30.06.2008 - 00:14 | Son Güncellenme:
19 Haziran 2008 tarihli Milliyet İnternet sitesinde “Ferhunde dayak yedi, milyonlar ‘oh’ çekti” başlığıyla yer alan bir haberde ekranların ilgiyle izlenen dizisi Yaprak Dökümü’nde ‘kötü gelin Ferhunde’nin yediği dayakla gündeme oturduğu belirtiliyor ve şöyle deniliyor:
“Daha önce kocası Şevket ile sevişme sahnesi ve patronuyla öpüşme sahnesi reyting rekorları kıran Ferhunde, Şevket’i aldattığı patronu Levent’in arabasında Hayriye Hanım’a yakalandı. Gelininden zaten şüphelenen Hayriye Hanım, gördükleri karşısında çılgına döndü.
Öfkeli kaynana gelinine öyle bir tokat attı ki, Ferhunde’yi sevmeyen izleyiciler derin bir ‘oh’ çekti.”
Dayağa ‘oh’ çekmek!
Runerm Erenler adlı okurumuz haberin veriliş şeklini eleştiriyor:
“Sevmediğimiz ya da kendi ahlaki ölçülerimize göre kötü bulduğumuz insanlara yönelik şiddeti öven ‘Ferhunde dayak yedi milyonlar ‘oh’ çekti’ başlığınızı kınıyorum.
Bir yandan, bizi çağdaş toplum görüntüsünden uzaklaştıran töre cinayetlerini üzülerek sayfalarınıza taşıyorsunuz, diğer yandan, dizide boşanarak çözülebilecek bir soruna uygulanan bir şiddeti ‘oh olsun’ diye değerlendiriyorsunuz?
Üstelik dayağı meşrulaştırdığınız yetmiyormuş gibi dayak olayını bunun milyonlarca insanın da ortak duygusu olduğunu iddia ediyorsunuz. Toplumsal dönüşüm eğitimle olur. Bir insanı beğenirsiniz beğenmezsiniz ama dayak atmak nedir?
Çözüm yolları artık şiddet içeren bir sahnelerin en aza inmesi ve makul çözüm yolları için alkışı değil, eleştirel yaklaşımı hedef almalıyız.
Ayrıca patronunun arabasında görülen başka kadınların da dövülmemesi için sorma ihtiyacı duyuyorum: Dizide gelinini patronunun arabasının içinde sadece otururken gören Hayriye Hanım için ‘Gelininden zaten şüphelenen Hayriye Hanım, gördükleri karşısında çılgına döndü’ diye yazılmış. Neyi görmüşte çılgına dönmüş? Baba Beni Okula Gönder kampanyasıyla kadınlara geleceklerini armağan eden Milliyet’e yakışmadı. Milliyet gibi bir gazete bir kadına yönelik şiddete böyle yaklaşırsa diğerleri ne yazar düşünmek bile istemiyorum.”
Kadınların Medya İzleme Grubu’nca iletilen şikâyet de okur mektuplarını destekler nitelikte:
“Habere konu olan TV dizisi Yaprak Dökümü’nde oyuncu Ferhunde’nin pratikleri de göz önüne alındığında bu haber ile genelgeçer ‘namus’, ‘genel ahlak’ gibi yaklaşımların beslendiğini, buna uymayan kadınların, en hafif deyimiyle, şiddetle-dayakla cezalandırılmasının desteklendiğini düşünüyor musunuz, diye soruyor.
Kadınların Medya İzleme Grubu ayrıca “Biz haberi Milliyet’in web sayfasında gördüğümüzde ve haberin altında dizideki tokat sahnesinin videosu duruyor ve izlenebiliyordu.
Son derece ataerkil bir dizideki yine son derece ataerkil olan kurgunun Milliyet gazetesi-yaşam sayfalarında ve web’de böyle bir haberle meşrulaştırılmaktadır. Dizideki cinsiyetçilik kadar Milliyet’in bu kurguyu olumlayarak haber yapmasından rahatsızlığımızı, böyle haberler ve haberciliğin hoş görülecek yanı olmadığını, böyle haberlerin başta kadınlar olmak üzere hepimize verdiği zararı tekrar etmek durumunda kalmak istemezdik” diyor.
Medyadaki durum
Kadınların Medya İzleme Grubu son olarak 10 gazete, 5 radyo, 5 internet sitesi ve 5 televizyonu iki hafta boyunca izleyerek medyada kadınların temsil biçimini araştırdı. Doç. Dr. Hülya Uğur Tanrıöver ve ekibinin yürüttüğü araştırmaya ilişkin bazı sonuçlar şöyle:
“Medya erkeklerin egemenliğinde. Kadın çalışanlara karar mekanizmalarında, ülke siyasetine katkıda bulunan yorumlarda, gündem belirleyen ‘ciddi’ metin ve programlarda neredeyse hiç yer verilmiyor. Haberler, manşetler, içerikler yapılırken kadınlar, bireysel varlığı olmayan eş ve anne, magazin malzemesi, konu mankeni, cinsel nesne olarak kurgulanıyor ya da tamamen yok sayılıyor!
Gazetelerin baş sayfalarındaki haberlerin sadece yüzde 21’inde kadınlar var. Kadınlara ilişkin haberlerin yüzde 52’si ‘yaşam-magazin’ alanında..Haber kaynaklarının sadece yüzde 18’i kadın.
Köşe yazarlarının sadece yüzde 12’si kadın. Tüm medyada kadınların hak mücadeleleri ve eylemlerinin yer alma oranı sadece yüzde 3.
Ombudsman’ın notu: Kadınların hak arayışları yüzde 3 olunca haliyle milyonların ‘oh’ diyerek kadınlara yönelik şiddeti nasıl meşrulaştırdıkları daha anlaşılır hale geliyor.
AGOS gazetesi yazarı, turizmci Sevan Nişanyan’ın eşi Müjde Nişanyan’ın üzerine ‘dışkı’ atma eyleminin yol açtığı tartışmalar ‘şiddet mağduru’ kadınların bir kez daha ‘negatif’ haber mağduru olmaları nedeniyle manşetlere taşındığı olgusunu gündeme getiriyor!