Vitrin Anneannemi isterim!

Anneannemi isterim!

07.10.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Anneannemi isterim!

Anneannemi isterim


OF AMAN / AYŞENUR YAZICI


       Kerim, Deniz ve Melis yakınımda olan ve gözlemleyebildiğim yeni nesil üç genç!
       Okulların açılmasıyla “tatil bitti" depresyonuna girdiler ve tozunu yutarak terledikleri sokak oyunlarının yerini, eve girer girmez önünde yapışıp kaldıkları YATIR hürmeti gören TV ve bilgisayar oyunları aldı..!
       Günün zaten 10 saatini okulda ve yolda, sekiz saatini de uykuda geçiren gençler geri kalan zamanın nerdeyse tamamını bu iki alet önünde tüketiyorlar.
       Yani eğitim ve öğretimlerinin yarısını okul veriyorsa diğer yarısı da bu iki kutucuktan çıkıyor..!
       Haydi okul eğitimi, belli bir müfredat çerçevesinde, denetimi yapılmış ayıklanmış ve yaşına uygun programlanmış...
       Ama ya öteki?
       Akşam yemeği sırasında (genelde evin reisinin karar verdiği)
       yanlış seçilmiş bir haber kanalında, insanların birbirlerini nasıl gırtlakladıklarını, nasıl hakaret edilip ortalığın karıştırılacağını gördükten sonra odalarına çekiliyor.
       Bir saat kadar da internette otomatik tüfekle dakikada 150 kişiyi tarayıp, neden öldürdüğünü bilmediği bir savaşın galibi olup (!) uykunun tatlı kollarına kendilerini bırakıyorlar.
       Siz istediğiniz kadar “çocuk ruh sağlığı", “mutlu çocuk yetiştirmenin temelleri", “çocuk nasıl adam edilir" kitapları okuyun!
       İçinde büyüdüğü fanus mikroplarla dolu.
       Yaşam örnekleri de önünde, kötü olan kazanıyor.

       Bedriye anneannemi özledim..!
       Aynı odada uyurduk. (Zaten topu topu 1,5 odamız vardı.)
       Soba söndüğünde, buz gibi ve ağır yün yorganın altında burnum ve gözlerim dışarıda; anlattığı masalları gaz lambasının duvarda oynaştırdığı gölgelere dalarak dinler ve “gökten düşmüş üç elma" dediği saniye uykunun kollarına düşerdim.
       Siyah - beyaz masalımın devamını rüyamda renkli görür, şuuraltıma hep mutlu ve
       “yaptığı iyiliklerin karşılığını gören" insan modelleri saklardım...
       “Yılan Beyin Hikayesiöni, “Agop Ağa’nın Karılarıönı kaçyüz kere dinleyip, kaçbin kahramanı, büyüdüğümde çıkarıp tanışmak üzere sakladım düş odamda..!
       Yüreğimin,öSAHTE YATIRölarla büyümelerine el vermediği çocuklarla aramda çok değil, sadece çeyrek asır fark var!
       Onların ne kulak verdikleri “arkası yarın" programları var radyoda, ne de Bedriye anneanneleri gibi doğru ve iyi olanın hep kazanacağını anlatan güzel masal makineleri..!
       İki kutuyu dergah bellemişler, eriyip gidiyorlar işte göz göre göre...
       Nerdesin anneanne..?

       Yazara e-mail