The Others Gökmen'i kaybettik

Gökmen'i kaybettik

24.11.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Gökmen'i kaybettik

Gökmeni kaybettik

       HÜRRİYET yazarı, Gazeteci Yavuz Gökmen, yakalandığı zatürreeden kurtulamayarak vefat etti.
       21 Kasım Cumartesi günü zatürree teşhisiyle özel bir hastaneye kaldırılan Gökmen'in, yapılan tetkikler sonucu iki taraflı zatürree olduğu tespit edilerek tedavisine başlandı. Ancak Gökmen, zatürreeden kaynaklanan tansiyon düşmesi sonucu dün saat 17.30'da yaşama gözlerini yumdu.
       1946 yılında Manisa'da doğan Gökmen, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 1976 yılında Günaydın Gazetesi'nde TV muhabirliği yaparak basın hayatına giren Gökmen, daha sonra Milliyet ve Güneş gazetelerinde çalıştı. "Özal Sendromu", "Özal Yaşasaydı", "Karanlığın Son Çırpınışları" adlı kitapları bulunan Gökmen, evli ve iki çocuk babasıydı.

       Tedavi gördüğü hastanede de yazılarına devam eden Gökmen, Hürriyet Gazetesi'ndeki köşesinde dün "Ne hasta bekler sabahı.." başlıklı son yazısını yazmış ve hastalığıyla ilgili gelişmeleri anlatmıştı.
       Gökmen son yazısında şunları kaydetmişti:
       "... Öncelikle bir röngtgen filmi çektirmem istendi. Daha sonra da bir tomografi. Cumartesi akşamüstü tomografinin raporu hekimlerin eline ulaştı. Beni derhal hastaneye çağırdılar ve yatırdılar.
       Hastanede, kafamdan film şeridi gibi birçok şey geçti. Bazen gülümsediysem de çoğu zaman ağlamaklı olduğumu itiraf ederim. Her şeyden önce şunu düşündüm. Kendim kendime, `Oğlum, sen her zaman en iyisini yapmayı düşündün. Ama son zamanlarda çok büyük hatalar da yaptın. Mesela son yazımda pnömoni yerine tinomoni yazıldı. Herkes kimbilir benim nasıl bir tıp cahili olduğumu düşünmüştür. Kendi tutulduğu hastalığın adını bile bilmiyor demiştir. Bunun nasıl olduğunu açıklamalısın.'
       Sonra şunu düşündüm. Bunlar nihayet hatadır ve önlerine asla geçilemiyor. Çünkü insan hatalardan oluşuyor ve bu yüzdendir ki `errare humanum est' denmiştir.
       Dün (önceki) sabah bana bronkoskopi yapıldı. Ayıldığımda çevremde yüzleri gülen insanlar gördüm. Bronkoskopi, burundan içeriye kameralı bir hortum sokularak akciğerlerin taranmasıydı. Sonuç bende sadece iki taraflı zatürree olduğu, başkaca herhangi bir patolojik durumun bulunmadığıydı.
       Buna ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Eğer aksi çıksaydı, uzunca bir süre sizlerden ayrılmak zorunda kalacaktım. Varoluşumu hissedebildiğim yazılarımdan ayrılmak zorunda kalacaktım..."