The OthersSahte tarikatların içyüzü

Sahte tarikatların içyüzü

24.08.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Sahte tarikatların içyüzü

Sahte tarikatların içyüzü

Poliste, ekranda, gazetelerde ve yargıç karşısında sahte şeyhler ve tarikatları ağlayarak anlatan Fadime Şahin, başından geçenlere kitap haline getirdi

KAMUOYU O'nu 1996'ın son günlerinde tanıdı. Aczmendi Şeyhi Müslüm Gündüz'le Kadıköy'deki bir evde gözaltına alınan Fadime Şahin'in açıklamaları, Türkiye'yi sarstı. Tehditlere, baskılara karşın, Fadime Şahin'in tarikatlar, sahte şeyhler hakkındaki korkusuzca sözleri bomba etkisi yarattı. Türkiye, aylarca Şahin'i, Cinci Hoca lakaplı Ali Kalkancı'yı, Gündüz'ü, Emire Ersoy'u konuştu. Hala da konuşuyor. Poliste, ekranda, gazete sayfalarında, hakim karşısında bıkmadan usanmadan yaşadıklarını anlattı. Sonunda kendinden küçüklere örnek, ailelere ibret olsun düşüncesiyle başından geçenleri kitap haline getirdi.
İnançlı ancak çağdaş bir aile yaşantısı. Lise yılları sonrası ilk çalışma dönemi. Mini etekli, başı açık Fadime. Ardından sivilceleriyle tarikat ağına düşen ve kapanarak dünyası değişen öteki Fadime. Niğde'deki üniversite yılları, Milli Gençlik Vakfı'nın evlerinde barınma, öğretmenlik yılları, MÜSİAD'ın gösterdiği yakınlık.
Şahin Milliyet'in tarikatların diğer yüzüne ilişkin sorularını yanıtlarken daha ürkek görünüyordu. Tekkeler arasında büyük bir rekabet yaşandığını savunan Şahin, bunu şöyle açıklıyor:
"Çok mürid fazla kariyer anlamına geliyor. Kariyer de parayla eş değer. İşin en kötü yanı tabi olan insanın iradesinin olmaması. Örneğin ben A partisine oy vermek istiyorum. Ama benim şeyhim diyor ki `B partisine oy vereceksin'. Ben B partisine oy veriyorum. İstemediğim bir parti benim başıma geliyor. Hangi parti elinde 10 - 20 bin tane oyu elinde tutan insana dil uzatmak ister."
RP'nin Kalkancı'yı kolladığını öne süren Şahin, bu konudaki düşüncelerini aktarıyor:
"Kalkancı yüzlerine gülüyordu ama RP'den nefret ediyordu. Özellikle Erbakan'ı hiç beğenmiyordu. `İhtiyarlamış, köşede otursun' diyordu. RP'nin güçlenmesiyle yanaşmıştır. RP'yi kullanmak için oyunu kullanmıştır. İşte gördük RP şeyhin sahtesini böyle kollarsa hakikisini ne yapar? Çok kurnazca bir politika izliyordu."
Kalkancı ve benzerlerini mafyaya benzeten Şahin, "Bunlar sıradan insanlar değil. Birtakım yerlerde adamları var" diye konuşuyor.
Şahin'in kitabında Kalkancı'nın zarar vermesini engelleyemediği kızlar arasında Zeynep adı da yer alıyor. Şahin, RP Milletvekili Temel Karamollaoğlu'nun kızı Zeynep olup olmadığı sorusu üzerine "onaylamakla" yetiniyor.
Refahyol döneminde toplumun "inananlar ve inanmayanlar" olarak algılanmasının büyük hata olduğunu belirten Şahin, İslam'da zorlama olmadığını anımsatıyor. Şahin, laik ve şeriatçının omuz omuza olmasından yana.
Kitabında Emire Ersoy'la ilgili tek bir cümle bulunan Şahin, bu konuda polemiğe girmek istemediğini söylüyor. Emire'yi tekkeye 1995'te geldiği ilk günden itibaren tanıdığını belirtilerek "Evlendikten sonra kapandı. Benim hislerime göre Kalkancı, Emire'nin parasına göz dikmişti. Sürekli `babası çok zengin' diyordu. Emire'yi sayıklarken hep parasından söz ediyordu" diye konuşuyor.
Emire'yi uyarmak istediğini ancak tekkede konuşmaktan korktuğunu, daha sonra da görüşmeye fırsat bulamadığını belirterek, "Evlendikleri bir süre gizli kaldı, sonra duyuldu. Kalkancı `Peygamber efendimiz emretti ben de evlendim' diye açıklamış" diyor.
Şahin, "Tüm insanlar peygamber efendimizi çok sever. Ama şeyhim benim istemediğim bir şeyi yaptıracak, peygamber emri diye diretiyor. O zaman da ben peygamber efendimize içten bir kırgınlık duyuyordum. Niçin böyle bir şeyi emrediyor diye düşünüyordum" diye konuşuyor.
Kalkancı'nın ilk günlerde kendisini tanımadığını söylemekle büyük hata yaptığına inanan Şahin, "`Ben bu kızı tanıyorum, tekkeme gelmişti. Ben bir şeyhim ama aciz bir şeyhim' deseydi paçayı kurtarırdı. Yalanla başladı yalanla bitirdi işini. Şeyhim deseydi, altı ay hapis yatardı. Kahraman olurdu" diyor.
Ailesine rağmen Kalkancı'nın baskısıyla kapanan Şahin, gelecekle ilgili net düşünemiyor. "Şu anda zevk alarak başörtümü takıyorum" diyen Şahin, Emire'nin açılmasını şöyle yorumluyor:
"O öyle gördü. Kendine yakıştırdı. Onun sosyal ortamı kaldıramazdı artık. Orada kısıtlanmıştı. Onun hakimiyeti altına girmişti. Çıkınca sosyal ortam onu kapalı kaldıramazdı. Şu anda benim sosyal ortamım da istemiyor."

ACZMENDİ Şeyhi Müslüm Gündüz'ün Metris Cezaevi'nden Fadime Şahin ve babası Hasan Şahin'e gönderdiği mektuplar da ilk kez yayınlanıyor. Şahin mektupları şöyle yorumluyor:
"Suçluluk psikolojisi içinde. Mektuplarında suçlunun kendisi olduğunu kendisi söylüyor. Ben kendimi hala kuvvetli bir dindar olarak biliyorum. Beni üzdüğü için de Allah'ın onun başına çok kötü şeyler getirdiğine inanıyorum. İlkin bana iftira attı. Hemen Elazığ'daki diğer kız konuştu. Daha önceleri susuyordu. Allah çıkardı. Başından beri beni kim yıkmaya çalıştıysa Allah çok ağır ödetti. Beğensinler beğenmesinler umurumda değil. Ben Allah'ın beni beğendiğini düşünüyorum. Yarın açık gezsem bile içim rahat olacak."

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler