The OthersKüllerin içinden
Küllerin içinden
24.01.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:
* Cameron Diaz şaşırttı
Küllerin içinden
24 Ocak 1999
Sonunda Sindrella da günümüze uyarlanan bir masal olarak karşımıza çıktı. "Sonsuza Dek" adlı filmin başrolünde ise son yıllarda masum kızı oynayan Drew Barrymore var.
Anneannelerimizden dinlediğimiz, sonra ilkokulda masal kitaplarında tanıdığımız güzeller güzeli ama şanssız Sindrella'nın öyküsü bunca yıl sonra modern bir versiyonla çıktı karşımıza. 1990'ların Sindrella'sı masalındaki gibi kaderci, korunmaya muhtaç ve zavallı değil. Adı da masaldakinden değişik: Danielle.
Danielle çok okuyan, düşünen ve bağımsız ruhlu bir kızdır. Üvey annesinin yanında mutlu değildir ve her türlü olumsuzlukla başa çıkabilecek yürekliliğe sahiptir. Tabii ki bu özellikleriyle bir prensin gönlüne düşecektir ama oturup da beyaz atlı prensini bekleyecek bir tip değildir.
Bir kere "Sonsuza Dek"i sakin sakin seyredebileceğiniz bir çocuk filmi olarak düşünmeyin. Tam tersi kostümlü bir aşk hikayesiyle ve tıpkı "Zorro"da olduğu gibi enerjik bir anlatımla karşılaşacağınız kesin. Film 16. yüzyılın güllük gülistanlık İngiltere'sinde başlar. Danielle babasıyla mutlu bir şekilde yaşayan akıllı bir kızdır. Bir gün büyük bir sürprizle babası Rodmilla (Anjelica Huston) ile evlenir. Böylece onun iki kızı Jacqueline ve Marguerite de aileye katılmış olurlar. Bu evlilikten bir süre sonra Danielle'in babası attan düşer ve ölür. Böylece Danielle'in bütün hayatı birdenbire tamamen değişir.
Üvey anne Rodmilla, Danielle'e "Bir erkek tarafından yetiştirildin. Hiç şüphesiz zor işler için dayanıklısındır," der ve Danielle'i evin hizmetçisi gibi kullanmaya başlar. Yemek, bulaşık ve temizlik gibi işleri Danielle'e yükleyen Rodmilla, güzel kızı Jacqueline'i de hayırlı bir kısmet için hazırlamaktadır. Ama hesapta olmayan bir şekilde bir prensin hayatına girer Danielle. Genç ve yakışıklı Prens Henry, Danielle'e aşık olur. Danielle ise ona kendisini olduğundan farklı bir şekilde tanıtır. Bunun için zaten büyük endişe duyan Danielle, bir de Rodmilla'nın iki kızından en tehlikeli olanı Marguerite ile de uğraşmak durumundadır. "Sonsuza Dek"teki en önemli değişim kuşkusuz Drew Barrymore'un yorumladığı yeni Sindrella. Çünkü bu kez Sindrella, masaldakinden çok daha güçlü bir kişilik. Adeta 90'ların "Spice Girls" grubunun temsil ettiği "kız gücü"nü (girl power) anımsatıyor. Danielle oturduğu yerden prensin gelip de ona ayakkabı giydirmesini bekleyecek cinsten bir kız değil. Zaten prensine de birkaç tehlikeli durumda oldukça yardımı dokunuyor. Ayrıca masalıyla ne alaka dedirtecek ufak bir ayrıntı daha eklenmiş. Danielle'in akıl hocası zamanın ünlü bilimadamı Leonardo Da Vinci.
Aslında Sindrella'yı Drew Barrymore gibi zamanında feleğin çemberinden birkaç kez geçmiş bir kadının oynaması biraz garip. Barrymore'un sinemada gözüktüğü ilk film "Altered States"ti ve henüz 4 yaşındaydı. "E.T."de oynadığında ise 7 yaşındaydı. Bu filmle adını duyuran Barrymore, önündeki 10 yıl boyunca oldukça kötü tecrübeler yaşamıştı (uyuşturucu, fuhuş vs.). Daha sonra "Zehirli Sarmaşık" (Poison Ivy) adındaki erotik gerilim filmiyle sinemaya dönüş yapan Barrymore, Hollywood tarafından yeniden kabul görmüştü. Barrymore şimdi 23 yaşında ve o kadar çok şey yaşamasına rağmen hala taze ve masum bir güzellik var yüzünde. Danielle'in üvey annesi rolünde ise usta yönetmen John Huston'ın Oscar'lı kızı Anjelica Huston'ı seyrediyoruz. Hollywood'un en başarılı "kötü kadın"ı Huston, Sindrella'nın üvey annesi olmak için zaten biçilmiş kaftandı.
"Sonsuza Dek"in yönetmeni Alan Tenant'ı iki sezon önce "Ahmaklar Acele Eder" ile (Fools Rush In) seyretmiştik. Başrollerinde Salma Hayek ve Matthew Perry'nin olduğu bu filmde de kısmen bir Sindrella hikayesi anlatılıyordu. Tenant'da hafiften bir feminizm sezmek mümkün. Belki bir daha ki sefere Spice Girls'ün yeni filminin yönetmeni olarak da görebiliriz.
Sonuçta "Sonsuza Dek" size basit bir masal film olarak gelmesin. 1990'ların sonuna geldiğimiz şu günlerde sinemanın başka yüzyılların ürünlerine nasıl baktığını ve yorumladığını gösteren iyi bir örnek. Yakında Pamela Anderson'lı Pamuk Prenses'i de seyredebiliriz.
Oyunculuk: 7
Senaryo: 7
Yönetim: 7
Genel: 7
e - mail:burakgoral@superonline.com
* Cameron Diaz şaşırttı
"Ah Mary Vah Mary" hem Amerika'da hem de Amerika dışında sürpriz bir ilgiyle karşılandı. Mesela filmi Türkiye sinemalarında 500 bini aşkın insan seyretti. Bizde genellikle filmdeki aptal sahneler ilgi çekerken Hollywood'da Cameron Diaz'ın oyunculuğu dikkatleri çekti. Hatta o kadar çekti ki Diaz, New York Film Eleştirmenleri Derneği'ne göre "Yılın En İyi Kadın Oyuncusu" bile seçildi. Filmin önceden de bağımsız birçok kara komedide başarılı roller çıkaran Diaz'ın en iyi filmi olmadığı kesin ama "Ah Mary Vah Mary" onun oyunculuğunu takdir ettirerek diğerlerinin önüne çıktı. Neredeyse her 1998 değerlendirmesinde adı olan Diaz'ın aynı rolle Oscar'a bile aday olması muhtemel deniyor. Doğrusu böylesine "pis" bir komediyle bir oyuncunun Oscar'a bile aday olması çok ilginç olur. Bu arada Diaz kara komedilerine devam ediyor. Geçen haftalarda Amerika'da Christian Slater'la başrolü paylaştığı "Very Bad Things"de de iyi bir performans sergileyen Diaz'ın sonraki filmleri "Being John Malkovich" ve Oliver Stone'un yönettiği "On Any Given Sunday" olacak.
* Bond güzeli belli oldu
19'uncu Bond filminin oyuncu kadrosu tamamen belli oldu. Pierce Brosnan'ın karşısındaki kötü kadın önceleri Sharon Stone olarak düşünülmüştü ama evdeki hesap çarşıya uymayınca aynı rol için "Cesur Yürek"te de seyrettiğimiz Mel Gibson'ın gözdesi Fransız aktris Sophie Marceau ile anlaşıldı. Bond kızı için önceleri Spice Girls'ün Victoria'sı düşünülmüştü ama en son "Vahşi Şeyler"de hayran kaldığımız süper güzel Denise Richards kadroya alındı. Bu arada "Trainspotting" ve "Anadan Doğma" filmleriyle uluslararası pazarda büyük çıkış yapan Robert Carlyle'ın da kadroda olduğu bildiriliyor. Çekimlerine başlanan filmin İstanbul'da çekilecek bölümleri için de hazırlıklara başlanmış. Bu arada alternatif bir Bond filmi de Bond'un film haklarını elinde tutan MGM ile mahkemelik olan Sony Pictures'dan gelecek. Onların çekeceği Bond filminde de başka bir İrlandalı aktör Liam Neeson, Bond olurken karşısına kötü adam olarak sinema tarihinin ilk Bond'u Sean Connery'nin getirilmesi planlanıyor.
* Yeni projeler
- Arlington Road:
Oyn.: Jeff Bridges, Tim Robbins.
Türü: Gerilim (Kapı komşunuz bir terörist olabilir mi?)
- The Crow: Salvation
Oyn.: Kirsten Dunst
Türü: Devam filmi (Brandon Lee'nin ölümüne ve ünlü olmasına yol açan filmin üçüncü bölümü. Crow'u bu sefer kimin oynayacağı henüz belli değil).
- Marching To Valhalla
Oyn.: Brad Pitt
Türü: Biyografik (Amerikan iç savaşının kahraman generali Custer'ın biyografik filmini Oliver Stone çekecek).
- End of Days
Oyn.: Arnold Schwarzenegger
Türü: Korku - gerilim (Arnie bu sefer şeytanın karşısına çıkıyor).
- Formula One
Oyn.: Sylvester Stallone
Türü: Macera - dram (Küçük bütçeli bir yarış filmi).
- Man on the Moon
Oyn.: Jim Carrey, Danny De Vito, Courtney Love
Türü: Biyografik (Stand - up'çı komedyen Andy Kaufman'ın ilginç kariyerini Milos Forman çekecek).
- Dogma
Oyn.: Linda Fiorentino, Ben Affleck, Matt Damon, Salma Hayek
Türü: Yol filmi (Eğlenceli bir şiddet hikayesi. İlginç yaratıklar da var işin içinde).
Anneannelerimizden dinlediğimiz, sonra ilkokulda masal kitaplarında tanıdığımız güzeller güzeli ama şanssız Sindrella'nın öyküsü bunca yıl sonra modern bir versiyonla çıktı karşımıza. 1990'ların Sindrella'sı masalındaki gibi kaderci, korunmaya muhtaç ve zavallı değil. Adı da masaldakinden değişik: Danielle.
Danielle çok okuyan, düşünen ve bağımsız ruhlu bir kızdır. Üvey annesinin yanında mutlu değildir ve her türlü olumsuzlukla başa çıkabilecek yürekliliğe sahiptir. Tabii ki bu özellikleriyle bir prensin gönlüne düşecektir ama oturup da beyaz atlı prensini bekleyecek bir tip değildir.
Bir kere "Sonsuza Dek"i sakin sakin seyredebileceğiniz bir çocuk filmi olarak düşünmeyin. Tam tersi kostümlü bir aşk hikayesiyle ve tıpkı "Zorro"da olduğu gibi enerjik bir anlatımla karşılaşacağınız kesin. Film 16. yüzyılın güllük gülistanlık İngiltere'sinde başlar. Danielle babasıyla mutlu bir şekilde yaşayan akıllı bir kızdır. Bir gün büyük bir sürprizle babası Rodmilla (Anjelica Huston) ile evlenir. Böylece onun iki kızı Jacqueline ve Marguerite de aileye katılmış olurlar. Bu evlilikten bir süre sonra Danielle'in babası attan düşer ve ölür. Böylece Danielle'in bütün hayatı birdenbire tamamen değişir.
Üvey anne Rodmilla, Danielle'e "Bir erkek tarafından yetiştirildin. Hiç şüphesiz zor işler için dayanıklısındır," der ve Danielle'i evin hizmetçisi gibi kullanmaya başlar. Yemek, bulaşık ve temizlik gibi işleri Danielle'e yükleyen Rodmilla, güzel kızı Jacqueline'i de hayırlı bir kısmet için hazırlamaktadır. Ama hesapta olmayan bir şekilde bir prensin hayatına girer Danielle. Genç ve yakışıklı Prens Henry, Danielle'e aşık olur. Danielle ise ona kendisini olduğundan farklı bir şekilde tanıtır. Bunun için zaten büyük endişe duyan Danielle, bir de Rodmilla'nın iki kızından en tehlikeli olanı Marguerite ile de uğraşmak durumundadır. "Sonsuza Dek"teki en önemli değişim kuşkusuz Drew Barrymore'un yorumladığı yeni Sindrella. Çünkü bu kez Sindrella, masaldakinden çok daha güçlü bir kişilik. Adeta 90'ların "Spice Girls" grubunun temsil ettiği "kız gücü"nü (girl power) anımsatıyor. Danielle oturduğu yerden prensin gelip de ona ayakkabı giydirmesini bekleyecek cinsten bir kız değil. Zaten prensine de birkaç tehlikeli durumda oldukça yardımı dokunuyor. Ayrıca masalıyla ne alaka dedirtecek ufak bir ayrıntı daha eklenmiş. Danielle'in akıl hocası zamanın ünlü bilimadamı Leonardo Da Vinci.
Aslında Sindrella'yı Drew Barrymore gibi zamanında feleğin çemberinden birkaç kez geçmiş bir kadının oynaması biraz garip. Barrymore'un sinemada gözüktüğü ilk film "Altered States"ti ve henüz 4 yaşındaydı. "E.T."de oynadığında ise 7 yaşındaydı. Bu filmle adını duyuran Barrymore, önündeki 10 yıl boyunca oldukça kötü tecrübeler yaşamıştı (uyuşturucu, fuhuş vs.). Daha sonra "Zehirli Sarmaşık" (Poison Ivy) adındaki erotik gerilim filmiyle sinemaya dönüş yapan Barrymore, Hollywood tarafından yeniden kabul görmüştü. Barrymore şimdi 23 yaşında ve o kadar çok şey yaşamasına rağmen hala taze ve masum bir güzellik var yüzünde. Danielle'in üvey annesi rolünde ise usta yönetmen John Huston'ın Oscar'lı kızı Anjelica Huston'ı seyrediyoruz. Hollywood'un en başarılı "kötü kadın"ı Huston, Sindrella'nın üvey annesi olmak için zaten biçilmiş kaftandı.
"Sonsuza Dek"in yönetmeni Alan Tenant'ı iki sezon önce "Ahmaklar Acele Eder" ile (Fools Rush In) seyretmiştik. Başrollerinde Salma Hayek ve Matthew Perry'nin olduğu bu filmde de kısmen bir Sindrella hikayesi anlatılıyordu. Tenant'da hafiften bir feminizm sezmek mümkün. Belki bir daha ki sefere Spice Girls'ün yeni filminin yönetmeni olarak da görebiliriz.
Sonuçta "Sonsuza Dek" size basit bir masal film olarak gelmesin. 1990'ların sonuna geldiğimiz şu günlerde sinemanın başka yüzyılların ürünlerine nasıl baktığını ve yorumladığını gösteren iyi bir örnek. Yakında Pamela Anderson'lı Pamuk Prenses'i de seyredebiliriz.
Oyunculuk: 7
Senaryo: 7
Yönetim: 7
Genel: 7
e - mail:burakgoral@superonline.com
"Ah Mary Vah Mary" hem Amerika'da hem de Amerika dışında sürpriz bir ilgiyle karşılandı. Mesela filmi Türkiye sinemalarında 500 bini aşkın insan seyretti. Bizde genellikle filmdeki aptal sahneler ilgi çekerken Hollywood'da Cameron Diaz'ın oyunculuğu dikkatleri çekti. Hatta o kadar çekti ki Diaz, New York Film Eleştirmenleri Derneği'ne göre "Yılın En İyi Kadın Oyuncusu" bile seçildi. Filmin önceden de bağımsız birçok kara komedide başarılı roller çıkaran Diaz'ın en iyi filmi olmadığı kesin ama "Ah Mary Vah Mary" onun oyunculuğunu takdir ettirerek diğerlerinin önüne çıktı. Neredeyse her 1998 değerlendirmesinde adı olan Diaz'ın aynı rolle Oscar'a bile aday olması muhtemel deniyor. Doğrusu böylesine "pis" bir komediyle bir oyuncunun Oscar'a bile aday olması çok ilginç olur. Bu arada Diaz kara komedilerine devam ediyor. Geçen haftalarda Amerika'da Christian Slater'la başrolü paylaştığı "Very Bad Things"de de iyi bir performans sergileyen Diaz'ın sonraki filmleri "Being John Malkovich" ve Oliver Stone'un yönettiği "On Any Given Sunday" olacak.
* Bond güzeli belli oldu
19'uncu Bond filminin oyuncu kadrosu tamamen belli oldu. Pierce Brosnan'ın karşısındaki kötü kadın önceleri Sharon Stone olarak düşünülmüştü ama evdeki hesap çarşıya uymayınca aynı rol için "Cesur Yürek"te de seyrettiğimiz Mel Gibson'ın gözdesi Fransız aktris Sophie Marceau ile anlaşıldı. Bond kızı için önceleri Spice Girls'ün Victoria'sı düşünülmüştü ama en son "Vahşi Şeyler"de hayran kaldığımız süper güzel Denise Richards kadroya alındı. Bu arada "Trainspotting" ve "Anadan Doğma" filmleriyle uluslararası pazarda büyük çıkış yapan Robert Carlyle'ın da kadroda olduğu bildiriliyor. Çekimlerine başlanan filmin İstanbul'da çekilecek bölümleri için de hazırlıklara başlanmış. Bu arada alternatif bir Bond filmi de Bond'un film haklarını elinde tutan MGM ile mahkemelik olan Sony Pictures'dan gelecek. Onların çekeceği Bond filminde de başka bir İrlandalı aktör Liam Neeson, Bond olurken karşısına kötü adam olarak sinema tarihinin ilk Bond'u Sean Connery'nin getirilmesi planlanıyor.
* Yeni projeler
- Arlington Road:
Oyn.: Jeff Bridges, Tim Robbins.
Türü: Gerilim (Kapı komşunuz bir terörist olabilir mi?)
- The Crow: Salvation
Oyn.: Kirsten Dunst
Türü: Devam filmi (Brandon Lee'nin ölümüne ve ünlü olmasına yol açan filmin üçüncü bölümü. Crow'u bu sefer kimin oynayacağı henüz belli değil).
- Marching To Valhalla
Oyn.: Brad Pitt
Türü: Biyografik (Amerikan iç savaşının kahraman generali Custer'ın biyografik filmini Oliver Stone çekecek).
- End of Days
Oyn.: Arnold Schwarzenegger
Türü: Korku - gerilim (Arnie bu sefer şeytanın karşısına çıkıyor).
- Formula One
Oyn.: Sylvester Stallone
Türü: Macera - dram (Küçük bütçeli bir yarış filmi).
- Man on the Moon
Oyn.: Jim Carrey, Danny De Vito, Courtney Love
Türü: Biyografik (Stand - up'çı komedyen Andy Kaufman'ın ilginç kariyerini Milos Forman çekecek).
- Dogma
Oyn.: Linda Fiorentino, Ben Affleck, Matt Damon, Salma Hayek
Türü: Yol filmi (Eğlenceli bir şiddet hikayesi. İlginç yaratıklar da var işin içinde).
Bilgi Üniversitesi'nin düzenlediği sinema günleri şubat ayında da sanat sinemasının iyi örneklerini takipçilerine sunuyor. Başlıca filmler ve tarihleri şöyle:
* Yabancı Kucak (Comfort of Strangers): 1, 7 ŞubatOyn.: Christopher Walken, Rupert Everett (1990)Yön.: Paul Schrader
* Şarküteri (Delicatessen): 2, 14 Şubat
Oyn.: Dominique Pinon (1991)
Yön.: M. Caro ve Jean P. Jeunet
* Cyclo: 3, 7 Şubat
Oyn.: Le Von Loc, Tony Leung
Yön.: Trann Ann Hugh
* Kayıp Otoban (Lost Highway): 10, 14 Şubat
Oyn.: Bill Pullman, Patricia Arquette
Yön.: David Lynch
* Ülke ve Özgürlük (Land and Freedom): 16, 20 Şubat
Oyn.: Ian Hart, Rosana Pastor
Yön.: Ken Loach
* Köprüüstü Aşıkları (Les Amants du Pont-Neuf): 24, 27 Şubat
Oyn.: Juliette Binoche, D. Lavant
Yön.: Leos Carax
Ayrıntılı bilgi ve rezervasyon için 0212 216 00 00 nolu telefondan Bilgi Üniversitesi'ne ulaşabilirsiniz.
