The Others Makam aracı bir bisiklet

Makam aracı bir bisiklet

25.07.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Makam aracı bir bisiklet

Makam aracı bir bisiklet


Meryem Kaçar, Belçika'nın ilk Türk senatörü... Türkiye onu Meclis'e giderken gösteren bisikletli fotoğraflarından tanıdı. Meryem, uzun öyküsünü Milliyet'e anlattı


       Eskişehir Çifteler'den Belçika'ya uzanan umut yolculuğuna çıktıklarında 10 yaşındaymış. Yanında imamlığı bırakıp işçi olmaya hazırlanan babası, annesi ve beş kardeşi de varmış.
       En büyük ağabeyi okulunu bırakmak istemediği için tek başına Türkiye'de kalmış.
       Meryem ve ailesi Belçika'nın Gent kentine geldiklerinde ne dil biliyorlarmış ne de yol. Bavullarında yalnızca umut varmış.
       Gent'teki Öğrenci Yönlendirme Merkezi, dil bilmeyen Meryem'in meslek okuluna gitmesinin daha iyi olacağını düşünmüş. Böylece Meryem'in altı yıl sürecek dikiş, nakış serüveni başlamış. Dikiş, nakış bölümünü bitirenlerin diploması, üniversiteye devam edecek olan lise öğrencilerinin diplomasına eşdeğer tutulmazmış.

       Altı yıl dikiş nakış
       Meryem Kaçar, altı yıl boyunca, bir gün Belçika Parlamentosu'na girecek olan ilk Türk senatör olacağını bilmeden, hayal dahi etmeden gece gündüz nakış işlemiş. Sabırla.
       Meslek okulunu bitirdiğinde Belçika'da bir kanun değişikliği olmuş ve Meryem'in diploması, lise diplomasına eş tutulmuş.
       Ama kanunun yürürlüğe girmesi öyle bir gecede olmadığı için önce iki yıllık Yüksek Konfeksiyon Mühendisliği okumuş. Kanun yürürlüğe girdiğinde de Meryem artık Hukuk Fakültesi öğrencisiymiş. Başlangıçta okul çok zor gelmiş. Ama vazgeçmemiş.
       Okul bittiğinde, Çifteler imamının kızı artık mahkemelerde Belçika vatandaşlarının haklarını savunan bir avukatmış.
       Meryem Kaçar, şimdi 30 yaşında. Bir yıldır Belçika Federal Parlamantosu'nda senatör olarak görev yapıyor. Siyasete atılmasını şöyle anlatıyor:
       "Toplumda bir şeylerin olumlu olarak değişmesini ve insan hayatındaki kaliteyi yükseltmek istiyorsan, hele de bir yabancıysan siyasete katılman çok önemli.
       Bu yüzden 1999 Haziran genel seçimlerinde Flaman Yeşiller Partisi'nden adaylığımı koydum ve seçildim. Biz göç ederken Türkiye'de kalan ağabeyim, hepimizin okumasını çok istedi. Bu yüzden hukuk okudum. Yıllarca Belçika kanunlarını ezberledim. Şimdi aynı kanunların reformunda çalışıyorum. Bu bana büyük bir enerji veriyor."

       Hayatı hiç değişmedi
       Genel seçimlerde 23 Türk aday varmış. Meryem dışında hiç biri seçilememiş:
       "Ne yazık ki bir tek ben seçildim. Diğerlerinin listelerdeki sıralaması iyi değildi. Ben yedekten girdim. Listede benim üzerimdeki bakan olunca ben direkt parlamentoya girmiş oldum."
       Senatör olunca Meryem'in hayatı hiç değişmemiş. Yine aynı mahallede oturmuş. Yine trene, metroya binmiş. Türk mahallesinde yaşayan komşuları, "Artık koskoca senatör oldun. Bir araba alman lazım" dedikleri halde o araba almayıp bisiklete binmeye devam etmiş. Makam arabalarından hoşlanmadığı için parlamentoya da bisiklet aldırmış. Bisikletiyle parlamento binasından çıkarken askeri polislerin ona yol açtığını gören Belçikalılar, bu tabloya hayran olmuş.
       Meryem Kaçar, parlamentoda adalet, eşit haklar, insan ticareti ve insan hakları komisyonlarında görev alıyor ve artık Avrupalı bir senatör olarak Türkiye'yi şöyle görüyor:

       Türkiye ilerliyor
       "Öncelikle artık Avrupa'da yaşayan Türkler olarak, kalıcılığımızı gösterdik. Biz artık yabancı işçi ya da misafir değiliz. Çalışmak üzere gittiğimiz toplumların birer bireyiyiz. Batı Avrupa'da 3 milyona yakın Türk kökenli insan yaşıyor. Belçika'da artık Türkiye'yle daha sıkı ilişkiler içinde olması gerektiğini kabul ediyor. Türkiye'nin son zamanlarda izlediği dış politikayı beğeniyorum. Ama Kopenhag kriterlerine uyma konusunda çok çalışması lazım.
       Bu Avrupa'da yaşayan Türkler için de çok önemli. Türkiye'nin Avrupa'da hala haçlılardan kalan bir imajı var. Bu karşılıklı olarak düzeltilebilinir. İki tarafın birbirine doğru yürümesi lazım. Avrupa da buna mecbur. Türkiye, ileri doğru adım atarsa AB adaylığının gerçekleşmesinde hiçbir engel olmaz."