22.06.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Hasta bina sendromu, yazar krampı gibi hastalıklar tıp literatürüne yeni girdi. Dev iş merkezlerinde, plazalarda çalışanlarda görülen ‘hasta bina sendromu’nun belirtileri, baş ağrısı, baş dönmesi, kaşınma, nefes darlığı ve bulunulan ortamdan çıkma isteği.
Uzun süre bu tip ortamlarda bulunan insanlarda astım, faranjit ve allerjik hastalıklar da provoke ediliyor. Hasta binalar var olan bir allerjik rahatsızlığın tetikleyicisi olabiliyor.
Robotla analiz
İş performansını etkileyen bu rahatsızlıklara karşı University of California Berkeley, insan formunda bir robot geliştirdi. Uzun boylu, mavi gözlü Monika adlı robot, işyerindeki ortamı analiz etmek için kullanılıyor. Kafasından ayağına kadar hassas sensörlerle donatılan robotun işi, maruz kalınan dış etkenleri saptamak ve en verimli çalışma ortamının bulunmasını ön ayak olmak. 16 parçadan oluşan robotun kadın ve erkek vücudunu temsil etmesi için büyüklüğü de ayarlanmış. Robot o kadar hassas çalışıyor ki çalışma ortamında ayakların veya yüzün gereğinden soğuk veya sıcak olduğunu bulabiliyor. Robot hava temizliğini, sıcaklığı, ışık seviyesini ve diğer etkenleri ölçerek verimlilik analizi yapıyor.
Monika, California’dan Bangkok’a, Hawaii’den Avustralya’ya kadar birçok yerde denendi. Monika’yı kullanan firmalar arasında ise Bank of America, Johnson Controls, Herman Miller, Tate Access Floors ve Ove Arup & Partners gibi büyük firmalar bulunuyor.
Sendromun belirtileri arasında baş ağrısı, baş dönmesi, uyuşukluk, yorgunluk hissi, gözlerde sulanma, kaşınma, kızarıklık, burun akıntısı, hapşırık, burun tıkanıklığı, boğazda yanma, boğaz kuruluğu, gıcık şeklinde öksürük, göğüste sıkışma hissi, nefes darlığı, cilt kuruluğu, ciltte kaşıntılar, burun kanaması, koku ve tat alma bozuklukları, konsantrasyon güçlüğü bulunuyor. Teşhisteki en önemli unsur ise çalışılan ortamdan uzaklaşılması halinde rahatsızlıkların ortadan kalkması. Önlemleri duvardan duvara halı kullanımından vazgeçilmesi, camlar açılamıyorsa hava temizleyen aletlerden yararlanılması, sürekli bilgisayarla çalışan personelin vardiya saatlerinin ayarlanması.
Hava kirliliği denince akla sadece dış ortamdaki kirlilik gelir. Ancak ev, okul, ofis, market, otel, iş merkezleri ve alışveriş merkezlerinde de bu kirliliğe maruz kalınabiliyor. Havalandırma sistemleri ve bakımı konusunda faaliyet gösteren Alperen Mühendislik sahibi İlker Kuran, hasta bina sendromunun Türkiye’de uzun süredir görüldüğünü ancak teşhisinin yeni konduğunu belirtti. Kuran, "Bir - iki yıldır bazı firmalar hassasiyet göstermeye başladı. İçerideki bakteri, virüs, toz ve mantarlar havalandırma sistemlerinde birikiyor ve her gün yavaş yavaş hasta ediyor. Tüm bakteriler havaya karışıyor. Böyle bir sistemle içerideki hava dışarıdaki kirli havadan bile daha fazla zarar verir hale gelebiliyor" dedi.
Amerika’da NBC Televizyon İstasyonu’nun bir bölümü New York’ta yeni döşenmiş çok lüks bir binaya taşındığında herkes çok mutlu olmuştu. Ama bir süre sonra çalışanların çoğunda yakınmalar başladı. Baş ağrısı, baş dönmesi, yorgunluk, nefes darlığı gibi rahatsızlıklar ortaya çıktı. Verim düşmeye, insanların yakınmaları artmaya başlayınca yöneticiler araştırmaya karar verdi. Araştırma sonunda NBC’nin başka bir binaya taşınmak zorunda kaldı. Problem, dev plazalarda çalışan milyonlarca insanı pençesine almış olan ‘hasta bina sendromu’ydu.