The Others Yetiş Bacım

Yetiş Bacım

30.04.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yetiş Bacım

Yetiş Bacım


  Ozmo, Muzzi, Tots, Teletubbies... Nakarat muhteşem, çocuklar pek bir İngiliz!

  "Tekrar haberleşmek dileğiyle"... TGRT 17.00 haberlerinde spikerler böyle veda etti. Hoşuma gitti. Öyle otobüs arkalarında yazan sevda şiirleri gibi konuşanları duydukça, böyle sade mesajları özlediğimi farkettim.

  "Gariban koca" ya da "zampara koca"... "Yetiş Bacım"ın oldukça alt seviyelerdeki söylemi. Acı ve kızgınlık ifadesi için yerlerde sürünmenin bir anlamı var mı? Daha güzel sözcükler seçilemez mi? Bu arada bizim bacı da bir araba ile geliyor ki yeme de yanında yat. Cart kırmızı arabadan iniyor birden "bacı" oluyor. Ama doğrusunu söylemek gerekirse hali tavrı özellikle giyimi mekanlara yabancı değil. Zaten bütün iş buralardan şehre inip, o kırmızı arabaya binmek değil mi? Tekrar döndüğünde pek yabancılık çekmiyorsun.

  Star'ın haberlerinde "Ben Bülent Ersoy'um" diye onun sesini taklit eden biri bağlanmış. Sonra aynı ses "Bi daha" programında da atıp tutmuş. İşte böyle ters köşe yaparlar adama. Sansasyon bazen böyle "terso sansasyon" olur!

  Show'da seyrettik. "Karşıt görüşlü öğrenciler". Açıkça söyleyin... Dört öğrenci (!) birini yere yatırmış vuruyorlar. Evet kim yaptı? Açıkça söyleyin.

  Olay milletvekili "don't talk Merve"... Kendisi konuşamıyor anlaşılan. Kardeşi ve yılların eskitemediği gazeteci Nazlı Ilıcak onun yerine gazetecilerle muhatap oluyorlar. Kameraların önünde kardeş, "Don't talk" diyor ablasına. Ablası da koca milletvekili yani. Bizim medya nasıl olsa İngilizce bilmez ya! Neyse "Don't worry be happy" . Ya bizim anlamamıza gerek yok, abla - kardeş çözerler işi!