The Others 'Hainler bu vatanın bağrından çıkmış olamaz'

'Hainler bu vatanın bağrından çıkmış olamaz'

24.07.2016 - 14:35 | Son Güncellenme:

Darbe süreci Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, halkımız, polisimiz ve hainlere katılmayan askerlerimizin gayretleriyle bastırıldı.

Hainler bu vatanın bağrından çıkmış olamaz

Milliyet Kıbrıs yazarımız Prof. Dr. Osman Köse'nin yazısı

Haberin Devamı


Türk tarihinin gerek yakın ve gerekse uzak dönemlerinde çok sayıda başarıya ulaşan veya ulaşmayan darbe girişimleri vardır. Fakat hiçbir darbe teşebbüsü, sivil, asker ayırımı yapmadan önüne geleni öldürerek, yakarak yıkarak ve bombalayarak yok etmeye çalışan “15 Temmuz darbe girişimi” kadar vahşice ve gaddarca olmamıştır.

Paralel Terör Örgütü tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden saatler ve günler geçmeye başlayınca, bu menfur ve hain teşebbüsün ayrıntıları yavaş yavaş ortaya çıkıyor. O gece olanları ve yaşananları TV ekranlarında, gazetelerde dinlerken ve okurken insanın tüyleri diken diken oluyor ve haliyle insan “acaba bu hainleri bizler mi yetiştirdik” diye sorgulamaktan kendini alamıyor.
15 Temmuz darbe teşebbüsünü vahşice gerçekleştirmeye çalışan hainler, daha birkaç yıl öncesine kadar devlet ve toplum içinde “masumane” bir şekilde boy gösteriyorlardı. Cumhurbaşkanının ifadesiyle “tabanı ibadet, ortası ticaret ve tepesi ihanet” olan bu yapı maalesef ülkemizin zeki ve başarılı gençlerini kandırarak yıllarca saflarına kattı ve beyinlerini adeta mankurtlaştırdı. Bu yapı içine girerek düşünme melekelerini kaybeden genç ve başarılı insanlar, devletin en hassas kadrolarına yerleşerek veya yerleştirilerek bu günkü korkunç tabloyu oluşturdu.

Haberin Devamı

15 Temmuz akşamı hiçbir zaman ihtimal veremeyeceğimiz vahşilikleri gerçekleştiren, düşünme yetenekleri yok edilmiş “mankurtlaşan” bu insanların “soytarılıklarını” seyrederken ve yaşarken dona kaldık.
Cumhurbaşkanımızın halkı meydanlara çıkmaya davetiyle, ülkenin her tarafında birkaç dakikada gökten yağmur boşalırcasına sel gibi sokaklara akan halk, çoğu yerde karşılarında tanklar ve eli silahlı askerleri gördü. Halk, askerlere yaptıklarının yanlış olduğunu söyleyerek tankların önünde bedenleriyle engel oluşturmaya çalıştı. İşte bu dakikalardan sonra hafızalardan silinmeyecek ve kara leke olarak tarih sayfalarında yerini alacak olan vahşilik örnekleri ekranlara ve gazete sayfalarına yansımaya başladı.
TV ekranlarına yansıyan görüntülerden bazıları:

Haberin Devamı

Boğaz köprüsünü kapatan tankların önünde duran eli silahsız insanlar, askerleri ikna etmeye çalışıyor. Bildiğimiz, “Peygamber ocağından çıkan Türk askeri” düşman dahi olsa masum sivillere silahını çevirmez. Fakat bu sefer halk, karşılarında Türk askeri değil, bir nevi akılları bağlanmış ve mankurtlaşmış eli silahlı bir “sürüyle” karşılaşıyor. Subay elbisesi içindeki bir canavarın emriyle, silahsız insanlar taranıyor ve çok sayıda insanımız burada şehadete erişiyor. Genç yaşta bir kadın tankın önüne bedenini siper ediyor. O da biliyor ki, Türk askeri “halkına bir melek, düşmanına Azrail” gibidir ve içinden çıktığı milletinin üzerine tank sürmez. Fakat tankların içindeki beyni karanlıklara bağlı, insanlık özelliğini kaybetmiş yaratıklar tereddütsüz paletleri gencecik kadının üzerinden geçiriyor. Vatan sevdasıyla sokağa çıkan genç kadın burada şehadete ulaşıyor.

Gençlerle sokaklara çıkan 70 yaşlarında bir dede, ağır aksak kışlanın önüne dayanıyor. Askerlere “oğlum yaptığınız yanlış, biz darbe istemiyoruz” demeye çalışıyor. Fakat burada da gözü dönmüş bir vahşi askere ateş emri veriyor. Çok sayıda insan burada şehit oluyor. Yaşlı dede “oğlum yapmayın ben dedenizim” dese de yaşlı adamı yaralı bir şekilde ölüme terk ediyorlar. Bir mahalle muhtarı, tanklarla mahallesine doğru gelen bir askeri birliğin başındaki haine, “kışlanıza dönün, darbe istemiyoruz” demeye çalışıyor. Milleti korumakla mükellef mankurtlaşmış hainin cevabı silahını çekerek tereddütsüz muhtarı şehit etmek oluyor. Fakat Türk polisi bu haini az sonra öldürerek cezasını veriyor. Sevindirici olan ise, muhtarı şehit eden haini, “bizim böyle insanlıktan çıkmış evladımız olamaz” diye ailesinin reddetmesi ve ölüsüne sahip çıkmamasıdır.

Haberin Devamı

Millet, cadde boyu darbeyi protesto ederken, az sonra Türk milletinin gururu olan F-16’lar ve helikopterler semada beliriyor. Bundan sonra olanlar ise çok korkunç. Uçak ve helikopterleri ele geçiren canavarlar, efendilerinden aldıkları emir gereği namlularını halkın üzerine çeviriyor ve rast gele ateş ediyorlar.
15 Temmuz darbe teşebbüsünde hainlerin yaptıklarını yazmakla bitirmek mümkün değildir.
Cumhurbaşkanını öldürmek üzere özel bir timin gönderilmesi ve otelin basılması… Cumhurbaşkanı bu baskından 15 dakika bir zaman farkıyla kurtuluyor fakat birkaç polisimiz burada şehit oluyor.
Düşman ülkelerin dahi cesaret edemeyeceği TBMM’nin defalarca bombalanması...
Özel Harekat binasının bombalanması ve yerle bir edilmeye çalışılması... Burada 50’ye yakın polisimiz şehit ediliyor…

Haberin Devamı

Emniyet müdürlüğünün defalarca bombalanması…
MİT müsteşarlığının bombalanması…
Cumhurbaşkanlığı külliyesinin bombalanması… Bombalar külliye bahçesine düşüyor…
TÜRKSAT’ın bombalanması ve kanlı baskın…
Çok sayıda devlet kurumuna kanlı baskınlar…
Çok yerde askere verilen emirle insanların kurşunlara hedef olması… Bu şekilde 246 masum insanımız şehit ediliyor…
Hainlerin, komuta kademesine ihanetleri ve gaddarca muameleleri…
Maalesef bunları yapanlar “Türk ordusu” olarak tarihte yerini alıyor ve hafızalara kazınıyor. TV’leri seyreden anne ve babalar, çocuklarının “askerlerimiz neden sivilleri öldürüyor ve bombalıyor” sorularına cevap vermekte zorlanıyor…
Darbe süreci Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, halkımız, polisimiz ve hainlere katılmayan askerlerimizin gayretleriyle bastırıldı.
Fakat FETÖ’nün başının, bunca olanlardan utanıp sıkılıp kenara çekilmesi gerekirken, hala tehdit mesajları göndermesi, darbeye direnen halka “ahmaklar” türü laflar etmesi ve ülkeyi karıştırmaya devam edeceğini ima etmesi, tehlikenin henüz bertaraf edilmediğini gösteriyor.