Yeşil yardım yarısı

Depremzedelere yardıma radikal siyaset karıştı. Dinci kesimin çeşitli kolları bölgede birbirleriyle yarışa girdi


Deprem bölgesinde sivil toplum örgütlerinin faaliyetleri sürerken, sağ cenahtaki "siyasal toplum örgütleri", yani partilerin yan kuruluşları, siyasi vurgusu ağır vakıflar, yardım çalışmalarında yoğun bir rekabet içine girmiş durumda.
Ülkü Ocakları, Nizam - ı Alem Ocakları gibi kuruluşlar depremin ardından giriştikleri faaliyetlerle insani yardım kadar halkla ilişkilere de yönelirken, bir yandan da deprem bölgesinde girdikleri ilişkiler, tanık oldukları olayların etkisiyle siyasi görüş ve sloganlarını da gözden geçiriyorlar.
Sakarya Devlet Hastanesi'nin hemen yanıbaşında, birkaç gün öncesine kadar burada kamp kuran İsrail kurtarma ekibiyle omuz omuza faaliyet gösteren Büyük Birlik Partisi'ne bağlı Nizam - ı Alem Ocakları kampının bölge genel koordinatörü Mahir Damatlar artık şöyle konuşuyor:
"Kurtarma çalışmaları sırasında öyle yabancılar gördük ki, sanki enkazın altında akrabaları yatıyor. Hep 'Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur' dedik. Eğer bu böyleyse, hata bizde."
Nizam - ı Alemciler'in kampında her gün ortalama 30 kişi çalışıyor. Ağırlıklı olarak depremzedelerin barınma ve gıda ihtiyaçlarını karşılama amacına yönelmişler.
Damatlar sözlerini sürdürüyor: "Biz ülkemizdeki bazı kesimlere karşı da önyargılı davrandık. Oysa Karasu'da depremin hemen ardından enkazdan çıkarılan ilk aileyi bölgeye Güneydoğu'dan gelen fındık işçileri kurtarmış."
BBP kampının hemen karşısında bir zamanlar içlerinden çıktıkları Ülkü Ocakları'nın kampı bulunuyor.
Kampta 27 kişi kalıyor. Sakarya'daki deprem sırasında 15 üyelerini kaybeden Ülkücüler depreme karşı hazırlıksız olduklarını kabul ediyorlar. Bu yüzden ilk günlerde meşhur "sopalı trafik düzenleme" faaliyetinden başka bir şey yapamamışlar.
Bölgeye gelen sivil toplum örgütlerinden çok resmi güvenlik görevlileriyle ve kriz masasıyla irtibatlı olarak çalıştıklarını ifade eden Ülkücüler, İsrailli komşularından biraz şikayetçi olmuşlar. "Evet, çok iyi çalıştılar ama akşam oldu mu burada eğlence tertip ediyorlardı" diyorlar.
Ülkücüler bölgede 650 çadır dağıtmışlar. Yardım malzemesi dağıtımını hala sürdürüyorlar.

Reklam yoksa yardım da yok

Kamplarına ve aşevlerine pantkartlarını asmalarına izin verilmediği için Kombassancılar, Adapazarı'nı terk etmiş olsalar da, İslamcı kesim, Konya menşeili Ribat Vakfı, Kayseri menşeili Muradiye Vakfı gibi vakıfların üyelerinin şehir merkezinde işlettiği aşevleriyle faaliyetlerini sürdürüyorlar.
Ribat Vakfı'nın aşevi sorumlusu Ziya Düz, dört yıldır Konya'da işlettikleri aşevini depremin ikinci gününde bölgeye taşıdıklarını söylüyor.
Ancak bütün Adapazarlılar'ın kabul ettiği, aşevleri hizmet yarışında ne bir sivil toplum örgütü ne de bir siyasal toplum örgütünün birinciliği alacağı yönünde. İkisinin arasında, yani yarı sivil yarı siyasi olan bir grubun, önceleri kendisini Sedat Peker Aşevi, daha sonra resmi görevlilerden tepki gelince Peker Şirketler Grubu Aşevi olarak tanımlayan, resmi görevlilerden yine itiraz gelince de pankartını tümüyle indiren "kuruluş" birinciliği kimseye kaptırmayacak görünüyor.
Yeraltı faaliyetleri suçlamalarıyla sık sık yargı önüne çıkan Sedat Peker'in Aytaç Et Fabrikası'nın eski sahibi Tarık Kayar ve tekstilci Yaşar Bilgan Aydın ile kurduğu aşevi uzmanlar tarafından da övgüyle karşılanırken, bugüne kadar 480 bin kap yemek dağıtmış.
Mutfağı profesyoneller tarafından çalıştırılan aşevine dün bir ton tatlı ısmarlandı.
İşin sırrını Aydın, Peker'in her sektörde dostları olmasına bağlıyor.

Lojistik Merkez'e Vali el koydu

Murat Baydar - Kocaeli

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun, gazetecilerle yaptığı toplantıda gündeme getirdiği, Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararıyla ordudan atılan subayların Derince'de depremzedeler için kurduğu lojistik destek merkezi sistemiyle ilgili tartışmalar sürüyor.
Valilik merkeze el koyarken, çalışmaları yönlendiren Derince Belediye Başkan Yardımcısı emekli yüzbaşı Ahmet Ünlü, "irticacı" olmadığını öne sürdü.
Deprem felaketinin hemen ardından İstanbul Büyükşehir ile Pendik Belediyesi'nden görevlendirilen kişilerin FP'li Derince Belediyesi'ne yardım amacıyla kurdukları lojistik destek merkezi, Kıvrıkoğlu'nun açıklamalarıyla gündeme geldi. Kıvrıkoğlu, ordudan ihraç edilen subayların yönlendirdiği merkezdeki çalışma sisteminin Genelkurmay Başkanlığı'nın oluşturduğu sistemle aynı olduğunu açıkladı. Askerin uyarısı üzerine beldede depremzedelere yardım ulaştıran merkeze el koyan Kocaeli Valisi Memduh Oğuz, merkezi belediyeye devretti. Pendik ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan gönderilen personel ise geri gönderildi.

Vali devreye girdi

İstanbul Büşükşehir Belediyesi'nin kendilerine başvurarak lojistik merkez aracılığıyla yardımda bulunmak istediklerini bildirdiğini anlatan Oğuz şunları söyledi:
"Belediyenin yardım etme talebini kabul ettik. Daha sonra sistemin mükemmelliğini görünce araştırdık. Meğer sistemi ordudan atılan subaylar kurmuş. Hemen harekete geçerek sistemi Derince Belediyesi'ne devrettirdik. Sistem zaten bizim kontrolümüzdeydi ve halen de bizim kontrolümüzde. Hatta Köseköy'de askerlerin yürüttüğü sistem de benim kontrolümde. Bizim yazımız olmadan oradan bir gram malzeme verilemez."
Her çadır kentte de bir lojistik büro kurulacağını belirten Oğuz, "Kurulan bu bürolar tek çatı altında, yani bana bağlı olarak toplanacak. Kocaeli, Yalova ve Sakarya arasında internet bağlantısı kurduk, bu sayede hangi depoda ne olduğunu rahatlıkla izleyebiliyoruz" diye konuştu.

Hedef adamdan açıklamalar

Askerin hedefi durumundaki lojistik destek merkezinde görev yapan Derince Belediye Başkan Yardımcısı emekli yüzbaşı Ahmet Ünlü, "irticacı" olmadığını öne sürdü.
Ünlü, irticayla yakından uzaktan ilişkilerinin olmadığını belirterek şunları söyledi:
"Biz ilk günden beri gelen yardımları bölgelere ayırıp, halka ulaştırdık. Beldeyi bölgelere ayırdığımız için, her bölgenin sorumlusu çalışmasını uyumlu yürüttü. 27 yıllık askerlik hayatımda şerefimle namusumla çalıştım. Orduya her zaman sadık kaldım. Bir klasör dolusu başarı ve taktir belgem var. İrticacı olsaydım astsubaylıktan subaylığa geçebilir miydim. Biz askeri disiplinle çalışmamızı yaptık."