boğaziçi Üniversitesi Aydın Doğan İletişim Enstitüsü'nün tanıtım töreninde yaptığı konuşmada "Eğitime ne kadar fazla yatırım yapsak azdır" diyen Doğan, katkıları için Cumhurbaşkanı, hükümet, Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK'e teşekkür etti. Enstitünün kuruluşu için ilk aşamada 3 milyon
dolar bağışta bulunan Doğan, özetle şu görüşleri dile getirdi:
Katkılarımız sürecek:İnsana yatırım bizim temel hedefimizdir. Ailemiz ve grubuz adına bugüne kadar 6 okul yaptırıp devlete bağışladık. Çocuklarımızın, gençlerimizin en iyi şekilde yetişmeleri için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadık. En değerli varlığımız olan çocuklarımıza yönelik desteğimiz bundan sonra da hep devam edecektir.
Özgür basın için iki koşul:Basın özgürlüğünün birinci koşulu ekonomik bağımsızlıksa, ikinci koşulu da iyi bir eğitimdir. Ekonomik özgürlüğü olmayan basın ne siyasilere, ne sermaye çevrelerine, ne de güç odaklarına karşı bağımsız olabilir. Yeterli eğitim altyapısı olmayan basın da, gazeteciliğin evrensel kurallarını yerine getirmede, insanları doğru bilgilendirmede yetersiz kalabilir.
Medya dünyası değişti:Söz bu noktaya gelmişken, medya patronları konusuna, dünyadaki örneklere bakarak bir açıklık getirmek istiyorum. 22 yıl önce medya sektörüne girdiğimde en genci ve sektör dışından gelen tek kişi bendim. En yenisi iken, en eskisi oldum. Biraz gerilere gittiğimizde gazetelerin babadan oğula geçtiğini, başyazarların aynı zamanda gazetenin de patronu olduğunu görürüz... Ama artık dünya değişti. Yayın kuruluşları dev kurumlar haline geldi. Bugün artık ne gazete sahipleri başyazı yazıyor, ne de başyazarlar gazete sahibi olabiliyor.
Kriter, gücün doğru kullanımı:Dünyada büyük şirketler ile işadamlarının basın - yayın ve iletişim alanında da yoğun faaliyet gösterdiklerini anlatırken İngiltere, İtalya, Fransa ve ABD'den örnekler veren Doğan "Daha birkaç hafta önce Amerikan Online ile Time Warner birleşti" diyerek şöyle devam etti: Bu noktada üstüne basarak şunu söylemek istiyorum: 'Yayın grupları, yayıncılığın dışında başka işler yapamaz' mantığı artık tamamen terk edilmiş bir düşüncedir. Esas tartışmamız gereken konu şudur: Patronu ile, çalışanı ile tüm medya sektörü, elindeki yayın gücünü, insanların doğru bilgilendirilmesi için tarafsız bir şekilde kullanıyor mu, kullanmıyor mu? Buna bakalım. Yanlış yapanı hep birlikte içimizden ayıklayalım.
Gazeteci Başbakan örnek olacak:Sayın Başbakan; bir gazeteci olarak sizi hep kendimizden biri gibi gördük. Zaten siz de mesleğiniz sorulduğu zaman hep 'Gazeteciyim' diye yanıt verdiniz. Yasaklı olduğunuz yıllarda döndüğünüz yer yine gazetecilikti. Verdiğiniz bu onurlu mücadele burada yetişecek öğrencilerin de temel ilkesi olmalıdır. Özgürce gazetecilik yapabilmek için parti başkanlığından istifa ettiniz ve tüm basına örnek oldunuz. O zor yılları geleceğin gazetecilerine rehber olması açısından hatırlattığım için üzgünüm. Hapse girmeyi bile göze alarak mesleğin ilkelerinden zerre kadar taviz vermediğinizi yakından izledik. Verdiğiniz bu onurlu mücadele, Türk basın tarihinde yerini alacaktır... Önümüzdeki yıllarda bu eğitim yuvasında okuyan, aynı mesleği seçen ve politikaya yönelmek isteyen gençler de, eminim ki sizi örnek alacaklardır.
Ecevit'e ilk ders daveti:Bu arada kalbimden geçen bir dileğimi de hem Sayın Başbakan'a, hem de üniversite yöneticilerine duyurmak istiyorum: Bu okulun ilk dersini bugün aramızda bulunma nezaketi gösteren, onurlu gazeteciliğin duayeni ve bu güzide okulumuzun mezunu Sayın Bülent Ecevit'in vermesini arzu ediyoruz. Burada öğrenim görecek genç iletişimci arkadaşlarımızın, bir tarafın, bir görüşün taassubuna kapılmadan, her satırını kamuoyu için yazdıklarını unutmadan, Türkiye'nin bir dünya devleti ve Avrupa Birliği'ne aday olduğunu hiç akıllarından çıkartmadan öğrenimlerini sürdüreceklerine inanıyoruz. Açılışını dört gözle beklediğimiz bu enstitüye, işte bu ilkelerin egemen olmasını diliyoruz.
Öğrencilere ilk ders:Sevgili öğrenciler, haber nereden gelirse gelsin, arkasında kim olursa olsun, kimi rahatsız edeceğini hiç düşünmeden yazmalısınız. Tek düşünceniz haberin doğruluğu ve tarafsızlığı olmalıdır!
Dünya değişti hepimiz değiştik
Yasaklı lidere Milliyet desteğiErcüment İşleyen* Robert Kolej mezunu Başbakan Bülent Ecevit ve eşi, eski dostlarıyla karşılaştığı Boğaziçi Üniversitesi'nde dün anılarla yüklü nostaljik bir gün yaşadı.
* Ecevit çifti, Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği'ne üye oldu. Dernek Başkanı Bülent Okandar, üyeliğin bir simgesi olarak Ecevit'e kravat, Rahşan Hanım'a da eşarp armağan etti.
* Ecevit çifti üyelik için ne kadar aidat ödeyeceklerini sorunca, "Biz Özel Kalem ile hallederiz" yanıtını aldı. Ancak Başbakan buna itiraz etti ve "Hayır Özel Kalem bu işler için olmaz. Ben ödeyeceğim" diye ısrar etti. Dernek Başkanı'nın giriş aidatı olarak 5'er milyon lira istemesi üzerine bu kez itiraz Rahşan Ecevit'ten geldi: "Siz bizden sembolik ücret alıyorsunuz, bu kadar az olamaz..." Sonunda Başbakan, aidat olarak cüzdanından çıkarttığı 20 milyon lirayı verdi.
* Ecevit, siyasi yasaklı olduğu dönemde Aydın Doğan'ın özgür gazetecilik yapabilmesi için kendisine sağladığı olanakları hatırladı: "Siyasi haklarım elimden alınmıştı. Ben gazeteciliğin çekiciliğine dayanamayıp Arayış adlı dergiyi çıkartmak istedim. Aydın Doğan Milliyet'in bütün olanaklarını bize açtı ve yaşayabileceği kadar yaşamasını sağladı."
* B.Ü. Rektörü Prof. Üstün Ergüder Ecevit'e mezuniyet yıllığında arkadaşlarının kendisi için yazdıklarını içeren bir plaket hediye etti. Ecevit salondan
yükselen "okuyun" sesleri üzerine "şiire ve bir bardak çaya" olan düşkünlüğünün anlatıldığı satırları İngilizce okumaya başladı. Ecevit, "dans etmeyi de sevmediğini" içeren metni gülerek okuyup tamamladıktan sonra, "Bir bölümü doğru, bir bölümü yanlış. Ancak dünya değiştikçe hepimiz değiştik" deyince salonda büyük bir alkış koptu.
Basının gelişmesi demokrasiye içerik kazandırdı
Serhat OğuzBaşbakan Bülent Ecevit, son yıllarda Türkiye'nin çağdaş iletişim teknolojisine uyum sağlamakta bir hayli başarı gösterdiğini, buna yazılı ve görsel basının da büyük katkısı olduğunu belirterek, "İletişim ve bilgi teknolojisindeki bu hızlı gelişmenin sonucu olarak, siyaset ve devlet yönetimi gitgide saydamlaşmakta, demokrasi daha çok içerik kazanmaktadır" dedi.
Doğa baştan çıkarırdı
Başbakan Ecevit, enstitünün tanıtımı nedeniyle yapılan törendeki konuşmasına salonda Robert Kolej'den sınıf arkadaşlarını görmekten dolayı duygulandığını belirterek başladı. Ecevit, "Robert Kolej'de iken ilkbaharda ders çalışmakta çok zorluk çekerdim. Doğa, insanı baştan çıkarmak için her şeyi yapardı. Doğanın bu kışkırtıcılığına karşın derslerimizi yapmaya çalışırdık" dedi.
Tez konusu önerdi
Gerek insanlar ve kurumlar arasında, gerek ülkeler arasında iletişimin tarih boyunca çok önemli işlevleri olduğuna dikkati çeken Ecevit, Atatürk'ün de Kurtuluş Savaşı'nı başlatmak üzere Anadolu'ya çıktığında önceliği iletişime verdiğini ve karargahlarını PTT merkezlerine kurduğunu ifade etti. Bu konunun bilimsel inceleme konusu yapılmadığına dikkat çeken Ecevit, enstitünün bunu bir tez konusu olarak ele almasını istedi.
Seçilme yaşı çelişkili
Televizyonlardaki canlı söyleşiler ile tüm ulusal sorunlar veya uluslararası konuların derinliğine irdelendiğini, böylelikle halkın bilgi düzeyinin sürekli yükseldiğini dile getiren Ecevit, bunun doğal sonucu olarak da gençliğin eskisinden çok daha erken yaşlarda bilgilenip bilinçlendiğini ifade etti. Ecevit, buna rağmen Türkiye'de milletvekilliği için 30 yaşını doldurma koşulunun hala yürürlükte bulunmasının büyük bir çelişki olduğunu kaydetti.
Temel hedef: Lisansüstü eğitim
* İyi bir lisans eğitimi almış, çok iyi yabancı dil bilen üniversite mezunlarına, medya ve iletişim alanlarında lisansüstü düzeyde eğitim vermek ve böylece ülkenin bu konulardaki yüksek düzeyde ve kaliteli insan gücü ihtiyacına katkıda bulunmak.
* Hizmetiçi eğitim ve sürekli eğitim faaliyetleri ve programlarıyla, medya çalışanlarına yeni bilgileri ve gelişmeleri aktarmak, akademik ortamda onların ufuklarını genişletmek, kendilerini yenilemelerine olanak sağlamak.
* "Gazetecilik" ve "iletişimcilik" ile yüksek teknolojinin en yeni uygulamalarını birleştiren bir eğitimin ardından, öğrencilere yurtdışında staj ve eğitim olanakları vermek.
* Medya ve iletişim alanlarında özgün ve bağımsız araştırmalar yapmak, Türkiye'nin sorunlarına bilimsel bir bakış açısı getirirken, uluslararası araştırmalara katkıda bulunmak.
Boğaziçi: Ecevit çiftinin okulu
12 Eylül 1971 tarihinde kurulan Boğaziçi Üniversitesi'nin tarihi 1863'te kurulan Robert Kolej'e dayanıyor.
ABD sınırları dışında kurulan ilk Amerikan yükseköğretim kurumu olan Robert Kolej, daha sonra yükseköğretim kurumuna dönüştürülmek istendi. Ancak mali durumu bu projeye olanak vermeyen kolej 1971'de devlet tarafından alınarak Boğaziçi Üniversitesi kuruldu.
İlk 10 yıl mühendislik, temel ve idari bilimler olarak 3 fakülte ile yabancı diller ve önlisans olmak üzere de 2 yüksekokulla eğitim veren Boğaziçi Üniversitesi, 1982'de yapılan ve günümüze kadar devam eden düzenlemeyle halen 4 fakülte, yükseklisans eğitim veren 7 enstitü, Yabancı Diller Yüksekokulu ve Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu'na sahip.
135 yıllık geçmişiyle Boğaziçi Üniversitesi bugün, aralarında Türkiye'yi başarıyla yönlendiren üst düzey yöneticilerden bilim adamı ve sanatçıya kadar pek çok mezuna sahip. Gazeteci kökenli Başbakan Bülent Ecevit ile eşi Rahşan Ecevit de, gençliğini Robert Kolej kampüsünde geçiren ünlülerden.