The Others Sadece Veli göçtü

Sadece Veli göçtü

27.02.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Sadece Veli göçtü

Sadece Veli göçtü


16 bin 979 insanımızın yaşamına nokta koyan Marmara ve Düzce depremlerinin üzerinden altı ay geçti. Yasalar önünde hesap veren tek müteahhit var: Veli Göçer


       Marmara Bölgesi'ni 17 Ağustos gecesi sallayan 7.4 şiddetindeki deprem ve ardından gelen 7.2 şiddetinde 12 Kasım Düzce depremi. Resmi sonuç; 16 bin 979 ölü, 23 bin 781 yaralı.
       Yetkililerin deprem sonrasının acılı günlerinde verdiği demeçler hep aynı noktada birleşiyordu:
       "Sorumlular yasalar önünde hesap verecek."
       Ancak depremin üzerinden altı ay geçtikten sonra yasalar önünde hesap veren tek müteahhit kaldı: Veli Göçer.
       Depremin önemli bir bölümünü yerle bir ettiği Kocaeli, Gölcük, Sakarya, Bolu ve Düzce'de henüz sorumlular hakkında tek ceza davası bile açılmadı. Deprem bölgelerinde hazırlık soruşturmaları devam ediyor, ancak altı ay sonra hala iddianameler hazırlanamıyor.
       Adli bürokrasinin ağırlığı, dava girişiminin çokluğu, Memurin Muhakematı Hakkında Yasa'nın devlet görevlilerinin yargılanmasını zorlaştırması sorumlulardan hesap sorulmasını önledi. Yetkililerin verdikleri sözler, Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Ahmet Taner Kışlalı gibi faili meçhul suikastlere benzer biçimde havada kaldı.

Niye böyle oldu

       Türk adli sisteminin ağır işlemesi deprem sorumlularının yargılanmasında önemli bir engel olarak öne çıktı. Depremde adliye binaları ve polis karakollarının da yıkılması, ardından "tayin" talepleri ile deprem bölgesinden yaşanan yargıç ve savcı göçü ikinci etken olarak belirdi. Yıkılan binalardan alınan örneklerin, incelenmek üzere gönderildikleri ünversitelerden hala gelmemesi de sonuçta etkili oldu.

Zamanaşımı tartışması

       Davalarda hedef olanlarla ilgili zamanaşımı süresinin ne zaman başlayacağı tartışmalara konu oluyor. Son olarak Adana depremi ile ilgili yargılama sürecinde de tartışılan zamanaşımı için iki ayrı görüş bulunuyor. Bazı hukukçular, binaların da bir ömrü olduğunu gözönüne alarak zamanaşımının binanın yapım tarihinde başlaması gerektiğini savunuyor. Bir başka görüşe göre ise zamanaşımı süresi binanın yıkılmasından sonra başlıyor. Zamanaşımının süresi ise açılan davanın niteliğine göre değişiyor.
       Yargının önündeki bir başka engeli de, Deprem Yönetmeliği'nin sık sık değiştirilmesi oluşturuyor. Yargılama aşamasında binanın yönetmeliğe uygun olup olmadığı saptanırken, binanın yapıldığı tarihteki yönetmeliğin mi, yoksa son uygulamanın mı esas alınacağı tartışılıyor.

Depremden 6 ay sonra rakamların ortaya koyduğu tablo şöyle:

       Kocaeli:
       Başta Gölcük ilçesi olmak üzere depremin yıkıcı etkisi tüm dehşeti ile yaşandı. Geride 9 bin 471 ölü, 9 bin 881 yaralı, 150'ye yakın özürlü kaldı. Yıkılan konut sayısı 32 bin 445'i, işyeri sayısı 5 bin 397'yi buldu. İçinde oturulması sakıncalı bulunan orta hasarlı konut sayısı 38 bin 987'ye ulaştı. Buna karşılık bugün Kocaeli'nde tek bir tutuklu sanık bile bulunmuyor. Üstelik aralarında Gölcük'ün de bulunduğu ilçelerde hiçbir ceza davası açılmadı. Gölcük'te savcılık 13 bin tespit yaptı. Kocaeli il merkezinde Asliye hukuk mahkemelerinde 1847 dava sıraya girdi. Depremzedeler, avukat tutarak maddi ve manevi tazminat davaları açıyor.

       Yalova:
       17 Ağustos depremi sonrasında gün ağırırken 13 bin 989 konut, 674 işyeri yıkılmış, enkaz altında 2 bin 504 kişi can vermiş, 4 bin 529 kişi de yaralanmıştı. Deprem sonrasında adli sürecin en "hızlı" işlediği kent Yalova oldu. Cumhuriyet savcılıkları bugüne kadar 76 ceza davası açtı. Ancak müteahhit Veli Göçer dışındaki tutuklu sanıkların tümü tahliye oldu. Hukuk mahkemelerinde açılan 550 davanın 220'sinin Veli Göçer aleyhine olması da dikkat çekiyor. Bundan sonraki süreçte mahkemeler bilirkişi incelemeleri isteyecek, davalar uzayıp gidecek. Yalova Barosu Başkanı Özdeniz Akıncı, Veli Göçer'in deprem sonrasında yaptığı "Ben aslında edebiyatçıyım", "İlk yıllarımda deniz kumu kullandım", "Vicdan azabı duymuyorum" açıklamaları yüzünden aleyhine büyük bir kamuoyu oluştuğunu kaydedip, "Bu baskı da onun cezaevinde kalmasına, hakkındaki davaların peşpeşe yığılmasına yol açıyor" diyor. Ceylankent sakinleri ile ölenlerin yakınlarının açtığı trilyonluk davada da tutuklu sanık bulunmuyor.

       Sakarya:
       Sakarya'da enkazı hala kaldırılmamış bina sayısı 7 bin 776'yı buluyor. Sadece bu istatistik veri bile 17 Ağustos'ta yaşanan deprem felaketinin boyutlarını anlatmaya yetiyor. Depremde toplam 3 bin 890 kişi yaşamını yitirdi, 5 bin 180 kişi yaralandı. Depremden sonra özürlü kalanların sayısı 200'ü aştı. Yıkılan bina sayısı 23 bin 696, işyeri sayısı 5 bin 59'u buldu. Sakarya'da 600'e yakın hazırlık soruşturması devam ettiği için henüz iddianameler yazılmadı. Davaların ne zaman açılacağı bilinmiyor. Sakarya'da beşi kooperatif yöneticisi, biri mimar ve biri mühendis yedi tutuklu sanık bulunuyor. Sakarya'da hazırlık aşamasında ağır ceza mahkemelerinden dosyaların aktarıldığı asliye ceza mahkemelerinde açılmış dava bulunmuyor. Deprem sonrasında Emniyet Müdürlüğü'nün kurduğu "deprem timi" önce depremzedelerin şikayetlerini alıyor. Sonra proje mühendisleri, fenni sorumlular, mal sahipleri aranıyor. Hepsi bir araya getirilip dosyalar savcılığa gönderilmek üzere hazırlanıyor. Bu arada yıkılan binalardan alınan örnekler basınç testine tabi tutulması için üniversitelere gönderiliyor. Ancak üniversiteler yığılan örnekler karşısında eleman yetersizliği sonucu çaresiz kalıyor.

       Düzce:
       12 Kasım akşamı Düzce'yi sallayan deprem 1066 kişinin ölümüne, 3 bin 836 kişinin de yaralanmasına neden oldu. Depremde 15 bin 118 konut, 2 bin 982 işyeri yerle bir oldu. Düzce'de halen 55 bin 958 kişi çadırlarda yaşıyor. Çadırkent sakinlerinin yarısından büyük bölümü "yazlık çadır"larda yaşama mücadelesi veriyor. Düzce'de de halen tutuklu sanık bulunmuyor. Hazırlık evraklarının sayısı 4 bine yaklaşıyor, ancak henüz iddianameler hazırlanıp mahkemeye sunulmadı. 17 Ağustos ve 12 Kasım depremleriyle ilgili hiç ceza davası açılmadı. MHP Bolu Milletvekili Ersoy Özcan'ın Ömür Hastanesi'nin yıkılmasıyla ilgili dava da "dokunulmazlık" kapsamına giriyor. Hukuk mahkemelerinde açılan tazminat davaları ise yetersizlik nedeniyle ikişer, üçer aylık periyotlarla erteleniyor.

       Bolu:
       Bolu'da 48 kişinin öldüğü, 355 kişinin de yaralandığı 12 Kasım depreminde 2 bin 532 konut ve 218 işyeri yıkıldı. Bolu'da açılmış hiçbir ceza ve hukuk davası bulunmuyor. Bu nedenle tutuklu sanık da yok. Bolulu depremzedeler de tazminat davası için bugüne kadar adliyelere başvuruda bulunmadı. Böylece Bolu'da deprem felaketi için yargı süreci için henüz hiçbir adım atılmadı.