The Others İşte Sarı Avni'nin ifadesi

İşte Sarı Avni'nin ifadesi

12.11.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

İşte Sarı Avni'nin ifadesi

İşte Sarı Avninin ifadesi

       İNTERPOL'ün kırmızı bülteniyle aranırken, geçen hafta Balıkesir'in Altınoluk beldesinde yakalanan ünlü kaçakçı "Sarı Avni" lakabıyla tanınan Yaşar Avni Musullulu'nun ifadesini Milliyet ele geçirdi. Önceki gün tutuklanan Musullulu, ifadesinde tüm bağlantılarını anlattı.
       Musullulu'nun ifadesi şöyle:
       "1970'te Bulgaristan'ın Sofya kentindeki "Park Otel"de Abuzer Uğurlu ile tanıştım. Uğurlu'nun Bulgaristan'da faaliyet gösteren ve Bulgar hükümetine bağlı olarak silah kaçakçılık işlerini organize eden Kintex şirketiyle işbirliği içerisinde oldum. Bulgar hükümetinin kaçakçılığa göz yumduğunu ve yardımcı olduğunu gördüm. Birlikte Bulgaristan'dan Türkiye'ye sigara ve silah sevkıyatı konusunda anlaştık, İstanbul'dan Varna'ya giden teknelerin ilk parti olarak sigara getirdik. Daha sonra 1970'te 600 7.65 milimetre çapında tabancayı, daha sonra 600 Baretta marka tabancayı, 1974'te 700 7.65 milimetre çaplı Çekoslovak yapımı tabancayı, 1975'te 600 Çekoslovak yapımı tabancayı, 1976'da 800 bin 7.65 milimetre çapındaki fişeği, 1977'de 500 bin 7.65 milimetre çaplı fişeği Türkiye'ye getirdik."

       "Daha sonra Hasan Conkara da bize ortak oldu. Taşıma ve sevkıyat işleri Mustafa Kalafat tarafından botlarla yapıldı. 1970 - 1973 arasında toplam bin 500 - 2000 civarında tabanca getirdik. Kendi faaliyetlerim de dahil olmak üzere bu dönemde toplam olarak 25 - 30 bin civarında silah Türkiye'ye girdi. Silahlardan bir kısmı Diyarbakır'da satıldı. Bu dönemde Türkiye'ye getirilen tüm silahlar, Abuzer Uğurlu tarafından Bulgaristan'dan gönderildi.
       Uğurlu'nun Türkiye'ye döndükten sonra Suriye'nin ajanı olduğu söylenen Suriyeli Ahmet isimli şahıs, Sofya'da Uğurlu'nun yerine geçti. O tarihte Ömer Lütfi Topal, Uğurlu'nun yanında görüldü. Uğurlu'nun adamlarından birisiydi." Adımı değiştirdim ve yeni pasaport
       "Yurtdışında şirket kurmak için geçmişteki yasadışı faaliyetlerimden dolayı, Avni Karadurmuş olan ismimi 1980'de mahkeme kararıyla Yaşar Avni Musullulu olarak değiştirdim. Rize'den aldığım Avni Karadurmuş adına verilen pasaportum vardı. Metin Caruk'la İsviçre'nin Cenevre kentinde şirket kurduk. 150 bin dolar karşılığında Malta bandıralı Dusk isimli 150 grostonluk bir gemi aldık. Gemi kaptanı Hasan Korkmaz'dı. Abbenzad şehrinde "Oden Shıpınk" isminde bir şirket daha kurduk. Zürich'te bir şube açtık. Şirketi kurduktan sonra Türkiye'den 20 - 25 civarında kiralık gemi, şirket adına çalışmaya başladı. 1980 ihtilalinden sonra birçok zengin ve kaçakçı, İsviçre'ye gelmeye başladı. Emin Körpe ve Şekerci grubunun ilk gelenlerdendi."

       "1981 sonlarında damadım, İstanbul'da döviz işleri yapan Korkmaz Göldağı'nın Behcet Cantürk ile birlikte İsviçre'de yanıma geldi. Birlikte Ortadoğu'dan Avrupa'ya yönelik olarak bazmorfin kaçakçılığı için teklifte bulundular. Bu teklifi kabul etmedim."

       Avni Musullulu Türkiye'deki günlerini de şöyle anlattı:
       "1985'te Türkiye'ye döndüm. 1976'da Altınoluk'ta Metin Saruhan'dan aldığım arsada bugünkü mevcut evin inşaatına başladım. Damadım Korkmaz Göldağı, bana Rıza Ekşioğlu adına düzenlenmiş bir sahte kimlik temin etti. 14 yıldan beri Rıza Ekşioğlu sahte kimliğiyle Altınoluk'ta yaşıyordum. 1985'te Mersin'e giderek, Yenice ilçesi Mernek köyünde 30 dönümlük biri naranciye tarlası satın aldım. İmam nikahlı olan ikinci eşim Azade Özaksay'ın üzerine kaydettirdim. Bu dönemde, oğlum Yaşar Musullulu bana harçlık gönderdi. Oğlum halen İstanbul Merter'de faaliyet gösteren "Şimşek Tekstil"in sahibidir.
       1988'de çiftliğin kahyası Hikmet Karabacak'ın kızı Döndü Karabacak ile imam nikahı ile evlendim. 1993'te İzmir-Dikili'de Selim Orucak isimli komisyoncudan, halen Plajevleri 27 sayılı yerde bulunan bir arsa satın alarak buraya ev inşa ettim ve emlakçılık yaptım. Ferda Seven'i 1974 - 1975 yıllarında tanıdım. Seven'in 1992 yılında 6 ton esrarla yakalandığını sonradan duydum ve ifadesinde malın kendisine ait olduğunu söylediğini öğrendim. Mustafa Dereci ve Hasan Bostan'la İstanbul'da Üçler İnşaat isimli inşaat şirketi kurduk. Dereci, 1977'de İtalya'da kendisine ait Mercedes marka otomobilde ile seyahat ederken 2 kilo 750 gram eroin maddesi ile yakalandı. Dereci'yle Yunan asıllı İstanbul doğumlu Paul Varidel de yakalandı. İsviçre'de şirket kurduktan sonra cezaevinden çıkan Varidel, yanıma geldi. Varidel'in Yunan hükümeti adına casusluk yaptığını ve terör örgütü ASALA ile ilişkisi olduğunu öğrendim.
       Türkiye'ye döndükten sonra Varidel'in İsviçre'de uyuşturucu ile yakalandığını ve benden olayın patronu olarak bahsettiğini duydum. İsviçre'de Sultan Reizen isimli bir turizm şirketi kurarak Türkiye'ye turist gönderdik. 1970 - 1980 arasında Ali ve Hatice oğlu, 1942 Rize doğumlu Atilla Öksüz adına düzenlenmiş sahte kimliği kullandım."