The Others Pazartesi yazıları

Pazartesi yazıları

03.12.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Pazartesi yazıları

Pazartesi yazıları

Pazartesi yazıları

İSMET Özhan evladım pek bir beyefendi. Hülya Avşar kızımız itekliyor. İsmet oğlum utangaç utangaç konuşuyor. Muazzez Hanım sigara içermiş. İsmet evladım da "Muazzez Hanım, biraz azaltırsanız iyi olur" demiş. Biz de inandık yani. Anlaşamadıkları konulardan biriymiş bu. "Kuyrukluyıldız Altında İzdivaç" romanı aklıma geldi. Bu devirde böyle resmiyet. Hülya kızımız muzur, hem de hınzır; "Ne yani, ‘Muazzez Hanım, size bu gece dokunabilir miyim’ diye mi konuşuyordunuz" demez mi? Vallahi oğlanın yüzü kıpkırmızı oldu. Hanıma döndüm dedim ki; "Bu kadar utangaç oğlan da çekilmez. İçi bayılmıştır Muazzez Hanım’ın". Pek bir sinameki.

SERPİL Özkasap hanımefendiyi ilk defa izledik. Eline sağlık Hülya kızım, iyi ki çıkardın kendisini televizyona. O ne ses kardeşim. Yalan söylüyorsam ne olayım. Hüngür hüngür ağladık. Ağzına sağlık kızım, senin için dualar ettik.

ŞU veletlerin katıldığı yarışma var ya, "Biri Bizi Gözlüyor" mu ne işte. Hanım meraklı "Aman bakalım kimi atacaklar" diye beni de esir etti o kanala. Baktım bir kedi var. Pek bir güzel maşallah... Ama mutlu değil gibime geldi. Ortalık yere yapıyormuş... Duymuştum, kedi oraya buraya yapıyorsa içi sıkılıyordur... O kadar çoluk çocuğun arasında ne işi var zaten. Yazık kediye, yöneticiler bir el atsınlar da şuna, kediyi eve götürsünler.

MEHMET Ali oğlum tutturmuş, "İlla Tarkan programıma gelecek"... Hanım; "Ayol ona ne. İster gider, ister gitmez" dedi... "Hanım" dedim, "Söz vermiş gideceğim diye. Ayıp etmiş"... Birden "Ben neler konuşuyorum" diye durdum. Mehmet Ali çağırsa ne olur, Tarkan gitse ne olur, gitmese ne olur. Vallahi sabah akşam bunları göre göre başka konuşacak konumuz da kalmamış...

REHA oğlum yine yıktı perdeyi, eyledi viran yani... Neydi büyücüler, falcılar felan. Herkes kızmış Reha bey oğluma. Alkol almış dediler. Remezan günü de olur muymuş? Şu remezan gelince pek bir müslüman oluyoruz. Bir gün önce zil zurna sarhoş adam, bir gün sonra toz kondurmuyor vallahi. Hanım, "Ayol bey, unuttun mu bizim falcı Hafize’ye gitmiştim de fal baktırmıştım. Pek bir rahatlamıştım. Ne var yani" dedi. Bilirim falcı Hafize’yi... Beni sormuştur, bir de oğlunun şu gelinden ne zaman kurtulacağını!