The Others Maziye bir bak, neler neler bıraktık

Maziye bir bak, neler neler bıraktık

21.02.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Maziye bir bak, neler neler bıraktık

Maziye bir bak, neler neler bıraktık

Melek DERMAN

Maziye bir bak, neler neler bıraktık
Ona 'gazinocular kralı' denir. 1941'te 14 yaşındayken Erzurum'dan İstanbul'a geldi. Yeniköy'deki bir gazinoda komilik yaptı. 18 yaşındayken komilik yaptığı gazinonun sahibi oldu. Maksim, ikinci gazinosuydu. İlk yıldızı Zeki Müren'di. Kralın iki özelliği vardı: Yıldız yaratmak ve ucuza yıldız çalıştırmak. Bu iki özelliğini 46 yıl boyunca hep korudu. Arada bir starları 'sömürmekle' suçlandı. Ama Fahrettin Aslan'ın cevabı hiç değişmedi: "Sömürmüyorum! Onlara gerçek değerlerini veriyorum."

Zeki Müren bir olaydı
Adet değişmezdi. Kışlık gazino eylülün ikinci yağmuru yağdığında açılır, 19 Mayıs Gençlik Bayramı'yla kapatılırdı. Yazlık Maksim'e 8 haziranda geçilirdi. Sahne programını ve çalışma takvimini Fahrettin Bey belirlerdi.
Program fasılla başlardı. Zeki Müren'in assolist olarak yer aldığı ilk kadroda Nigar Uluerer, Gülsüm Kamu, bir Arap rakkase ve Orhan Boran vardı. Dönemin assolistleri Müzeyyen Senar, Gönül Yazar, Behiye Aksoy gibi isimlerdi. Her gece izdiham yaşanır, gazino kapılarını 19:00'da kapatmak zorunda kalırdı. Maksim'in 17 yıl assolisti olan Zeki Müren'in değişmez bir özelliği vardı. Sahnedeyken izleyicisinden gelen istek şarkılarını okumazdı. Bir gece şikayet geldi tabii. Starların önünde titrediği patron Fahrettin Aslan programdan sonra Müren'i uzun uzun dinledi. Ama bir şey diyemedi. Yıllar sonra Zeki Müren patronuna bir sürpriz daha yapacak, kral yine tek kelime edemeyecekti.
O gün dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'ın gazinoya geleceği haber verildi. Kral, Zeki Müren'in sürprizlerine alışık olduğundan ona "Aman mini etekli, gladyatör kıyafetini bugün giyme. Başka bir gün giyersin. Bugün cumhurbaşkanımız gelecekmiş," diye rica etti. Müren söz verdiği üzere sahneye normal bir kostümle çıktı. İlk 10 şarkıdan sonra kulise gitmek için izin istedi. Akla gelen başa gelmişti. Patron, karşısında mini etekli Zeki Müren'i görünce çılgına döndü ve gazinoyu terketti. Gazinoyu arkasından apar topar terk eden kişi Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay oldu.

Garsonlara hediye dağıtıldı
Zeki Müren'i de çıldırtan olaylar olmuyor değildi. 1960'lı yılların sonuydu. Müren'in alt kadrosunda yer alan Muzaffer Akgün sahne alacakken elektrikler söndü. Önce komiler ardından garsonlar karanlıkta çılgınca alkış tutmaya başladılar. Müşteri de aşka gelip bu sele kapıldı. Sonra Muzaffer Bey sahneye "Ay karanlık kaybettim yolumu / Felek kırdı kanadımı kolumu" türküsüyle çıktı. Derken elektrikler geldi. Müşteriye şov gibi gelen olay birkaç gece üst üste tekrarlandı. Zeki Müren kuliste bayılıyor, patron ise bir şeylerden şüpheleniyordu. Muzaffer Bey'in, garsonlara bu olayı tezgahlamaları için gömlek dağıttığı sonradan ortaya çıktı.
Gazeteci Tevfik Yener, 1960'lı yılların Maksim'ini bugün şöyle anlatıyor: "Rahmetli Sabite Tur hanımefendiyi sahnede görür gibiyim. Üçbuçuk oktavlık muhteşem sesiyle Şerif İçli'nin, 'Bir teselli beklerim gönlümdeki bin yareye' şarkısını söylüyor. Fasıl heyeti çılgınca alkışlanıyor. Öte yanda Selahattin Pınar, Hisar Buselik makamı bestesinin taksimini yapıyor: 'Beni de alın ne olur koynunuza hatıralar / Dolanıp kalayım bir an boynunuza hatıralar/Yeriniz ne yurdunuz ne benden böyle korkunuz ne'.

Kapris gitti star geldi
Bülent Ersoy'u sahneye çıkarmak gazinonun aldığı en riskli karardı. Patron Fahrettin Aslan, bunun için günler geceler boyu düşündü. 1973 yılının bir yaz sabahı "Tamam, Bülent sahneye çıkıyor," dedi. Kadrodaki Gönül Akkor "Asla olmaz. Yoksa ben çıkmam," dedi, ama bu kaprisi yüzünden işinden oldu. Patron bu kızgınlıkla Ersoy'u, assolist ilan etti. Kadınlar, karşılarında efemine bir şarkıcı gördüklerinde kendilerinden geçtiler. Açık seçik laflar atıyor, yerlerinde duramayıp sahneye fırlıyorlardı. Göbek atmakla kalmayıp, Ersoy'un yakasını paçasını çekiştirenler de vardı. Bülent Ersoy patrona kazandırmakla kalmadı, sahnelere 'efemine şarkıcı akımını'da getirdi. İçkili sahneye çıktığı ve müşteriyi beklettiği için kuliste patron tarafından defalarca da dövüldü.

Simavi konser bürosu
Hürriyet gazetesinin eski sahibi Erol Simavi'nin de o dönem, Fahrettin Aslan'ın assolist seçiminde etkisi olduğu söylenir. Aslan bir röportajında 40 yıllık dostu için şöyle der: "Sahneye çıkmak isteyen ona giderdi. O da bana gelir, 'Fahri, filan kız var, çok güzel okuyor' deyip kızı kadroya sokturmaya kalkardı. Bu alemi, artistleri severdi. Bir şarkıcı gidip ona yalvardı mı bana, 'Yahu koy kadroya. Üç şarkı okusun, parasını ben vereceğim' derdi. Rahmetli Zeki Tüğel, Erol Bey için 'Simavi Konser Bürosu' diye kart bastırdı. Biri iş istediğinde kartı verirdi."

Siyasiler balkonda eğlendi
Maksim tarihinde ünlü siyasilerimizi de ağırladı. Adnan Menderes, Emin Kalafat, Fuat Köprülü, Rıfat Kadızade gazinonun o zamanki müşterileri arasındaydı. Kimsenin huzuru kaçmasın diye gazinoya bahçe kapısından girerlerdi. Görünmemek için balkonda otururlardı. Mönüleri değişmezdi: 'Buzlu rakı, cacık, patlıcan kızartması, beyaz peynir, kavun, salatalık ve meyve tabağı'. Onların geldiğini fasıl programının uzamasından da anlayabilirdiniz. O zamanlar Türkiye'yi ziyaret eden siyasiler de Maksim'de ağırlanırdı. Pakistan Devlet Başkanı Eyüp Han, Karamanlis, Zülfikar Ali Butto, Prenses Süreyya ve Şah Rıza Pehlevi resmi ziyaretlerinden sonra bir fasıl yaparlardı.

Patronlar assolistlerle evlendi
Şöhretin yolu hep Maksim'den geçti. Assolist olmak hayaliyle yanıp tutuşanlar kralın Taksim, Maksim'deki bürosuna gitti. Burası ilk sınavın verildiği yerdi. Annesi ya da bir yakınıyla gelen şarkıcı adayı, mahçup şekilde birkaç nağme mırıldanırdı. Fiziğinin de görülmesi için kendisinden şöyle bir salınması istenirdi. 1960 - 1970 yılları arasında patron önce sese sonra fiziğe bakardı. Ailelerin geldiği gazinoda hesap, 75 ila 100 lira arasında değişirdi. Devir Gönül Yazar, Ajda Pekkan, Emel Sayın, Selçuk Ural'ın devriydi. Patron özel ve iş hayatının birbirine karışmasından hoşlanmazdı. Gazinoyu 12:00'da terk eder, evine giderdi. Yakın çevresine "Ailem ve ben artistlerle içli dışlı olmayı sevmeyiz," derdi. Bunu söylediğinde gazinosunun assolisti Behiye Aksoy'dan yeni boşanmıştı. Bir gün telefonu çaldı. Büyük oğlu Selçuk Aslan, gazinonun assolisti Emel Sayın'la, İspanya'ya kaçtıklarını ve evlendiklerini söylüyordu. Patron o günleri şöyle anlatır: "Başımdan vurulmuşa döndüm. Emel oğlumla kaçıp gitmişti. Onu perişan edecekti. Oğlum 17, Emel 34 yaşındaydı." Boşandıklarına sevinemedi. Çünkü oğlu bu kez de assolist Yüksel Uzel'le evlilik kararı aldı.

Seksi assoliste playboy müşteri
1980'de Maksim'in çehresi hızla değişti. Ahu Tuğba'nın yarı çıplak şovları, Playboy dergisine soyunan Seda Sayan'ın arabesk şarkıları, Sibel Can'ın kıvrak dansları izlenir oldu. Ön masalarda (faça masa) playboylar oturuyordu. Sahnedeki şarkıcının başından aşağıya gül yaprakları atma modası başladı. Seda Sayan'ın sahneye çıkmasına assolist Samime Sanay'ın "Kış geldi. Ben sahneye çıkmam," diyerek kapris yapması neden oldu. Harika Avcı, "Bu kız güzel. Müşteri çeker," düşüncesiyle sahne aldı. Pınar Eliçe'nin assolist olmasındaki neden daha da vahimdi. Fahrettin Aslan sonraları, "Pınar'ı kendini bilmez büyük solistlerin kaprislerinden bıktığım için assolist yaptım. Onlara ders vermek istedim. Yanlış yapmışım. Artık ucuza vermem assolistliği," diyecekti. Kumar, arabesk, hayali ihracatçı müşteriler, seksi assolistler ve kaprisleri zamanla Maksim'in sayısını 3'den 1'e indirdi. Eylül 1996'da, şimdi Migros olan Maksim'de büyük bir kavga çıktı. Mahsun Kırmızıgül, Seda Sayan ve Adnan Şenses'le para yüzünden kapışan patronun son sözü şuydu: "Hepinizi kovuyorum. Burayı Migros'a satacağım." Maksim Migros oldu. Taksim Maksim kumarhane işlettiği için kapandı. Gazinolar devri bitti denilirken Aslan gazinosunu yeniden açtı. Assolisti bir dönem "Maksim'in kapısından içeri giremez," dediği eski gelini Emel Sayın'dı. Görünürde her şey iyi gidiyordu. Ancak Fahrettin Aslan, tahtını devrettiği oğlu Sacit Aslan'la assolistler yüzünden ofisinde tartışmaya başladı. Oğul Aslan, "Pınar Eliçe bu gazinodan içeri giremez," diyor, baba "Bu işe karışma. Pınar sahneye çıkacak," diye tutturuyordu. Tartışma büyüdü. Pınar Eliçe sahneye çıktı. Sacit Aslan basına assolistler hakkında inanılmaz açıklamalar yapınca işinden oldu. Ardından eski şarkıcı olan eşi Yasemin Kutsi'yle birlikte Maksim'in ve Fahrettin Aslan'ın bilinmeyen yüzünü anlatan bir kitap kaleme aldı. Kavgalar ve davalar halen devam ediyor. Pınar Eliçe, İbrahim Tatlıses ve Muazzez Abacı ikilisinin ardından yeniden sahneye çıkacak.

Son şarkı
Maksim'de sahne almış üstatlardan Saaddettin Kaynak, bir şarkısında musikiyi terk edenlere efkarını şu şarkısıyla dile getirdi: "Her kaynak Saaddettin Kaynak değildir." Maksim'e çıkması için Fahrettin Aslan'ın günlerce dil döktüğü Saaddettin Kaynak'ın gazinoyu terk etmeden önceki son şarkılarından biri de şuydu: "Gönül sana tapalı, kapın bana kapalı."

Kimlik kartı
Açılış tarihi: 1960.
Yarattığı ilk starlar: Bülent Ersoy, Gönül Yazar, Gönül Akkor, Emel Sayın.
İlk saz grubu: Şükrü Tunar, Hakkı Derman, Nubar Tekyay, Selahattin Pınar, Ercüment Batanay, Şerif İçli, Feyzi Aslangil, Kadri Şençalar.
Sahneye ilk çıkan: Zeki Müren.
En uzun çalışan: Zeki Müren (17 yıl).
En çok kazanç getirenler: Zeki Müren, Bülent Ersoy, İbrahim Tatlıses.
En çok zarar ettirenler: Mahsun Kırmızıgül, Seda Sayan, Adnan Şenses üçlüsü.
En kaprisliler: Samime Sanay, Muazzez Abacı.
En vefalılar: Bülent Ersoy, Sibel Can.
Maksim'in ikna edemediği starlar: Türkan Şoray, Tarık Akan.

Yazarlar