The Others Türkiye için Euro - dersler

Türkiye için Euro - dersler

02.05.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Türkiye için Euro - dersler

Türkiye için Euro - dersler

       Avrupa, Euro ile uluslararası politik ve ekonomik ilişkilerde çok daha büyük bir role kavuşacak. Dolayısıyla AB, Türkiye'nin geleceği için çok daha önemli bir faktör olmuştur.

       Avrupa'nın bugün geldiği aşama kararlı ve sabırlı bir siyasal iradenin ürünü. Türkiye'nin de böylesi bir vizyona ve siyasal iradeye gereksinimi her zamankinden büyük.

       "Ekonomik egemenlik kaybı" konusundaki bütün çatışma ve gerginliğe rağmen, Avrupa Birliği devlet başkanları bugün Brüksel'deki zirvede tek Avrupa para birimi Euro'nun gelecek yıl hangi ülkelerle başlayacağını ve yeni Avrupa Merkez Bankası başkanının kim olacağını açıklayacaklar. Universite Libre de Bruxelles (Brüksel Özgür Üniversitesi) öğretim üyesi Prof. Ali Bayar, Türkiye'nin bu süreci neden çok yakından izlemesi gerektiğini Milliyet için yazdı.

       Avrupa Para Birliği artık hepimizi yakından ilgilendiren bir gerçek oluyor.
       2 Mayıs'ta (bugün) toplanacak olan Avrupa Birliği Devlet Başkanları Konseyi Almanya, Avusturya, Fransa, İrlanda, İtalya, İspanya, Portekiz, Belçika, Lüksemburg, Hollanda ve Finlandiya'nın 1 Ocak 1999 tarihinden itibaren para birliğine geçmesini kararlaştıracak.
       Bundan kısa bir süre sonra, 1 Temmuz 1998'de Avrupa Merkez Bankası çalışmaya başlayacak.
       "Euro" 1 Ocak 1999'da resmen yürürlüğe girecek ve en geç 1 Ocak 2002 yılında Euro birimleri tüketiciler tarafından günlük yaşamda kullanılmaya başlayacak.
       Bundan en geç 6 ay sonra da yukarda sıraladığımız 11 ülkenin ulusal paraları tedavülden kalkmış olacak.
       Euro'nun yürürlüğe girmesi, AB üyesi olmasa da Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor.
       AB'yle olan siyasal ilişkilerimizin bugün soğuk olması Euro'ya olan ilgimizi azaltmamalıdır. Unutulmamalı ki, AB en büyük ticaret ortağımızdır ve uzun vadede üye olmasak bile coğrafi olarak en yakın ve en fazla entegre olduğumuz bölgesel bloktur.
       Euro, hem bu doğrudan bağ ile, hem de uluslararası piyasalardaki ağırlıyla dolaylı olarak Türkiye ekonomisini derinden etkileme potansiyeline sahiptir. Dolayısıyla hem özel sektör, hem de kamu kuruluşları Euro'ya hazırlıklarını şimdiden hızlandırmalıdırlar.
       Euro'nun TÜrkiye için ekonomik önemi gelecek yıllarda daha da artacaktır. Para birliği Avrupa'da tek pazarın tamamlanmasını sağlayacak, ekonomik bütünleşmeyi derinleştirecektir.
       Kur riskinin ortadan kalkması ve üye ülkelerde fiyatların doğrudan karşılaştırılabilir hale gelmesi iç pazarı büyütecek, rekabeti arttıracak, kaliteyi yükseltecek, fiyatları düşürecektir.
       Diğer önemli bir gelişme Euro'nun sermaye piyasasında getireceği değişiklerdir. Bankalar, sigorta kuruluşları ve ortak yatırım fonları kısa bir zaman sonra Avrupa çapında tek para üzerinden rekabet etmek zorunda kalacaklardır.
       Bu rekabet, faiz oranlarını düşürecek ve seçenekleri arttıracaktır. Genişleyen Avrupa mali piyasaları aynı zamanda çok daha likit olacaktır.
       Bu faktörlerin yanısıra Güney Doğu Asya krizini, Japonya'nın içinde bulunduğu zor ve istikrarsız durumu, patlama tehlikesi içindeki Amerikan borsalarını göz önüne alırsak Avrupa mali piyasalarının gelecekteki önemini daha iyi görebiliriz.
       Euro'nun gerek dünya piyasalarındaki bu ağırlığı, gerekse Merkez Bankalarında rezerv para olmaya başlamasıyla Avrupa'nın uluslararası para piyasa ve politikalarındaki rolü ve sorumluluğu da artacaktır.
       Bütün bu gelişmeler Türkiye ekonomisi için yeni olanaklar yaratacak, ama aynı zamanda rekabeti arttıracaktır.
       Dolayısıyla, hem bu fırsatlardan yararlanabilmek hem de büyüyen rekabetle yarışabilmek için Türkiye'nin ekonomisini bir an önce düzene sokması, yapısal reformları kararlılıkla hayata geçirmesi, enflasyonu ve bütçe açıklarını süratle düşürmesi gerekmektedir.
       Para birliğinin etkileri şüphesiz ekonomiyle sınırlı değildir. Euro'yla Avrupa Birliği sadece ekonomide değil, siyasal entegrasyon alanında da niteliksel olarak yeni bir aşamaya geçmiştir.
       Küçümsenmemesi gereken bütün zorluklara rağmen, bundan sonra dış politika ve ortak güvenlik politikalarında koordinasyon artacak, siyasal bütünleşme ileri boyutlara ulaşacaktır.
       Avrupa, Euro ile uluslararası politik ve ekonomik ilişkilerde çok daha büyük bir role kavuşacaktır. Dolayısıyla, Avrupa Birliği Türkiye'nin geleceği için çok daha önemli bir faktör olmuştur.
       Türkiye, bu gelişmeler karşısında, AB ile yapılan karşılıklı yanlışlara, kırgınlıklara hapis olamaz. Avrupa Birliği ile ilişkiler en kısa zamanda canlandırılmalıdır. Aksi takdirde, Türkiye tarih trenini bir kez daha kaçırma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir.
       Türkiye, AB ile ilişkilerini günlük çekişmelerin ötesinde, uzun vadeli stratejik çıkar ve insan hakları, demokrasi, barış gibi ortak değerlere dayanan bir vizyona bağlamalıdır.
       Bu açıdan Avrupa Ekonomik ve Parasal Birliği Türkiye'nin önemli dersler çıkarması gereken bir deneyimdir.
       Avrupa'nın bugün geldiği aşama sadece derinleşen ekonomik entegrasyonun kendiliğinden sonucu, kısa vadeli politik hesapların, kısır kavgaların ürünü değil.
       Tersine, kökü tarihin acı deneylerinden çıkarılan derslere dayanan büyük bir vizyonun, halkları bir araya getirmek, kalıcı bir barış ortamı sağlamak, Avrupa'yı daha büyük bir güç haline getirmek için 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana harcanan uzun çabaların, kararlı ve sabırlı bir siyasal iradenin ürünüdür.
       Türkiye'nin böylesi bir vizyona, onu hayata geçirebilecek kararlı bir siyasal iradeye ve toplumsal konsensüse gereksinimi her zamankinden büyüktür.