The Others Hiroşima’da kara yağmur

Hiroşima’da kara yağmur

11.06.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Hiroşima’da kara yağmur

Hiroşima’da kara yağmur


Japonlar konuya insancıl ve barışsal türde yaklaşmışlar, atom bombasının belirli bir ülke ve insanlarını değil, tüm insanlığı hedef aldığını söylüyor


       Dış görünüşü, ultra modern, pırıl pırıl bir şehir. geniş bulvarları, sırım gibi gökdelen, hızlı tren ve göz kamaştırıp el yakan alışveriş merkezleriyle diğerlerine benzeyen bir Japon şehri. Hiçbir yere benzemeyen tarafı ise, bakıldığında görülmeyen, şehrin geçmişi...
       Zira insanlık tarihinin ilk atom bombası, o zamanlar 350 bin nüfuslu şehrini ve 200 bin insanını bir solukta yok edivermişti!.. Hem de Amerika’nın kazanmakta olduğu acımasız savaşın son döneminde, on binlerce sivil insanın öleceğini bile bile kullanılmıştı bu korkunç silah! Burası, tarifi mümkün olmayan acıların çekildiği HİROŞİMA!..
       6 Ağustos 1945 günü, sabah 8.15’te, Yüzbaşı William Parsons Enola Gay isimli B - 29 tipi uçakta taşıdığı bombayı Hiroşima’nın üzerine bıraktığında, aşağıdaki cenneti akıl almaz bir şekilde cehenneme çevireceğinden habersizdi. Aslında, ne bombayı yapan bir avuç ilim adamı, ne bombayı atan yüzbinlerin katili pilot, ne de ölecek olan kurbanlar, bu korkunç silahın gerçek tahrip gücünü tam bilmiyordu. Tüm bilgiler teorikti, zira bomba hiç denenmemişti!..
       Şehrin merkezine yakın küçük bir arka sokak, basık apartmanlar, bir berber, bir de "Suşi" barı... Oradaki yere çakılı levhaya, barın fiyat listesi sanarak yaklaşıyor ve "Hypocenter" yazısını okuyorum. Atom bombasının tam üstünde patladığı nokta burası! Nükleer silahın gücü, tüm hesap ve tahminlerin ötesinde çıkar. Bombanın yok etme gücü önce patlama, sonra da ısıdır.
       Merkezde patlama gücünün, metrekareye darbesi 15 ton olarak hesap edilir, infilakın hemen ardından yerde ölçülen ısının sıcaklığı, 5.000 dereceyi (selsiyus) bulmaktadır! Buna, hiçbir canlıya yaşam hakkı tanımayan radyasyon da eklendiğinde, inanılmaz facianın boyutları daha da iyi anlaşılır.
       O kıyamet gününü yakından yaşayıp da, bugün sağ olan 10 kişiden biri olan Akihiro Takahashi’yi kaldığı hastanede ziyarete gidiyoruz.
       Bugün 70 yaşında, Hiroşima Barış Müzesi’ni kuran Takahashi, atom bombasından ömür boyu etkilenen iç organlarının tedavisi için yılın birkaç ayını hastanede geçiriyor. "O günü" yaşamış birinin ağzından dinlemek, kelimenin tam anlamıyla tüyler ürpertici... Adam yalınayak, çizgili pijamasıyla yatakta bağdaş kurmuş anlatıyor; "Bombanın infilak ettiği saatte, okulun bahçesindeydim, önce göz kamaştıran bir ışık, arkasından kulakları sağır eden bir patlamayla, 15 metre geriye uçtuğumu hatırlıyorum!" diyor. Onu kurtaran o sırada, şans eseri bir taş duvarın arkasında olmasıymış. Sonra etrafı saran cehennemi sıcağı ve kaçışan insanların çığlıkları...
       Takahashi’nin oradan uzaklaşıp, yirmi dakikalık mesafedeki evine doğru koşmaya başlamasıyla, aniden durması bir olmuş "Her gün evime gittiğim yol, tüm diğer yollar gibi yok olmuştu, nasıl, hangi yöne gitmem gerektiğini bilemiyordum!" diyor. Sonra, birden kara renkte bir yağmurun çiselediğini fark etmiş, bunun bombanın neden olduğu, yüksek dozda radyoaktivite taşıyan "yapay" bir yağmur olduğunu çok sonraları öğrenmiş... Ve bu kara yağmur, sinsice, gizlice saklandığı insan vücudunda 10 yıl, 20 yıl sonra bile ölümcül yaralar açmayı sürdürmüş.
       Bugün aradan yarım yüzyılı aşkın zaman geçmiş, Hiroşima yeniden kurulup o modern, diğerlerine benzeyen Japon şehrine dönüşmüş. Ama geçmişi, kimse unutmamış ve bunu unutturmamaya da and içmişler. Japonlar konuya insancıl ve barışsal türde yaklaşmışlar, atom bombasının belirli bir ülke ve insanlarını değil, tüm insanlığı hedef aldığını söylüyorlar.
       Bunun tekrar etmemesi için 50 yıldır, dünyayı bilgilendirip aydınlatmaya çalışıyorlar... Bunun en güzel ve anlamlı örneği, her gün binlerce insanın ziyaret ettiği 60 anıt mezar ve abidenin bulunduğu Barış Parkı. Bombanın yıkamadığı şehrin tek harabe binası ve simgesi "Atom Bombası Kubbesi" de parka yukarıdan bakıyor.