Müşerref'in sözleri ilginç ve önemli

Olaylara "haber değeri" kazandıran temel ölçütlerden birisi "ilginç" olması, diğeri de "önem" taşımasıdır.
22 Ocak Perşembe günü manşetten verilen "Müşerref dersi" başlıklı habere yöneltilen eleştirileri, bu ölçütlere de değinerek yansıtalım.
Haber, Pakistan Cumhurbaşkanı Pervez Müşerref'in eşinin, Ankara'da sohbet ettiği Semra Sezer ile bakan eşleri Perihan Tüzmen ve Nihal Aydın'a söylediklerini içeriyor. Bu sayfa hazırlanana kadar herhangi bir düzeltme almayan Günseli Önal'ın haberine göre, Sehba Müşerref, özetle şunları söylüyor:
"Eşim Cumhurbaşkanı olduktan sonra bana çevreden 'başını ört' diye çok baskı geldi. Ama ben direndim. Babamın bana bir nasihati var... 'Kadınların başını örtmesi, çağdaşlığın değil, gericiliğin simgesidir.' Kuranıkerim'in yanlış tefsirinden ötürü, kadınlara zorla başlarını örttürüyorlar."
Salim Ali Us, haberin "başını örten milyonlarca hanıma hakaret olduğunu" öne sürüyor. Mehmet Kırmızı da, "memleket yararına manşetten verilecek başka haber yok muydu Allah aşkına" diye soruyor. Benzer görüşler içermekle birlikte, eleştiri sınırını aşan mektuplar da var.
Görüşünüz ne olursa olsun, Sehba Müşerref'in sözlerine "önemsiz" diyemezsiniz. Bu sözlerin Türkiye ziyareti sırasında söylenmiş olması, olaylara "haber değeri" kazandıran unsurlardan "yakınlık" ölçütünü de gündeme getiriyor. Bu ölçüt; aynı sözlerin, Türkiye ile bağlantısız bir biçimde ve örneğin Pakistan'da dile getirilseydi, daha az etkili olacağı anlamına geliyor.
Eleştirilerin, haberden çok konuşmanın içeriğine olduğu anlaşılıyor. Ancak Müşerref'in sözlerinin "haber" olmasının nedeni; içeriğine katılmak, doğru ya da yanlış bulmak değil. Bu sözlerin; altını çizdiğimiz ölçütler çerçevesinde "önem" taşıması, dile getirildiği zaman ve mekân açısından "ilginç" bulunması.
Haberin manşete taşınması gazete yönetiminin bu sözlere verdiği "önem"i, başlığı da Milliyet'in yayın politikası çerçevesinde kullanılan takdir hakkını gösteriyor.