Bir istihbarat yetkilisi, "Mumcu devletin kullandığı kişilerce öldürülmüş olabilir" derken, Hiram Abas'ı da aynı odağın öldürmüş olabileceğini söyledi
MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür'ün, Susurluk skandalının kahramanlarından Abdullah Çatlı'nın
devlet içindeki ilişkilerini ve Gazeteci - Yazar Uğur Mumcu'yla görüştüğünü açıklamasıyla Mumcu suikastı da yeni bir boyut kazandı. "Mumcu'nun, devletin kullandığı kişilerce öldürülmüş olması da mümkün" diyen üst düzey bir istihbaratçı, MİT eski Müsteşar Yardımcısı Hiram Abas'la Mumcu'yu aynı odakların öldürmüş olabileceğini söyledi.
Milliyet'e açıklamalarda bulunan istihbarat yetkilisi, "Mumcu suikastını, Çatlı veya devletin kullandığı onun gibi kişiler gerçekleştirmiş olabilir mi" sorusunu "Hepsi mümkün" diye yanıtladı. Mumcu'nun, Bulgaristan bağlantılı silah kaçakçılığı, ülkücü çevrelerle uyuşturucu kaçakçıları arasındaki ilişkiler ve bu odakların devlet içindeki uzantılarını araştırdığını anımsatan yetkili, "Kendisine düşmanlık edecek çok kişi vardı" dedi. Abas ve Eymür'ün de aynı ilişkileri araştırdığını vurgulayan istihbaratçı, "Abas ve Mumcu suikastları dahili yerlerden kaynaklanıyorsa, aynı odaklarca planlanmış olabilir" diye konuştu.
Yetkili, Mumcu'nun Eymür'e, Çatlı'nın devlet içindeki bağlantıları konusunda
bilgi verdiğini ve bu bilgileri Cumhuriyet ve Milliyet gazetelerindeki yazılarında da gündeme getirdiğini belirtti.
Milliyet'e konuşan istihbarat yetkilisi, Eymür'ün Antalya Varsak'taki buz fabrikasına Çatlı'yla MİT eski İstihbarat - Kaçakçılık Daire Başkan Yardımcısı Korkut Eken'in birlikte gidip geldiklerini duyduğunu da söyledi.
Yetkili, Eymür'ün, 1994'te MİT'teki görevine dönmeden önce söz konusu fabrikayı Trend Holding'in sahibi Nasrullah Ayan'a sattığını, Çatlı ve Eken'in ziyaretlerinin bu tarihten sonra gerçekleştiğini, fabrikayı Ayan'ın ortağı Sarp Kuray'ın işlettiğini vurguladı.
İnterpol'ün kırmızı bültenle aradığı katliam sanığı Çatlı hakkında, Ülkü Ocakları Derneği 2. Başkanlığı yaptığı 1970'li yıllardan beri onlarca yazı yazan Mumcu, öldürülüşünden bir yıl önce Çatlı'nın adının geçtiği beş yazı kaleme aldı. Cumhuriyet'te 28 Haziran 1992'de çıkan yazısında, Mehmet Ali Ağca, Oral Çelik ve Abdullah Çatlı'nın MİT içinde bazı görevlilerle kuşkulu ilişkiler kurduğunu vurgulayan Mumcu, 2 Şubat 1992 tarihli Milliyet Gazetesi'nde de, Çatlı'nın, Ağca ve yurtdışına kaçan diğer ülkücü eylemcilere Nevşehir Emniyet Müdürlüğü'nden sahte pasaport sağladığını kaydetti.
Ağca'ya para gönderen Doğan Yıldırım'ın, ikinci Abdi İpekçi davasının gizli duruşmasında, MİT görevlisi olduğunu açıkladığını, davayı soruşturan bir MİT görevlisinin de istifa ettikten sonra Mallorca'da turizm bürosu açtığını, Ağca'nın da Papa suikastından önce Mallorca'ya gittiğini yazan Mumcu, Papa suikastı davasının savcısı Marini'nin "Çatlı ve Çelik'in MİT'le ilişkilerinin olduğundan kuşkulanıyorum" sözlerini hatırlattı.