The OthersKocatepe’nin batışında ‘Nancy rolü’

Kocatepe’nin batışında ‘Nancy rolü’

14.07.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kocatepe’nin batışında ‘Nancy rolü’

Kocatepe’nin batışında ‘Nancy rolü’


Prof. Haluk Ülman, 54 denizcinin hayatına malolan
trajedinin bilinmeyen yönlerini Milliyet’e anlattı

Azer Bortaçina


Yıl 1974. Temmuz'un ikinci yarısı. Washington'da gün, çoktan geceye dönmüş. Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger evinde uyuyor. Birazdan çalacak telefon, sadece onu değil, yanında uyuyan uzatmalı sevgilisi, 1.85'lik boyuyla şöhretli Nancy'yi de uyandıracak.
Kissinger'ın merakla uzandığı telefonun öbür ucunda biraz da öfkeyle konuşan adam, Kıbrıs'ta harekata karar veren Türkiye'nin Başbakanı Bülent Ecevit. Ecevit, "Türk bayrağı çekerek Kıbrıs'a giden Yunan savaş gemilerini durdurun, yoksa batıracağız" diyor, durumu istihbarata soran Kissinger ise bilgiyi doğrulamıyor. Ecevit telefonda ısrar ederken uyumaya çalışan Nancy, Kissinger'a "Kendi gemisi, batırırsa batırsın" diye bağırıp, yorganı kafasına çekiyor. Ve Kocatepe muhribi, Kissinger'a da uzanan bir dizi haberleşmenin ardından, ne yazık ki, Türk savaş uçaklarınca batırılıyor.
Akdeniz'in mavi sularında son nefeslerini veren 54 şehitle Türk denizcilik tarihine geçen Kocatepe olayı değişik bir boyutuyla tekrar gündemde.
1974'de dönemin Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Turan Güneş'in danışmanlığını yapan Haluk Ülman, New York'ta Waldorf Astoria Oteli'nde dinlediği bu olağanüstü öyküyü, Dünya Gazetesi'nde dün yayımlanan yazısında özetledi. Prof. Dr. Ülman, Milliyet'in sorularını yanıtlarken, Kissinger'ın otelde ziyaret ettiği Turan Güneş'e, kendisinin de bulunduğu odada anlattığı "o gece"yi yazısındaki gibi naklediyor:
"1974 Eylül ayında, o zamanki Dışişleri Bakanı Turan Güneş'in danışmanıydım. New York'ta Waldorf Astoria otelinde kalırken dönemin Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, Güneş'i ziyarete geldi. Kissinger'ın bize anlattığına göre, Türk Genelkurmayı Türk bayrağı çekmiş bir Yunan savaş gemisinin Kıbrıs'a doğru yol almakta olduğunu Başbakan Bülent Ecevit'e bildirince, o da hemen Kissinger'a telefon açıp uyarmış. Geminin hemen geri çevrilmesini istemiş. Vakit ABD'nin doğu yakasında gecenin yarısı ve Kissinger, uzatmalı sevgilisi Nancy'nin yanında yatıyor. Kissinger, Ecevit'in telefonu üzerine ABD istihbaratıyla temasa geçmiş ve onlardan `Hayır, Kıbrıs'a giden bir Yunan savaş gemisi yok, giden bir Türk muhribidir' cevabını almış. Ecevit, Kissinger'ın anlattıklarına inanmayınca, `Hayır bu, Türk bayrağı çekmiş bir Yunan gemisidir' diye ısrar etmiş ve Dışişleri Bakanı'na, `Yunanlılara söyleyin, eğer geri dönmezse batırırız' demiş. Kendi istihbaratına çok inanan Kissinger da Ecevit'e, `Aman yapmayın, kendi geminizi batırsınız' diye uyarmış. Batırırım - batırmam tartışması uzayınca Nancy uyanıp, ne olduğunu sormuş. Kissinger, Ecevit'le aralarında geçen konuşmayı Nancy'ye anlatınca, o da, 'Sana ne oluyor? Batacak olan ABD gemisi mi? Kendi gemisi. Batırırsa batırsın. Kısa kes, uyuyamıyorum' diyerek yorganı başına çekmiş."

"Sen bilirsin Bülent"

Ülman, Nancy'nin "yorganı kafasına çekmesinin" ardından gelişen diyaloğu da şöyle aktarıyor:
"Nancy'nin azarından sonra ısrardan vazgeçen Kissinger, `Vallahi sen bilirsin Bülent, batıracaksan batır' deyince olan olmuş. Kocatepe, Türk savaş uçakları tarafından bacasından bombalanıp, batmış. Kissinger bu hikayeyi anlattıktan sonra, `Olur böyle şeyler, biz de Vietnam'da kendi gemilerimizi bombalayıp batırmıştık' demişti."

Ecevit'e de anlattı

Kissinger'ın, "o gece"yi Ankara'ya ilk gelişinde Ecevit'in evindeki kahvaltıda da anlattığını belirten Haluk Ülman, "Kocatepe'nin batışı hazin bir olay. Kissinger defalarca uyardı, ama biz inanmadık. Çünkü o sırada Amerika Yunanistan'ı tutuyor gibi bir izlenim vardı" diyor.

Kocatepe'nin hazin sonu

Nikos Sampson, 14 Temmuz 1974'te Albaylar Cuntası'ndan aldığı destekle "ENOSİS" olarak adlandırılan Yunanistan'a ilhak amacıyla Kıbrıs'ta darbe yaptı. Adadaki Türk varlığını soykırımla yok etmeyi amaçlayan Sampson'un bu eylemi üzerine Kıbrıs'taki statünün garantörü Türkiye ordusunu harekete geçirdi. Türk birlikleri de, 20 Temmuz'da Barış Harekatı çerçevesinde adaya çıktı. Türk istihbaratının Türk bayrağı çekmiş Yunan gemilerinin Kıbrıs'a doğru gittiği duyumu üzerine Ankara Washington nezdinde girişimlerde bulundu. Görüşmelerden sonuç çıkmayınca Türk Hava Kuvvetleri'ne bağlı savaş uçaklarının 21 Temmuz'da gerçekleştirdiği bombardımanda, daha sonra Deniz Kuvvetleri Komutanı olacak olan emekli Oramiral Güven Erkaya'nın yönetimindeki Kocatepe muhribi sulara gömülürken, 54 denizci şehit oldu.