The Others TÜRKEŞ SONRASI MHP/4

TÜRKEŞ SONRASI MHP/4

29.10.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

TÜRKEŞ SONRASI MHP/4

TÜRKEŞ SONRASI MHP/4

       1980'lerde dünyada yükselen İslami hareketin büyüsüne kapılan bir grup, Yazıcıoğlu önderliğinde BBP'yi kurdu. Bahçeli'nin başkanlığıyla birlikte, BBP ile MHP arasındaki gerginliğin azaldığı, yakınlaşma başladığı ileri sürülüyor

       Ülkücü hareket, 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle çok ciddi bir şok yaşamıştı. Kendilerini adadıkları devletten gördükleri muamele, özellikle cezaevlerindeki ülkücülerde yoğun bir özeleştiri sürecine neden olmuştu. Yenilgi duygusu içindeki ülkücülerin bir bölümü, 1980'lerde tüm dünyada yükselen İslami hareketin büyüsüne kapıldı.
       Ancak içlerinden pek azı kendisini alenen İslamcı olarak nitelerken, geri kalanlar "Türk - İslam ülkücülüğü" olarak formüle ettikleri yaklaşımlarında milliyetçiliğin dozunu azaltıp İslami kimliği öne çıkarttı. Alparslan Türkeş'le zamanla yolları ayrılan bu grup, eski Ülkü Ocakları Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu önderliğinde ayrılıp kendi partisi Büyük Birlik Partisi'ni (BBP) kurdu.
       Hareket içindeki İslam'ı öne çıkartan kişilerin ayrılmasından sonra MHP tekrar eski milliyetçi, hatta Türkçü çizgisine dönerken, BBP de özellikle 1990 sonlarına doğru dilini daha da milliyetçileştirip RP - FP hareketiyle arasındaki ayrımı netleştirmeye çalıştı.
       MHP'nin yeni dönem çizgisini belirleyen siyasetbilimci kurmaylar, "Yeni Sol'un kültürcü tuzağına düşmeden globalizme karşı mücadele"yi hedefliyorlar. Tabii ki bu mücadelenin yöntemi, yeniden milliyetçiliğe dönüş oluyor. MHP, "21. asır Türk asrı olacak" söylemine sahip çıkıp Türkiye'yi "global bir lider ülke"ye dönüştürme iddiasını seslendiriyor.

       Devlet Bahçeli'nin genel başkan seçilmesiyle MHP ile BBP arasındaki gerginliğin azaldığı, hatta ideolojik yakınlaşmanın örgütsel yakınlaşmaya dönüşmekte olduğu ileri sürülüyor. Bu iddia sahipleri BBP'nin kuruluş sürecinde en aktif bir biçimde yer alanlardan 1970'li yılların ülkücü liderlerinden Ankara Kızılcahamam Belediye Başkanı Yaşar Yıldırım'ın MHP'ye geçmesini buna kanıt olarak gösteriyorlar.
       Bahçeli bu transferi Milliyet'e şöyle değerlendiriyor: "Yaşar Bey çok değerli bir arkadaşımız ve MHP kendisini coşkuyla kucaklamıştır. Bu bir işarettir. Bir arzunun, özleminin işaretidir. BBP'dekilerin büyük kısmı MHP'den ayrılanlardır ve biz onlarla da bütünleşmek istiyoruz. Ama ayrı bir tüzel kişilik söz konusu olduğu için belli bir zaman gerekebilir. Zamanlamasını iyi yaptığınız takdirde biraraya gelmemek için herhangi bir neden yok. Geçmişte gerginlikler olmuş olabilir, ama aradan zaman geçmiştir. Arkadaşlarımızın da partimize yönelmeleri halinde kucaklamaya hazırız."
       Bahçeli, iki partinin birleşmesi ihtimalini de şöyle yorumluyor: "Sosyal demokratların yaptığı gibi bir birleşme MHP geleneğine uygun düşmez. En doğrusu, kaynaştırıcı olanların MHP'ye gelmesidir."
       BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun da buna dahil olup olmadığı sorusuna ise Bahçeli'nin yanıtı şöyle: "Muhsin Bey Ülkü Ocakları'ndan yetişmiş, önemli hizmetlerde bulunmuş, önemli siyasi tecrübeler kazanmış değerli bir kardeşimizdir. Partimize gelmesi de bir kazanç olur."
       Bahçeli böyle bir durumda Yazıcıoğlu ve yakın çalışma arkadaşlarının konumunun ne olacağı sorusunuysa şöyle yanıtlıyor: "Ülkücü irade kimin nerede ne şekilde bulunacağını belirler."

       Ancak Yazıcıoğlu Milliyet'e yaptığı açıklamada bu iddiaları sert bir biçimde tekzip ediyor: "Zaman zaman, özellikle MHP tabanından bu partiyle birleşmemiz yönünde arzular bize iletiliyor ve bazı basın yayın kuruluşlarında, bizim bilgimiz, irademiz dışında birtakım haberler yer alıyor. Öncelikle bu partinin zaman zaman yaptığı ve siyasi nezaketle bağdaşmadığını düşündüğüm katılma çağrılarını ciddiye alınmaya değer bulmadığımı belirtmek istiyorum. Bu konu gündemimizde de hiç yer almadı.
       Büyük Birlik Partisi'nin MHP ile resmi - gayrı resmi, ittifak ya da birleşme gündemli hiçbir görüşmesi olmamıştır. Bu partiyle yapılan iki görüşme, Sayın Türkeş'in vefatı ve 55. hükümetin kurulmasına müteakip muhalefet partileri arasında bir diyalog arayışı çerçevesinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde temsil edilen bütün muhalefet partilerine yaptığımız ziyaretlerden ibarettir."
       BBP önümüzdeki seçimlere de kendi adıyla girmezse anayasa gereği feshedilecek. Bu nedenle hem Yazıcıoğlu ve birkaç üst düzey yöneticinin ittifak yapılacak bir partinin listesinden, hem de BBP'nin göstermelik de olsa kendi başına seçimlere gireceği yolunda senaryolar üretiliyor.
       Yazıcıoğlu bu iddiaları da kesinlikle yalanlıyor: "Herhangi bir ittifak ya da birleşme arayışı içerisinde değiliz. BBP seçimlere, sadece milletle ittifak yaparak, kendi adı ve amblemiyle, tek başına girecek ve tahmin edilenin çok üzerinde bir başarı kazanacaktır."
       Bu başarı ne olursa olsun BBP'nin tek başına yüzde 10 barajını aşması imkansız gözüküyor. Bunun anlamı da kurulduğundan bu yana bu partinin ilk kez TBMM'de temsil edilmemesi olacak.

       BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, partilerinin MHP'ye katılacağı iddiaları üzerine Milliyet'e şu açıklamayı yaptı:
       "Bir siyasi partinin varlığını sona erdirmesi; kendi fikir çerçevesinden baktığı ülke meseleleri ile ilgili teşhislerinin ve çözüm yollarının geçerliliğini yitirdiğini görmesi veya bu siyasi kadronun mücadele gücünün kalmaması ile söz konusu olabilir.
       BBP kurulduğundan bugüne, içinde bulunduğu imkansızlıklara ve sesini duyurmada yaşadığı zorluklara rağmen, varlığını her geçen gün büyüyerek devam ettiriyor. Bununla birlikte kurulduğu günden bugüne kamuoyuna sunduğu tezlerin ve memleket meseleleri ile ilgili ortaya koyduğu önceliklerin geçerliliği, her geçen gün kendini daha fazla hissettiriyor.
       BBP, ilk günden itibaren, çoğulcu ve katılımcı bir yönetim anlayışı, demokratikleşme, evrensel insan haklarına riayet edilmesi, temel hak ve hürriyetlerin korunarak, bu doğrultuda fikir, inanç ve ifade hürriyetleri üzerindeki baskıların sona erdirilmesi, hukukun üstünlüğü, dolayısıyla Türkiye'nin bütün kurum ve kuruluşlarıyla bir hukuk devleti olmasının önündeki engellerin kaldırılması yönünde mücadele vermektedir.
       Türkiye bu doğrultudaki gelişmelere acilen ve şiddetle ihtiyaç duyuyor. BBP, misyonu ve diğer partilerden belirgin olarak ayrılan özellikleri ile varlığını ve mücadelesini devam ettirecektir.
       Muhalefet partilerinin diyalog içinde olması için yaptığımız ziyaretlere, son kongrelerinin üzerinden çok az bir zaman geçmiş olması sebebiyle, aynı zamanda Sayın Bahçeli'ye "hayırlı olsun" temennilerimizi iletmek için, özellikle MHP'den başladık.
       Bu teklifimiz sadece MHP tarafından ve genel başkanlarının ağzıyla," biz cepheleşmeye karşıyız" ifadesiyle kesin ve net olarak reddedilmiş, bu konudaki bütün diyalog kapıları bu cümleyle kapanmıştır. Ancak, ülke seçim ortamına girdikten sonra bu birlikteliklerin telaffuz edilmesi, sadece seçime yönelik endişeleri çağrıştırmaktadır.
       MHP kendi içerisinde bir birlikteliği sağlayamamıştır. Bu yönde bir gayret de göstermemiştir. Yapılan çağrıları, birleşme - bütünleşme düşüncesi taşımayan, BBP'yi manipüle etme çabaları olarak değerlendiriyorum."

       Bitti




Yazarlar