"Poliste iç çatışma" tartışmalarının odağına yerleşen Emniyet Genel Müdürlüğü'nde bir grup memurun yetkileri aşarak telefonları izlemesine yönelik Telekulak skandalı Hürriyet Gazetesi'nde dün yayımlanan "izlemeye alınan telefonlar listesi"yle boyutlandı.
Habere göre, telefonları izlemeye alınan isimler şunlar:
Bakanlar: Hüsamettin Özkan, Zekeriya Temizel, Hikmet Uluğbay, Metin Bostancıoğlu, Salih Yıldırım, Ersin Taranoğlu, Rıfat Serdaroğlu, Metin Gürdere, Işın Çelebi.
Milletvekilleri: Tevfik Diker, Murat Başesgioğlu, Halit Dumankaya, İrfan Köksalan, Şinasi Altıner, Enis Sülün, Saffet Arıkan Bedük, Ahmet Derin, Ahmet İyimaya, Ali Uyar, Fikri Sağlar, Osman Çilsal, Mustafa Bayram, Mehmet Sağlam, Sedat Bucak, Ataullah Hamidi, Önder Kırlı, Tekin Enerem.
Politikacılar: Doğan Taşdelen, BP Genel Başkanı Ali Haydar Veziroğlu, DTP.
Gazeteciler: Emin Çölaşan, Mine Kırıkkanat, Tuncay Özkan, Koray Düzgören.
İşdamı: Ayhan Şahenk.
Hukukçular: Yargıtay 8. Ceza Dairesi üyeleri Yusuf Kenan Doğan, Muhittin Mıçak, Ahmet Köksal.
Sanatçı: Bedri Baykam.
Ecevit: "Sorumlular bulunacak"
Başbakan Bülent Ecevit, telekulak skandalının sorumlularının bulunacağını belirterek, "Çok üzücü bir olay. Maalesef teknolojideki gelişmeler bu tür yasadışı eylemleri de kolaylaştırıyor. Elbette sorumluları bulunacaktır, gereken yapılacaktır" dedi.
İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın konuyla ilgili araştırmayı sürdürdüğünü, daha önce de buna benzer olayların ortaya çıktığını kaydeden Ecevit, "70'li yıllarda benim Genel Merkez'deki telefonumun faturalarının devletin istihbarat kuruluşuna gittiği ortaya çıkmıştı. Tabii tedbir alınmıştı ama sık sık bu gibi kanunsuzlukları yapanlar ortaya çıkıyor" diye konuştu.
Teknolojideki gelişmeleri istismar edenlerin bulunduğunu vurgulayan Ecevit, gereken tüm yasal önlemlerin alınacağını da bildirdi.
Ecevit, "Başbakanlık Teftiş Kurulu'nu bu konuda görevlendirdiniz mi?" sorusuna, "İçişleri Bakanlığı incelemesi sonuçlansın, ona göre düşünürüz" karşılığını verdi.
TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut da şu görüşü dile getirdi: "Elbette bu hususta hükümet gerekli hassasiyeti gösteriyor. Biz de Meclis olarak mahremiyete girilmemesi lazım geldiğini, şahıslar arasındaki haberleşmenin herhangi bir şekilde engellenmemesi gerektiğini, demokrasinin ve hukukun icabı olduğunu biliyoruz. Ve onun gerçekleşmesi için Meclis üzerine düşen görevi yapar. Milletvekili arkadaşlarımız da bu konudaki hassasiyetlerini, konunun önlenmesi açısından gösterirler."
Gökçek: "Mantıksız ve akıldışı"
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, tele - kulak skandalıyla ilgili olarak şunları söyledi:
"
Telefon dinleme olayıyla bir alakam yok. Mantıksız ve akıldışı. Taşdelen'le ilgili olay ise, televizyon programında konu oldu. Ben, Taşdelen hakkında RP milletvekili Ersönmez Yarbay'ın İçişleri Bakanlığı'na yönelttiği yazılı soruya bakanın verdiği resmi yanıtı okudum. O yanıtta Taşdelen'in gözaltına alınıp serbest bırakıldığı yazılıydı."
Telefon takibine soruşturma
Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı istihbarat birimlerinin Başbakanlığa kadar uzanan telefon izleme skandalı Emniyet'te deprem yarattı. İçişleri Bakanı Saadettin Tantan, dün Emniyet'in üst düzey bürokratlarıyla bir toplantı yaparak, "sorumlu davranılmasını" istedi. Emniyet Genel Müdürü Necati Bilican da, "Takip işi yapılırken yetki aşımı olduğu anlaşılmıştır. Konuyla ilgili olarak Başbakan ve bakana
bilgi verilmiştir" dedi.
Soruşturma açıldı
Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde geçen ay sorumluların görev yerlerinin değiştirilmesine yol açan skandalın boyutlarının Başbakanlığa kadar uzanması İçişleri Bakanı'nı harekete geçirdi. Telekulak skandalı kapsamında izlenen kişi ve numaraların basına yansımasından sonra bir dizi önlem alan Tantan'ın dün sabah Emniyet'in üst düzey bürokratlarıyla bir toplantı yaptığı öğrenildi. Toplantıda, İçişleri Bakanlığı'nın "sorumluluk gerektiren" bir makam olduğunu belirten Tantan, "buna uygun davranılması" talimatını verdi.
Tantan, Milliyet'in sorularını yanıtlarken, telekulak olayına ait bilgilerin basına sızması üzerine bir genelge yayımladığını, bundan sonra böyle bir olayın meydana gelmemesini istediğini söyledi. Tantan, "Bugün özel bir genelge yayımladım. Bilgiler, zamanı geldiğinde kamuoyuna açıklanmalı. Bazı yerlere münferit olarak bilgi sızdırılması da yanlış" dedi.
31 Mayıs itibarıyla iki müfettiş görevlendirerek soruşturma açtırdığını, bu çalışma bittikten sonra açıklama yapacağını belirten Tantan, dinleme olayının yasal prosedür doğrultusunda yapılıp yapılmadığı konusunda "Bu, soruşturmanın bitirilmesinden sonra açıklanacak" dedi.
Özal Baysal, Kürşat Yılmaz
Emniyet Genel Müdürü Necati Bilican da, "Olay bir telefon dinleme işi değildir. Telefon sorgulama işidir" diye konuştu. Bilican, "Yasal olarak mahkeme kararıyla izlenen telefonların takibi sürürken bazı resmi telefonların karşıya düşmesi olayıdır. Bu olayı müfettişler inceliyorlar. Bu takip işi yapılırken, yetki aşımı olduğu anlaşılmıştır. O arkadaşların görev yeri değiştirilmiştir. Bir diğer soruşturma da Fethullahçı kadrolar iddiası ile ilgili olarak yapılmaktadır" diye konuştu.
Bilican, "Söz konusu telefonların Kalkınma Bankası eski Genel Müdürü Özal Baysal ile ülkücü babalardan Kürşat Yılmaz'ın telefonlarının izlenmesi sırasında düştüğü yolundaki iddilar doğru mu" sorusuna, "Evet. O isimler var. Başka isimler de var. Yasal olarak, mahkeme kararıyla dinlenen isimlerdir. Örneğin aynı şey Adana, Mersin bölgesinde de var" yanıtını verdi.
Bilican, "Polisi bu şekilde karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. Ancak polis kendi mensubu olsun, dışardakiler olsun herkesi yakalıyor" diye konuştu.
Öte yandan telekulak skandalında telefonları izlenen isimlerin daha çok ANAP kanadından olması dikkat çekerken, İçişleri eski Bakanı Murat Başesgioğlu, Meclis'te Tantan'la yaklaşık 15 dakika görüştü.
Tepkiler
TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut: "Elbette bu hususta hükümet gerekli hassasiyeti gösteriyor. Biz de Meclis olarak mahremiyete girilmemesi lazım geldiğini, şahıslar arasındaki haberleşmenin herhangi bir şekilde engellenmemesi gerektiğini, demokrasinin ve hukukun icabı olduğunu biliyoruz. Ve onun gerçekleşmesi için Meclis üzerine düşen görevi yapar. Milletvekili arkadaşlarımız da bu konudaki hassasiyetlerini, konunun önlenmesi açısından gösterirler."
İçişleri eski Bakanı Ülkü Güney: "Dinleme olayları Emniyet İstihbaratının isteği doğrultusunda mahkeme izni alınarak gerçekleştirilmelidir."
DYP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Gölhan: "Ne maksatla yapıldığı belli değil. Bu olayı hoş karşılamak mümkün değil. İletişim gizliliği vardır. Yapanlar hakkında gereği yapılmalıdır."
ANAP Manisa eski Milletvekili Tevfik Diker: "Olay benim DYP'den ANAP'a geçmenin ardından gerçekleşti. Emniyette görevli bir Başkomiser, telefonlarımın dinlendiğine dair beni uyardı. Benzer bir uyarı Samsun Milletvekili İrfan Demiralp aracılığıyla geldi. Demiralp'e de tanıdığı bir başkomiser, `Tevfik Bey'in telefonlarını dinliyorlar' demiş. Ben Mehmet Urhan'ın öldürülmesi olayını, PKK itirafçısı Mustafa Deniz'e, Hanefi Avcı imzasıyla verilen yetki belgesini, İran'daki PKK Hastahanesi'ni Meclis gündemine getirmiştim. Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyonu'nun Başkanvekili radikal bir çalışmayı Meclis'te sergilemiştim. Bilgi, belge ve kasetlerin çıkar ve maddi imkan bulduğu o dönemde dinleyenler için dinlenilmek açısından potansiyel bir adaydım."
Telefonlarının dinlenmesinden DYP'lileri ve çeteleri sorumlu tutan ANAP eski Milletvekili Halit Dumankaya ise "Bu tür bir olay hırsızlıktan daha büyük suç. Bu konuda kanun da yok. Meclisin acilen bir kanun çıkarması lazım" dedi.
ANAP Grup Başkanvekili ve İçişleri eski Bakanı Murat Başesgioğlu: "Şu anda benim telefonlarımın dinlenmesinin kesin olup olmadığını araştırıyorum."
Gökçek: "Mantıksız ve akıldışı"
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, tele - kulak skandalıyla ilgili olarak şunları söyledi:
"Telefon dinleme olayıyla bir alakam yok. Mantıksız ve akıldışı. Taşdelen'le ilgili olay ise, televizyon programında konu oldu. Ben, Taşdelen hakkında RP milletvekili Ersönmez Yarbay'ın İçişleri Bakanlığı'na yönelttiği yazılı soruya bakanın verdiği resmi yanıtı okudum. O yanıtta Taşdelen'in gözaltına alınıp serbest bırakıldığı yazılıydı."