Ailesi “kararlı ve macera sevmeyen," arkadaşları; “dürüst ,güvenilir," hasımları ise “hesaplı kitaplı, işini bilen" biri olarak tanımlıyor. İşte Çankaya’ya oturmaya hazırlanan Ahmet Necdet Sezer’in öyküsü
Büyük büyük dedeleri, Kafkasya’dan göçmüş Balkanlar’a... Tarihi Osmanlı kasabalarından biri olan Serez’e. “Sezer" soyadı da harf değişikliğine uğrayarak Serez’den gelmiş.
Ailenin orta kuşak kökeni ise Ege Bölgesi’nden çıkmış. Sezer ailesinin büyük dedeleri Abdurrahman Bey Afyon’u yurt edinmiş. Afyon’da “Serezlizadeler" olarak anılan Sezer’lerin eski kuşakları savaşlarda saf tutmuş, düşmana esir düşmüş.
Sezer 13 Eylül 1941 günü dünyaya geliyor. Babası adını Ahmet Necdet koyuyor. O zamanlar Sezer ailesinin evinin karşısındaki Süt Dede Türbesi’nde okunan duanın anaların süt derdine deva olduğuna inanılıyor.
Okumaya evet, anlatmaya hayır
l957-l958 döneminde Afyon Lisesi’nde eğitimi sürdürdüğü dönemde hafta sonları bile ders çalışmasıyla ünlü olan Sezer “okumayı seven ancak konuşmayı sevmeyen" karakterini 463
okul numarası ile mezun olduğunda karnesine yansıyan notlarla da kanıtlıyor. En düşük notunu 6 ile Türkçe ve kompozisyondan alıyor. Afyon Lisesi’nden sınıf arkadaşı DYP Milletvekili İsmet Attila Sezer’in bu dönemini, “Derslerinden başka bir şeyle ilgilenmezdi" diye özetliyor.
Okul aşkıyla evleniyor
Liseyi bitirdikten sonra Ankara’ya gelen Sezer, ablasında kalmaya başlıyor. Ankara Hukuk Fakültesi’ne giren Sezer, eşi Semra Kürümoğlu ile burada tanışıyor. Ders çalışırken, sınavlar sırasında, şakağındaki saçları yolmasıyla ünlü. Afyon Lisesi’nden arkadaşı Sebahattin Genelioğlu hem hukuk fakültesinde öğrenci, hem de Semra Hanım’ın babası Kemal Kürümoğlu’nun personel müdürü olduğu Emlakbank’ta çalışıyor. Kürümoğlu’ların kökeni Güneydoğu’ya dayanıyor. Sezer, Genelioğlu aracılığıyla eşiyle tanışıyor. Hukuku yarıda bırakarak öğretmenliği seçen Semra Hanım’la 1963’te genç bir hakim adayıyken nişanlanıyor.
Polatlı’da yedek subay
1963’de 65. dönem Polatlı Yedek Subay Okulu’nda askerliğini yapmaya başlayan Sezer’i askerdeki en yakın arkadaşlarından DSP İstanbul Milletvekili Ziya Aktaş, “Bende iz bırakan en önemli karakteristik özelliği güvenilirliği olmuştur. Bunaldığınız her nokta ve konuda Ahmet’le dertleşebilirsiniz" diye anlatıyor.
“Aydın" hukuk adamı
Askerlik sonrasında genç bir yargıç olarak ilk görev yeri Diyarbakır’ın Dicle İlçesi’ne giden Sezer “aydın" bir hukuk adamı profili çiziyor, kadın -erkek eşitliğinin önemini erkeklere anlatmaya çalışıyor. İlk çocuğu Zeynep de burada dünyaya geliyor. Sezer, Dicle’den sonra, ikinci görev yeri olan Yozgat’ın Yerköy İlçesi’nde hakimliğe başlıyor. Bu görevi sırasında da ikiz çocukları Ebru ve Levent dünyaya geliyor. Yerköy’lüler Sezer için “Kararları bozdurulamayan hakim" diyor.
Zirveye ağır ağır çıktı
Yerköy’den döndükten sonra Yargıtay Tetkik Hakimi olan Sezer, 7 Mayıs 1983’de Yargıtay üyeliğine seçiliyor. 5 yıl sonra Evren tarafından Anayasa Mahkemesi üyeliğine en genç üye olarak getiriliyor. 6 Ocak 1998’de de Özden’den boşalan Anayasa Mahkemesi Başkanlığı koltuğuna oturuyor ve ayağının tozuyla RP’nin kapatılması, Erbakan’ın artık “yasaklı siyasi" olmasına ilişkin kararı kendi lehte oyuyla birlikte açıklıyor.
Arkadaşları basamakları ağır ve emin adımlarla çıkan Sezer’i Çankaya Köşkü’ne taşıyan en önemli özelliği “gerektiği zaman konuşan" yapısı olarak nitelendiriyorlar.
Ailesi O’nu “kararlı ve macera sevmeyen," arkadaşları; “dürüst ve dostluğuna güvenilen," hasımları ise “hesaplı kitaplı, kapalı, işini bilen" bir insan olarak tanımlıyor. “Dengelerin adamı" Ahmet Necdet Sezer bugün 7 yıllığına devletin zirvesine yerleşiyor.
Bir Uno’su, bir evi var
Tiyatroya gidiyor. Alışverişe eşiyle çıkıyor. Ordu Pazarı’nı tercih ediyor.Tatillerini ya Alanya’da Adalet Bakanlığı’na ait sosyal tesislerde ya da yakın bir arkadaşının yazlığında geçiriyor.Yemek yemeyi, özellikle Afyon yemeklerini seviyor. Yürüyüş yapıyor. Yüzmeyi seviyor. Uzun süre önce sigarayı bırakmış. Aşırı tutumlu...Argoyu sevmiyor. Fıkracılığı yok. Yılbaşı gibi özel günlerde “dışarıya" çıkmıyor. Türk Sanat Müziği’ni seviyor. Beşiktaşlı, ama maçlara gitmiyor.Uno marka bir arabası var. Yazlığı yok. Ankara - Çankaya’daki Farabi’de kiraya verilmiş bir dairesi var.
Öğretmeniyle kavga etti
Sezer’in yaşamla tanıştığı Hacı Yahya Mahallesi’nde kış aylarında en büyük keyfi, derme çatma kızakla kaymakmış. Baharda evlerinin hemen üstündeki sırtta, uçurtma uçurarak hayallerini keşfedermiş.
Arkadaşlarıyla belediyenin bağdemliğinde yediği çağlalarda anlatılıyor Afyon’da. Uysallığı, ancak haksızlığa tepki gösterdiği belirtilirken, okul hatıraları dile getiriliyor:
“2 - C sınıfındayken Türkçe öğretmeni Gürol Tandırlı, dergi almak için herkesten bir lira topladı. Ancak dergi alınmayınca öğretmenine tepki gösterdi. Sert mizaçlı öğretmen bir lirayı sınıfın ortasına fırlattı. Ahmet Necdet, haklılığına inandığı için öğretmeniyle kavga etti.
Haşhaş tarlalarının arasında futbol oynarlardı, hücum oyuncusuydu. Müzik Hocası Reyhan Hanım için çok iyi bir öğrenci değildi, ancak Gecek Kaplıcası’ndaki kampta keman dinlemeyi severdi. Gecek Camii’nin inşaatında gönüllü amelelik yaptı.
İlk turdan sonra çekilmeyi düşündü
Ahmet Necdet Sezer’in, ilk tur oylama sonucunun ardından adaylıktan çekilmeyi düşündüğü, ancak çevresinin telkinleriyle vazgeçtiği belirtildi.
Seçimlerin ilk turunda 281 oy aldıktan sonra, lise döneminden arkadaşları olan Afyon eski Belediye Başkanı Mehmet Hancıoğlu ve Yalçın Bozca ile görüşen Sezer, “Tahammül edemeyeceğim" sözleriyle adaylıktan çekilmeyi düşündüğünü iletti. Bozca, Sezer ile görüşmesini şöyle anlattı:
“Oylamadan sonra telefonla görüştük. Bana, ‘Ben bu işe kendim girmedim, Başbakan’dan teklif geldi. Beş partinin lideri ortak mutabakata vardı. Yakın geçmişte bir Anayasa değişikliği tecrübesi var. Çok spekülasyon yapılıyor. Tahammül edemeyeceğim’ dedi. Biz tepki gösterdik. ‘Karakterine ters şeyler ama aldırma. Siyasette ayak oyunları oluyor. Sen şereflisin. Memleketin senin gibi çalışkan ve dürüst bir cumhurbaşkanına ihtiyacı var’ dedik."
İstanbul Bağımsız Milletvekili Aydın Menderes’in, Sezer’in adaylığının geçersizliği yönündeki girişimini eleştiren Hancıoğlu ise şunları söyledi:
“Sayın Menderes’in söylediklerinde haklılık payı olsaydı Sezer zaten aday olduğu gün istifa ederdi. Kendisi makam tutkunu değildir. Cumhurbaşkanı olmak için bir ihtiras içinde de değildir. Kendisine görev verilmiş, tabiatı ve bulunduğu durum gereği sessiz kalıyor.
YARIN
Sezer için ‘Bir günde demokrat oldu’ diyen kim?Antalya’daki otelden apar topar niye ayrıldı?Üç aylık sağlık raporunu niçin reddettiYerköy’deki mübaşirini nasıl terletti?Askerlik arkadaşıyla yıllar sonra nasıl buluştu?