The Others Zuhal Olcay şarkılarıyla özgürlük...

Zuhal Olcay şarkılarıyla özgürlük...

07.10.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Zuhal Olcay şarkılarıyla özgürlük...

Zuhal Olcay şarkılarıyla özgürlük...

       DÜŞÜNCE Özgürlüğü İçin Sürekli Savaşım (DÖSS) inisiyatifinin önceki akşam İstanbul Armada Otel'de düzenlediği dayanışma yemeğinin konukları, gecenin organizatörlerine "inanmayan" bakışlarla soruyorlardı:
       "Sahi, Zuhal Olcay şarkı söyleyecek mi?"
       "Evet, niye soruyorsunuz ki?
       "Valla böylesi `özveri geceleri', genellikle aşırı alçakgönüllü olur da..."
       * * *
       Şarkılarının bestecisi Vedat Sakman'la birlikte "düşünce özgürlüğü" için sahneye çıkan Zuhal Olcay, katkısı nedeniyle kendisine teşekkür edenlere "hayır" diyordu:
       "Lütfen teşekkür etmeyin. Bu türden gecelerde yer almak bir sanatçının görevi olmalıdır. Bu olanağı sağlayıp, bizleri burada davet eden arkadaşlara müteşekkirim. Düşünce ve ifade özgürlüğü, sadece yazıp çizen insanların sorunu değil ki... Bu alandaki tüm kısıtlamalar, aslında halkın özgürlüğünün sınırlanmasıdır."
       Haluk Bilginer de, Olcay gibi düşünüyordu. Düşünce ve ifade özgürlüğü için yapılan mücadelenin daha geniş bir yelpazeye yayılmasının gereğine inanıyordu.
       * * *
       DÖSS yemeği Bilginer'in işaret ettiği iyimser yelpazenin bir bölünümü oluşturmuştu bile... Olcay, Bilginer çiftinin masasında Özgürlük ve Dayanışma Partisi Genel Başkanı Ufuk Uras, sinema sanatçısı Halil Ergün ile sohbet ediyordu. Yan masada Milliyet'in dev yazar - çizer kadrosundan ünlü isimler Hasan Pulur, Doğan Heper, Umur Talu, Bedri Koraman, Yalçın Doğan, Haslet Soyöz ile Karikatürcüler Derneği Başkanı Metin Peker oturuyordu. Karşılarındaki masada CHP İstanbul İl Başkanı Etem Cankurtaran, Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan dikkat çekiyordu. Diğer masada İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman'la birlikte Baro Yönetim Kurulu üyeleri vardı.
       Sahnenin hemen önündeki masada ise Türkiye'nin "en kıdemli düşünce suçluları" Sevim ve Mihri Belli, geçen hafta tahliye olan Doç. Dr. Haluk Gerger bulunuyordu.
       * * *
       DÖSS adına gecenin açış konuşmasını yapan gazeteci Ünal Ersözlü şöyle diyordu:
       "Genellikle düşünce suçları kapsamında DGM'lerin verdiği kararları inceleyen Yargıtay'ın 8. ve 9. Ceza Daireleri'ne 1997 yılı içinde tam 29 bin 682 dava dosyası gelmiştir. RTÜK'ün göreve başladığı 1994'ten 1998'in şubatına kadar 303'ü radyo, 126'sı televizyon olmak üzere toplam 429 gün kapatma cezası verildi.
       Ersözlü konuşmasını şöyle sürdürdü:
       "Cumhuriyet'in 75. yılını kutluyoruz. Cumhuriyet'in ilan edildiği 29 Ekim 1923'ten 1 Ocak 1994'e kadar geçen sürenin toplam 32 yıl 5 ay 3 gününü olağanüstü yönetim şekilleri altında geçirdik. Güneydoğu'da 1978 yılında dünyaya gelen gençler hayatlarında hiç `normal' yönetim göremediler."
       * * *
       Gecede Haluk Gerger de bir konuşma yaptı. Haluk Hoca, düşünce suçundan cezaevine girenleri, eski Roma'da vahşi hayvanların önüne atılan insanlara benzeterek dedi ki:
       "Onlar hiç olmasza birbirlerini seviyorlardı. Biz de birbirimizi sevmeliyiz. Ortak paydamız ülke sevgisi olmalıdır!"
       İzmir'de kanserle boğazlaşan Can Yücel ise gönderdiği mesajda, "bizde düşünme nedense yaban sayılır. Beyinler adeta habis bir ur yerine konulur. Cezaevleri de ameliyathane kabul edilerek, elde neşterle kesip alınmak istenir" dedikten sonra eski bir mapushaneci olarak sözlerini şöyle bağlıyordu:
       "Hapishaneye gelenler `geçmiş olsun' sözü ile karşılanır. Biz de hapiste yatan kafası aydınlık kardeşlerimize `gelecek olsun' diyoruz!"
       * * *
       Daha sonra cezaevlerinde bulunan gazeteci Ragıp Duran, avukat Eşber Yağmurdereli ve karikatürist Doğan Güzel'in mesajları okunup alkışlandı.
       Vedat Sakman ve Zuhal Olcay'ın programları bitince, mikrofon güzel sesli konuklar arasında gezindi. Bir bayanın söylediği "final" şarkısıysa düşünce özgürlüğü mücadelesi verenlere "umut" dağıtıyordu:
       "Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalimeee..."
       Gece neşe içinde sona ererken muzip konuklar, organizasyon komitesini son şarkı üzerinden kutluyorlardı:
       "Yahu bu kadar gerçekçi olmayın!"