Muzaffer Tekin’den açıklama var

Ergenekon davası sanıklarından emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin 23 Temmuz’da Milliyet’te “Her yol Tekin’e çıkıyor” başlıklı haber-analiz üzerine Tekirdağ F Tipi cezaevinden bir açıklama gönderdi:
“Semih Tufan’ın ailesine baktığım gerçek dışıdır, Kemal Kerinçsiz’i 2006’da tanıdım, gönüllü olarak avukatlığım üstlendi. Evimde yüzlerce gizli belge çıktığı ve Alparslan Arslan ile saldırıdan önce defalarca görüştüğüm haberiniz doğru değildir.
Fikret Emek ile hayatımın hiçbir döneminde karşılaşmadım, Oktay Yıldırım ile son yedi aydır görüşmüyordum, Zekeriya Öztürk halamın kızı ile evliydi 2004’te karşılaştık, Danıştay saldırısından sonra görüşmedik. Mehmet Demirtaş ve Ali yiğit’i hiç tanımam, Ali Yiğit polisin benim aleyhime düzenlediği ifadeyi okumadan imzaladığını ikrar etti.
Veli Küçük ile de en fazla 5-6 kez açık hava toplantılarında bir araya geldik, Danıştay olayından sonra da kendisiyle görüşmüyorum.”

Muhabirimizin yanıtı
Muhabirimiz Gökçer Tahincioğlu, Tekin’in reddettiği bağlantılarla ilgili olarak Okur Temsilcisi’ne şu yanıtları gönderdi:
“Emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin’in de konu edildiği Ergenekon soruşturması analizi, soruşturmaya ilişkin açığa çıkan bilgi ve iddialar ışığında hazırlanmıştır. Hazırlık aşamasında, aralarında Tekin’in de bulunduğu sanıkların, emniyet ve savcılık ifadelerinden faydalanılmıştır.
Bu nedenle söz konusu çalışma, sanıkların birbirini hakkındaki iddiaları, savcılığın sanıklar hakkındaki iddiaları, sanıklara isnat edilen suçlamalar, kamuoyunda sanıkların hangi iddialarla gündeme geldiği gibi henüz yargı kararıyla kesin hükme bağlanmamış olayları içermektedir.
Bu nedenle çalışmanın yazımı sırasında özenli bir dil kullanılmaya çalışılmıştır. İddiaların doğruluğu ya da yanlışlığı yargılama süreci sonunda ortaya çıkacaktır. Ancak bu aşamada, iddialar tarafımızdan özenli ve dikkatli biçimde aktarılmaya çalışılmıştır.
Muzaffer Tekin’in Mehmet Demirtaş ve Ali Yiğit’i hayatında hiç görmediği iddiasını kanıtlama göreve yargıya aittir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sorgu tutanaklarında Ali Yiğit, Tekin’i Mercedes marka arabayla gördüğünü söylemiştir. Savcılık da bu ifadeyi aynen iddianameye almıştır. Söz konusu çalışmada da bu iddianın ötesine geçen bir ifade kullanılmamıştır.
Oktay Yıldırım ile Tekin’in en son ne zaman görüştüğünü Tekin’in beyanları dışında bilmek mümkün değildir. Söz konusu çalışmada Tekin’in Yıldırım’la en son ne zaman görüştüğünden çok geçmişe dayalı ilişkileri üzerinde durulmuştur. Tekin’in Zekeriya Öztürk ve Mahmut Öztürk’le de Yıldırım’la olduğu gibi tanıştığı ve sıkça görüştüğü de kendi beyanlarından anlaşılmaktadır. 

Veli Küçük’le ilişkiler
Veli Küçük ile Tekin’in bağlarından söz edilmiş, iki ismin birbirini tanıdığı üzerinde durulmuştur. Tekin de Küçük’ü tanıdığını beyan etmektedir.  Emek ile Tekin’in bağlantısının, Tekin’in bir ifadesine dayandığı anlatılmaktadır. Çalışmada, Tekin’in evinden çıkan gizli nitelikteki belgeleri Emek’ten edindiğini söylediği, Emek’e ise bu şekilde ulaşıldığı anlatılmaktadır.
İddianame henüz hazırlanmadan edinilebilen sınırlı bilgiye hazırlanan çalışmada bu noktada bir hata yapılmıştır. İddianameye göre, Tekin ile Emek’ten çıkan belgeler her kadar örtüşse de Tekin’in gözaltına alınmasından sonra yakalanan farklı isimlerden hareketle Emek’e ulaşılmıştır.
Tekin’in Semih Tufan Gülaltay’ın ailesine destek olduğu ifadesi farklı tanık ve zanlıların ifadesine dayanmaktadır. Bu ifadeler daha önce de kamuoyuna yansımıştır.
Muzaffer Tekin’in evinde çıkan belgelerin yoğunluğu ve gizlilik dereceleri Ergenekon iddianamesinde detaylarıyla anlatılmaktadır. Yine iddianamede, Tekin’le Aslan’ın birbirini tanıdığı ve Danıştay saldırısından önceki çeşitli tarihlerde görüştükleri öne sürülmektedir. Teknik takipte telefonla kaç kez görüştükleri bilgisine iddianamede yer verilmiştir.”