The Others İBDA-C'den itiraflar

İBDA-C'den itiraflar

27.12.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

İBDA-C'den itiraflar

İBDA-Cden itiraflar


Milliyet, Kışlalı soruşturmasıyla ilgili tutuklanan İBDA - C'li Kılıç'ın ifadesini ele geçirdi


       Evinin önünde bombalı suikast sonucunda öldürülen Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı soruşturmasının kilit ismi İBDA - C'li Mustafa Kılıç, Bosna'da Usame Bin Laden'e bağlı "El Mücahede Grubu" içinde savaştığını açıkladı. Kılıç, İranlı diplomatların kendisiyle bağlantı kurduğunu da itiraf etti.
       Soruşturma kapsamında, Metris Cezaevi'nde İBDA - C lideri Salih Mirzabeyoğlu ile aynı koğuşta kalan ve tahliyesinden sonra Konya'nın Akşehir ilçesinde gözaltına alınarak sorgulanan Kılıç, 1995'ten bu yana tüm faaliyetlerini ayrıntılarıyla anlattı.

Zenissa'daki Goressa Kampı

       Kışlalı soruşturmasını yürüten güvenlik birimlerinin dikkatle izlediği Kılıç, 1995'te İstanbul'da faaliyet gösteren İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) aracılığıyla Bosna - Hersek'e savaşmaya gittiğini açıkladı. İHH'de çalışan B.Y.'nin kendisine talimat verdiğini anlatan Kılıç şu bilgileri verdi:
       "Slovenya Havalimanı'ndan karayoluyla Zagreb'e geldik. Abdülmetin bizi talimatlandırdı. Zenissa'daki Goressa kampına geçtik. Bir haftalık silah eğitiminden sonra cepheye gittik. Ben, Usame Bin Laden'in 'El Mücahede' gurubu içinde savaşıyordum. Hat savaşı yapıyorduk, mevziden mevziye atış yapıyorduk. İki kez büyük çatışmaya girdim. 1.5 ay sonra annemin hastalandığı ve kardeşlerimin bir işte çalışmadığı haberini telefondan alarak Türkiye'ye dönmeye karar verdim."
       Kılıç, Zenissa'daki üs komutanının Ebu İsa adlı Filistin ya da Mısırlı bir kişi olduğunu belirterek, "Uçakla Türkiye'ye döndükten sonra İstanbul'da B.Y. ile görüştüm. Akşehir'deki evime döndüm. Bosna'dan döndüğümün bir ayı dolmadan ABD Konsolosluğu'ndan evime bir Türk geldi. İstanbul'a gitmemi, ABD Konsolosluğu ile görüşmemi söyledi. Gittim, Usame Bin Laden ile ilgili sorular sordular" dedi.

İslam ordusu kuruldu

       Kılıç, Bosna'dan tanıdığı Muhammed Carallah'ın, Akşehir'deki evine geldiğini belirterek şunları söyledi:
       "İslam ordusuna katılmamı istediler. Yurtdışına çıkarma teklifinde bulundular. Bosna, Keşmir, Tacikistan veya Pakistan'ı teklif ettiler. Tekliflerini geri çevirdim. Yurtdışı dönüşümde 'Selam' gazetesine benim haberim olmadan abone yapılmışım. 1995'te bana İslami Cihad rumuzlu bildiriler geliyordu. Benden bu bildirileri dağıtmam isteniyordu. Bu sıralar Selam grubu ile İBDA'cılar arasında çok şiddetli çatışmalar vardı. 1998'de Talip Özçelik'i görmek için Ankara Selam Gazetesi bürosuna gittim. Özçelik ile ağız münakaşası yaptık, ben kendisine silah çektim.
       1998'de yaz aylarında dedem Şükrü Zeybek'in 0.332.813.... numaralı telefonunu İran Büyükelçiliği'nden aradılar. 'Özçelik ile anlaşmazlığa düşmüşsünüz' dediler, bana edebiyat yaptılar. Konsoloslukta bu konuyu görüşelim dediler. Konsoloslukta İbrahim Rahimzade ile görüşmemi istediler. Ankara'daki konsoloslukta Rahimzade ile görüştük. İBDA'dan yargılandığımı biliyordu. Benimle İBDA'cı olarak konuşuyordu. Rahimzade, Türkiye'deki cemaatler arasındaki ayrılıkları kaldırmak, grupların birbirleri ile arasındaki çatışmalarını önlemek istediğini söylüyordu. Ayrılıkların kaldırılıp, İslami mücadelenin ancak birleşerek verilebileceğini söylüyordu. İhtiyacım olursa, maddi ve manevi yönden yardımcı olabileceğini söyledi. Kendisiyle bir kez görüştüm."
       Kılıç, Mayıs 1999'da askerlik görevi için Kütahya'ya gittiğini, burada iki hafta kaldığını, ÖSS sınavı için izin aldığını ve birliğine dönmeyerek firari durumda olduğunu da açıkladı.

Cezaevi değil terör kampı

       Şakir Aydın İstanbul
       Milliyet'in ele geçirdiği fotoğraflar, radikal dinci İBDA - C örgütünün Metris Cezaevi'ni eğitim kampı gibi kullandıklarını gözler önüne seriyor. Örgüt militanlarının, sırf liderleri Salih Mirzabeyoğlu'nu görmek için suç işleyerek girdikleri cezaevinde dışarıdan daha rahat hareket etmeleri bir türlü önlenemiyor.
       Fotoğraflarda, militanların cezaevinde istedikleri gibi eğitim yaptıkları, kurban kestikleri, "İstikbal İslamdır" yazılı duvarları, örgüt bayraklarıyla donattıkları, hücrelerden birini mescit haline getirdikleri dikkat çekiyor. Yakın dövüş sporlarından, bomba yapımına kadar her türlü eğitimi cezaevinde alan örgüt üyeleri, dışarıya birer militan olarak çıkıyor.
       Mirzabeyoğlu'nun yemeğe gelen misafirleri arasında Müslüm Gündüz'ün sıklıkla yer aldığı fotoğraflarla kanıtlandı. Örgüt üyeleri ile Gündüz aynı masada yemek yiyorlar.
       İstanbul Emniyeti tarafından hazırlanan ve İçişleri Bakanlığı'na gönderilen raporda, cezaevinin, örgütün yönetim yeri haline geldiğine dikkat çekilmesine karşın, bir türlü önlem alınamadığı son isyanla kendini gösterdi.
       Bir süre önce başka cezaevlerine nakledilmelerini bahane ederek çok sayıda askerin rehin alınıp yaralanmasıyla sonuçlanan isyanla gündeme gelen Metris Cezaevi'ni İBDA - C militanlarının adeta üssü olarak kullandıkları bu fotoğraflarla belgelenmiş oluyor.
       Metris Cezaevi'nde tutuklu bulunan İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi (İBDA -C) terör örgütünün lideri Salih Mirzabeyoğlu ve adamları hakkında İstanbul Emniyeti tarafından geçen ay hazırlanıp Adalet ve İçişleri bakanlıklarına gönderilen raporda, cezaevinin, örgütün yönetim yeri haline geldiği belirtildi.
       İBDA - C'nin cezaevinde tutuklu bulunan lideri Mirzabeyoğlu, 1999 yılını `Fetih Yılı' ilan ederek, örgütün bu dönem içinde birçok eylem gerçekleştirmesine neden oldu. Özelikle son dönem içinde, örgüt üyelerinin başka bir cezaevine nakli sözkonusu olduğu için Metris Cezaevi'de 150 askeri rehin alıp, cezaevindeki hakimiyetin kimde olduğu konusunda kafalarda bir takım soru işaretleri yarattı.
       İBDA - C sempatizanları, örgütün lideri Salih Mirzabeyoğlu'nu görmek için çeşitli suçlar işleyerek cezaevine giriyorlar. Cezaevinde 60'a yakın adamı bulunan Mirzabeyoğlu, burada "Kumandan" olarak çağrılıyor. Örgüt üyeleri Kumandan'ın izni olmadan hiçbir iş yapmıyorlar. Adamları üzerinde büyük bir etkiye sahip olan Mirzabeyoğlu, eylem talimatlarını cezaevinden gönderiyor.