İNTERNET SANSÜRÜ

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB), bazı milletvekillerinin istifa etmesine neden olan görüntüleri yayınlayan 68 internet sitesine erişimi yasakladı. Doğru yaptı. Özel hayatın gizliliğinin ihlali bir insan hakları sorunudur. Ancak, uygulamada, ‘içerik denetimi’ni aşan sorunlar karşımıza çıkıyor. Site tümüyle kapatılarak bu kez de bilgiye erişim hakkı engelleniyor. Sansüre davetiye çıkarılıyor.
2007 yılında çıkarılan 5651 sayılı yasayla Youtube uzun süre kapalı kalmıştı.
22 Ağustos’ta uygulamaya girecek ‘filtreleme’ sistemiyle internet alanındaki sorunlar iyice derinleşecek gibi görünüyor.
“İnternete sansür mü geliyor? Güvenli internet zorunlu mu? Engellenecek siteleri kim belirleyecek?” gibi sorulara BTK Başkanı Tayfun Acarer’in yanıtı, “Kullanıcı eğer güvenlik internet programını seçmek istemezse bugünkü standart paketi aynen devam edecek Bu durumda 22 Ağustos’ta internet kullanım hakkımızda herhangi bir değişiklik olmayacak” şeklinde. Ancak, resmi açıklamaları ikna edici bulmayan Avaaz Grubu aynı fikirde değil.
Avrupa, Orta Doğu ve Asya dillerinin birçoğunda “ses” anlamına gelen Avaaz, 2007 yılında basit bir demokratik amaçla kuruldu: Avaaz Grubu, internet üzerinden küresel yoksulluktan Orta Doğu’da yaşanan krizlere, iklim değişikliğine kadar çeşitlilik gösteren önemli konularda, toplumun her kesiminden milyonlarca kişinin harekete geçmesini sağlıyor..
Internet üzerinden örgütlenme sayesinde binlerce kişinin ufak çabaları hızla etkili bir kolektif güce dönüşebiliyor. Avaaz aktivistleri, şimdi de Türkiye’deki internet kullanıcılarının zorunlu içerik filtrelemeye tabi olmasına yol açan tüm düzenlemelerin ve “İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usül ve Esaslar”ın iptal edilmesini talep ediyor ve “22 Şubat tarihli BTK kararı, Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi’ni ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na alenen aykırıdır ve ifade özgürlüğü ve bilgiye erişim hakkımızı kısıtlamaktadır” diyerek bir imza kampanyası başlattı.
Prof. Dr Yasemin İnceoğlu Avaaz aktifistlerinin açıklamasını Milliyet Okur Temsilciliği’ne de gönderdi:
“BTK, Türkiye’deki her bir internet kullanıcısının online olduğunda kapsamlı bir içerik filtrelemeye tabi olmasını sağlayacak bir düzenlemeyi hayata geçirmeye uğraşıyor. Türkiye tarihinin en büyük dilekçesini oluşturalım ve BTK’yi internet sansüründen vazgeçmeye zorlayalım! BTK’nin internet sansürü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ve Türkiye Anayasası’na aykırıdır. Buna rağmen hala uygulamaya koymaya çalışıyorlar. Yeni düzenleme her bir internet kullanıcısını online olduğunda kapsamlı bir içerik filtrelemeye tabi olmaya zorlayacak. BTK, her birimizi yüzlerce kelime ve websitesine erişimimizi engelleyecek olan dört filtre programından birini seçmeye zorlayacak olan kararı uygulamaya koymak için uğraşıyor.
Bu dört filtreden birini seçmeyen hiçbir bilgisayar internete giremeyecek. Üstüne üstlük her filtrede hangi websitelerinin engellendiği de açıklanmayacak. Bu yeni sistem ifade özgürlüğümüzün ve bilgiye erişim hakkımızın ihlalidir ve Türkiye yasalarına göre hiçbir hukuki dayanağı yoktur.
BTK daha şimdiden ülke çapında verilen müthiş tepki yüzünden müthiş bir baskı altında. internet sansürüne karşı ve bilgiye erişme hakkımız için itirazlarımızı birleştirebiliriz BTK’nın internette bilgiye özgürce erişim hakkımızı elimizden almasını engelleyebiliriz.”

Ombudsman’ın Görüşü:
Sosyal medyanın Arap coğrafyasında devrimleri yönlendirdiği, Wikileaks belgelerinin Afganistan ve Irak’ta işlenen savaş suçları nedeniyle ABD hegemonyasını sarstığı bir çağda Türkiye’de ‘filtreleme’ yöntemiyle internete erişimi ‘güvenilir’ paketlere ayırma çabası, kaçınılmaz olarak ‘sansür’e yol açar. Prof.Yasemin İnceoğlu’na katılıyoruz. 22 Ağustos’tan önce bu uygulamanın sakıncaları en geniş biçimde tartışılmalı ve karşı çıkılmalıdır.