Mert, ‘kola’yla kandırılmış...

Cennet Nar


Florya'daki evinin önünden kaçırıldıktan 30 saat sonra kurtarılan beş yaşındaki Mert Turgut Çalık, "Babamın arkadaşı olduğunu söyledi. Hamburger aldı, ellerimi ve ayaklarımı bağladı" dedi.
Şenlikköy Konaklı Sokak 11 Numaralı evinin önünde bisikletle oynayan küçük Mert, Zeki Gündüz'ün otomobiline bindiğinde kaçırma olayının kurbanı oldu. Yolculuk sırasında çok sevdiği hamburger ve kolanın alınmasıyla artan güven duygusuyla nereye gideceğini önemsemedi.
Fidyeci ise, Gülsuyu'nda boş bir işyerinde Mert'in ağzını bantlayıp, elini ve ayaklarını bağladı. Bu Mert'in iki yıldır anaokulda öğretmeniyle oynadığı neşeli oyunlara benzemiyordu. Küçük Mert ve Çalık ailesi için 30 saat süren korku dolu kaçırılma öyküsü başlıyordu.
Karanlık bir odada kilitli kaldığını anlatan Mert, önce iplerden kurtulmaya çalıştığını, daha sonra ağzındaki bantı güçlükle açabildiğini belirterek, "Ama elimi ve ayağımı bağlayan iplerden kurtulamadım" dedi.
Mert, çaresizlik içinde beklerken, sokakta bisikleti bulmasına karşın oğlunun izine rastlayamayan anne Çiğdem Çalık ise, kaçırıldığını düşünerek, durumu Türkmenistan'daki eşi Ahmet Çalık'a bildirdi.
Çalık, olayı duyunca kendi deyimiyle "İşi gücü, hiçbir şeyi düşünmeden" İstanbul'a döndü ve polisi haberdar etti.
Telefonlar dinlemeye alındı ve 18 saat sonra fidyeci, aileyi arayarak 2.5 milyon dolar lira vermelerini, yoksa çocuklarını bir daha göremeyeceklerini bildirdi. Baba Çalık da, parayı vereceklerini söyledi. Fidyeci Gündüz, ikinci kez anne Çalık ile pazarlık yaparken suçüstü yakalandı.
Küçük Mert, babasını gördüğünde ilk olarak "Altımı değiştirin" dedi. Olayın etkisinden çabuk kurtulan Mert, ertesi gün evinin bahçesinde hiçbir şey olmamış gibi bisikletine binmeye, ağabeyi Mahmut Can ve köpeğiyle oynamaya başladı.
Galatasaray ve Hagi'nin hayranı olduğunu söyleyen Mert, kaçırılma olayı sorulduğunda babasına korkuyla sarılarak, "Ne olursun tatile gidelim. Buradan gidelim, İstanbul dışına çıkalım" diyor.
Baba Çalık ise, "Benim için her dakika bir gün gibiydi. Her dakika ayrı bir ızdıraptı. Ama umudumu hiç yitirmedim" diye konuşuyor.