The Others Peker'den Çakıcı'ya mektup: Ben yapmadım ağabey

Peker'den Çakıcı'ya mektup: Ben yapmadım ağabey

25.09.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Peker'den Çakıcı'ya mektup: Ben yapmadım ağabey

Pekerden Çakıcıya mektup: Ben yapmadım ağabey


Mine G. Kırıkkanat Paris, Serhat Oğuz


       Yeraltı dünyasının ünlü ismi Sedat Peker'in, Bayrampaşa Cezaevi'nde çıkan çatışmada Alaattin Çakıcı'nın yeğeni Kenan Ali Gürsel ile yakını olan üç kişinin öldürülmesiyle ilgili olarak Çakıcı'ya mektup gönderdiği ve "Benim hiçbir ilgim yok. Ben yapmadım ağabey" dediği öğrenildi.
       Çakıcı'nın avukatları Paris Barosu'ndan Jacques Verges, Marsilya Barosu'ndan Jean Luc Keita ve Aix En Provence Barosu'ndan Luc Febraro, cezaevinde ilk ateşin Gürsel'e açılması, ardından Çakıcı'nın üç yakının öldürülmesini, "Türkiye'ye iade edilmesi öncesinde çevresinde 'temizlik' yapılıyor" diye yorumladı.
       Marsilya Les Baumettes Cezaevi'nde yatan Çakıcı'nın bugün avukatları aracılığıyla Peker'e yanıt vererek, yakınlarını hedef alan Bayrampaşa çatışmasıyla ilgili açıklamalarda bulunması bekleniyor.
       Yakınlarının "Cezaevlerinde bile can güvenliği yok. Türkiye'ye dönmekten vazgeç" uyarısında bulunduğu ifade edilen Çakıcı'nın, "Mümkün değil. Basın öğrenirse, 'Korktu gelmedi' derler. Türkiye'ye her zamankinden daha çok dönmek istiyorum. Servetimin yarısını, ömrümün yarısını ülkeme dönmek için vermeye hazırım" dediği öğrenildi.

Peker: Sorunum yok

       Peker ise dün avukatı Muhittin Beyaz aracılığıyla yaptığı açıklamada, Çakıcı'ya mektup yazdığını doğrulayarak, "Çakıcı ile dostluk münasebetlerimin haricinde hiçbir sorunum yoktur" dedi.
       Bayrampaşa Cezaevi'ndeki çatışmanın Çakıcı ile arasında bir hesaplaşma olduğu yönündeki yorumları "uydurma" diye nitelendiren Peker, Çakıcı ile aralarında hiçbir sorunu olmadığını savunarak şunları kaydetti:
       "Artniyetli insanların yapmak istedikleri ortalığı karıştırma düşüncelerini engellemek amacıyla dostluk sınırları içinde bu konuya herhangi bir dahlimin olmadığını belirten bir mektup gönderdim. Alaattin Çakıcı ile dostluk münasebetlerim haricinde hiçbir sorunum yoktur. Bazı provokatör insanların gündemi değiştirmek amacıyla çıkardıkları uydurma yorumlardır. Basın kuruluşlarında görevli olan insanlar artniyetli bu kişilerin oyunlarına alet olmamak için kanımca gayret göstermelidirler."

Cakıcı: Uzaktan kumandalı 'Baba'

       Fransa'nın Nice kentinde tutuklu bulunan Alaattin Çakıcı, eşi Uğur Kılıç ve 41 kişinin daha ölümünden sorumlu tutuluyor.
       Adı Susurluk soruşturmalarına da karışan Çakıcı, ilk olarak 1994'te eşi Uğur Kılıç hakkında yazdığı bir yazı nedeniyle gazeteci - yazar Hıncal Uluç'u tetikçisi Barbaros Günalan'a ayağından vurdurttuğu zaman gündeme geldi. Eylül 1994'te ise kredi - rüşvet ilişkisinde çıkan anlaşmazlık, uzlaşma toplantısında da tatlıya bağlanamayınca Çakıcı, Emlakbank eski Genel Müdürü Engin Civan'ın vurulması için tetikçisi Davut Yıldız'a talimat verdi. Ocak 1995'te ise kendisini aldattığını iddia ettiği eşi Uğur Kılıç'ı öldürmesi için eski şoförü Abdurrahman Keskin'i görevlendirdi. Keskin, Kılıç'ı Uludağ'da çocuklarının gözü önünde kurşun yağmuruna tutarak öldürdü.
       Arkadaşı Tevfik Ağansoy'u ise Ağustos 1996'da "Yanlış yaptı" diyerek Bebek'te bir cafede öldürttü. Çakıcı, 17 Ağustos 1998'de Fransa'nın Nice kentinde bir otel odasında sevgilisi Aslı Ural ve adamı Muradi Güler'le birlikte yakalandı.

'Köroğlu' Sedat Peker

       Sedat Peker, 1970 Sakarya doğumlu, lakabı 'Köroğlu'. Rizeli bir aileden gelen "ülkücü baba" Peker, Almanya'da büyüdü. Peker'in adı ilk olarak "uyuşturucuyla mücadele eden baba" olarak duyuldu, daha sonra Susurluk Raporu'nda yer aldı.
       İki bıçaklı yaralama, tabanca teşhiri, para isteme, icra-i rezalet, tehditle menfaat, tabancayla yaralama, adam kaçırmak, alıkoymak, işkenceyle çek imzalatmak, darp ve tahsilat amaçlı suçlardan birçok kez gözaltına alındı. Tehditle tahsilat yapmak, zorla alıkoymak, adam öldürmeye azmettirmek ve benzeri suçlardan yedi ay boyunca aranan Peker, teslim olacağını bildirerek 19 Ağustos 1998'de Romanya'dan Türkiye'ye getirildi. Peker, yargılandığı İstanbul DGM tarafından tahliye edildi.