The OthersMerve'den cihad çağrısı

Merve'den cihad çağrısı

06.05.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Merve'den cihad çağrısı

Merveden cihad çağrısı


FP'nin türbanlı milletvekili Merve Kavakçı'nın, şiddet yanlısı HAMAS'ın yanlısı propaganda etkinlikleri yapan Filistin İslami Birliği'nin (IAP) Chicago'daki toplantısına katıldığı ve "cihat" çağrısı yaptığı ortaya çıktı.
1997 yılında düzenlenen "21. Yüzyılın Şafağında Müslümanlar" konulu panelde Ürdün İslami Eylem Cephesi Partisi'nden Ishak El Farhan ve nereden katıldığı belirtilmeyen İbrahim Ebu Caber de yer aldı.
IAP'in her yıl düzenlediği konferanslara katılan konuşmacılar arasında şiddet yanlısı HAMAS'ın yanı sıra çeşitli ülkelerde faaliyet gösteren aşırı dinci - militan örgütlerin temsilcileri de bulunuyor. Toplantılarda örgütler arası işbirliğini güçlendirici adımlar atılıyor, deneyimler paylaşılıyor.
Kavakçı'nın 1997 yılındaki konuşmasının metni ve kaseti, İslami hareketler hakkında uzmanlığıyla tanınan ve bu konuda bir de belgesel film yapan araştırmacı - gazeteci Steve Emerson tarafından sağlandı.
Kavakçı'nın, ABD'de IAP'ın toplantısında yaptığı konuşmada, "Dünyanın bütün Müslümanları İslam Birliği'nin bayrağı altında birleşmeli. Türkiye Müslümanları, elhamdüllillah, gelecekte İslam Cemaatleri Birliği adı altında İslam Birliği'nin kurulması için üstlerine düşeni yapmaya altı yıl önce başladılar" dediği ortaya çıktı.
Kavakçı, bu konuşmasında, D - 8 projesinin bu yönde atılmış bir adım olduğunu söyledi ve "Hizb - u Refah" diye sözettiği Refah Partisi'nin "cihad" başlattığını anlattı.
Kavakçı, "Müslüman ümmetin elini nasıl kullandığına bakarsak, kendimizi ya savaş bölgelerinde, Keşmir, Bosna, Filistin, Çeçenistan, Cezayir ve Arnavutluk'ta, siyasi baskı altında siyonist sistemle savaşırken ya da kendi ülkemiz Türkiye'deki gibi, sözde bir Müslüman hükümet ile mücadele ederken buluyoruz" dedi. FP milletvekili, Avrupa Birliği üyeliğinin, Türkiye'deki "İslami uyanış" nedeniyle mümkün olmayacağını, Kuran'ı anlamayan Türk devletinin, bu gerçeği kabul etmediğini bildirdi.
Kavakçı ayrıca, Refah Partisi'nin ideolojisinin "sadece Türkiye Müslümanları ya da bütün Müslümanlar için değil, insanlık adına cihad" olduğunu savundu.
Milliyet, 26 Aralık 1997'de Chicago'da düzenlenen IAP kurultayında Merve Kavakçı'nın yaptığı konuşmanın tam metnini ve ses bantını elde etti. Kavakçı'nın konuşmasının dikkat çekici bölümleri aynen şöyle:

"AB'ye giremeyiz"

"AB ülkeleri, şu anda yaşanmakta olan İslami uyanış nedeniyle Türkiye'nin AB üyesi olamayacağını gayet iyi biliyorlar. Ancak Türk halkı olarak bizim, ya da şöyle söyleyeyim, Türk devletinin bu gerçeği kabul etmek istemeyişi çok ironiktir. Çünkü bence hala Kuran'ı anlamaktan yoksunuz, hala ihtiyacımız olduğunda Kuran'a dönmekten yoksunuz: Sen, onların dinini takip etmedikçe, Yahudiler de, Hıristiyanlar da seninle asla birlikte olmayacaklardır." (Bu son bölümü önce Arapça söylüyor, sonra İngilizce'ye tercüme ediyor.)

"İslam Birliği'ni kuralım"

"21. yüzyılın eşiğinde, dünyanın her yanındaki Müslümanlar bir yolunu bulup, İslami Birlik bayrağı altında birleşmeliler. Bu bizim gerektiğinde tek bir merkezi bünye olarak hareket etmemizi ve tepki vermemizi sağlayacaktır. Böylelikle, kendi iktisadi, sınai, sosyal, kültürel, siyasi ve daha da önemlisi, dinsel bağımsızlığımızı elde edebiliriz. Türkiye'nin Müslümanları, elhamdülillah, gelecekte İslam Cemaatleri Birliği adı altında İslam Birliği'nin kurulması için üzerlerine düşeni yapmaya altı yıl önce başladılar. Şu anda (adı teypten tam anlaşılmıyor) ...'nın liderliği altında, çok akademik bir düzeyde bir çalışma yürütülüyor. Geçen yılki hükümet döneminde de, İslam Birliği projesinin sınai ve iktisadi yönlerinde çalışılmaya başlandı ve bu çalışma kendisini D - 8 projesinin kurulmasında gösterdi."

"Siyonizmle mücadele"

"Biz Ummah (Arapça ümmet) olarak biliyoruz ki, yüzyılın sonuna yaklaşırken düşmanın silahlarıyla donanmalıyız. Üzerinden gelmemiz gereken büyük güçlükler olduğunu elbette biliyoruz. Örnek olarak Siyonist sistemi alalım; bu sistemin takipçileri, bizim Müslüman ülkelerimizin her birinde iktisadi ve siyasi bakımdan en güçlü, en zengin, en üst konumları ellerinde tutuyorlar. Bir avuç Siyonist, çok iyi örgütlenmiş ve birleşmiş oldukları için, bütün dünyayı denetim altında tutuyor. Keşke dünyanın Müslüman toplulukları olarak, gayri- Müslimlere karşı tek bir bayrak altında, iki ayağımızın üstünde dikilebilsek. Ben inanıyorum ki, İslam'ın bayrağı ve Allah'ın yardımıyla bize verdiği güç ile, başarımız mutlak olacaktır."

"Refah'ın cihadı"

"Yoğun çalışmamız sayesinde, cihadın bilgisi sayesinde ve cihadın anlayışı sayesinde, şu anda benim gibi 200 bin kadın gönüllü olarak, partiyi sekiz yıl içinde yüzde 7'den yüzde 21.6'ya getirmeyi başardık. Elhamdüllilah, kadınlar, Hizb - u Refah'ın başarısında büyük bir rol oynadılar. Biz bir milyon kadın üyeyi hedefliyoruz. Ancak şunu da söylemeliyiz, bizim etkinliklerimiz, cihadın siyasi yönüdür, oysa herkesin cihad yapmak için siyasete girmesine gerek yoktur. Bu benim kendi cihadım için seçtiğim yoldur, ama bir başka kız ya da erkek kardeşim, başka bir alanda etkin olarak da cihada katkıda bulunabilir. (...) Hizb - u Refah'ın ideolojisi, sadece Türkiye'nin Müslümanları ya da dünyanın Müslümanları için değil, insanlık adına cihad yapmaktır. Neden mi? Çünkü Trinidad ve Tobago'da, Panama'da bir kızkardeşim eğer İslam'dan haberdar değilse, benim Türkiye'deki sorumluluğum ona bu mesajı, Allah'ın sözlerini iletmektir." (Konuşma Allahü Ekber sözleriyle kesiliyor)

Arınç: Türban siyasal simge

Bahar Memiş - Manisa

Fazilet Partisi Manisa Milletvekili Bülent Arınç, türban bunalımı yaratan Merve Kavakçı'ya destek verirken, "Kavakçı elbette siyasal simge olarak türban takıyor. Peruklu demokrasi olmaz, kargaları kendimize güldüremeyiz" dedi.
Manisa'daki FP İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenleyen Arınç, "75 yılda Meclis'e türbanlı milletvekilinin gelmediğini söylüyorlar. Ama bundan sonra türbanlı milletvekilinin girmeyeceği anlamına gelmez. Kavakçı bu konuda ilk olacak" diye konuştu. Arınç, bu konuda bazılarının uykusu kaçacak olsa da Merve'nin türbanıyla Meclis'e gireceğini savunurken, özgürlüklerin bedelinin ağır olduğunu ifade etti. Arınç, şunları söyledi:
"ATV'de Sayın Ali Kırca'nın Sayın Merve Kavakçı'yla yaptığı söyleşiyi dinlemişseniz, Kavakçı'nın ne kadar üstün, ne kadar akıllı ve ne kadar haklı olduğunu da görmüşsünüzdür. Sayın Kırca ısrarla şunu söylüyor: `Bu başınızdaki örtü bir siyasal simge değil mi?' O da ısrarla inancı gereği başını örttüğünü, 17 yaşından beri bu kıyafetin içinde olduğunu söylüyor. Ama bir şeyi söylemeyi unutuyor: Bu başındaki eğer bir siyasal simgeyse zaten Türkiye Büyük Millet Meclisi de, siyasetin yapıldığı bir yerdir. Ben de bir siyasi parti temsilcisiyim. Yani orası bir cami derneği değil ki, oraya bir siyasal simgeyle girmek suç olsun. Siyasetin kazanının kaynadığı bir yerde, bir insanın siyasal `imge' ile Meclis'e girmesinden daha tabii ne olabilir? Eğer bu siyasal bir simge ise yakasına taktığı rozetle, başındaki örtüsünün bir farkı yoksa, rozete gösterdiğiniz müsamahayı başörtüsüne de göstermeniz gerekir."
Arınç, Başbakan Ecevit'i de eleştirip "kara kuru çatık kaşlı" benzetmesinde bulundu. Asker kaçağı şarkıcı Tarkan'ı da öven Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ecevit'in genel kurulda tüm maskesi ortaya çıktı. O sevecen Ecevit gitti, yerine kara kuru çatık kaşlı bir adam geldi. İşte bu sahne Ecevit'in gerçek kimliğini ortaya koyuyor. Şimdi Merve Kavakçı'nın perukla gelme tartışmaları yapılıyor. Biz kargaları kendimize güldüremeyiz. Öyle peruklu demokrasi olmaz. İçerde kurt, dışarda kuzu kesilmenin bir anlamı yok. Tarkan ne güzel söylemiş, `Başkası olma kendin ol' diye. Bu kadının geçmişini araştırıp onu militan olarak lanse etmek isteyenlere da yazıklar olsun. Bu terbiyesizlikten kimseye pabuç bırakmayacağız. Haksızlığa ağrayan bayanı savunmak bizim için en büyük şeref olacaktır."
Gönlündeki hükümet modelini de açıklayan Arınç, "Türkiye'de halk solu cezalandırdı. DSP'yi hükümete taşımanın bir anlamı yok. `Aynı yemekleri yiyorlar' diye, `aynı dizileri izliyorlar' diye, MHP ile DSP'nin hükümet kurması gerekmez. Hükümeti MHP, ANAP, DYP ve Fazilet kurmalı. İşte size haksızlıklarla mücadele için demokrasi için tüm sorunların çözümü için gereken tutarlı hükümet modeli" diye konuştu.