Vitrin
En büyük hobisi, işi!
En büyük hobisi, işi!
11.09.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:
En büyük hobisi, işi!
Dilek Sancılı
Gazeteci Doğan Hızlan, hızlı bir koleksiyoner. Sayısını bile bilmediği kitabı, plağı, CD'si ve kalemi var.
Ne tür koleksiyonlara sahipsiniz?
Kalem, plak bir de kitap koleksiyonum var. Fatih'teki bir evim sadece kütüphaneden oluşuyor. Ayrıca kaldığım evde ve ofisimde de kitaplarım var. Gazetedeki kitaplarımın büyük bir kısmını da koliler halinde Cağaloğlu'nda bir depoya götürdük. Ne zamandan beri biriktiriyorsunuz?
Teyzem ilkokula giderken okul kitaplarımı deri ciltlerle kaplattırmıştı. O güzel kitaplarla birlikte güzel kalemler de hediye etti. Bildiğiniz gibi güzel şeyler alışkanlık yaratır. Bu kadar çok kitaba sahip biri olarak gününüzün büyük bir kısmı okuyarak geçiyor herhalde...
İşim zaten okumak, yazmak ve müzik dinlemek. Aslına bakarsanız, benim işim ile hobim birbirine geçmiş durumda. Peki plak biriktirmek aklınıza nereden geldi?
Plak biriktirmeye yine ailem sayesinde başladım. Çünkü ailemdeki herkes müzikle ilgilenirdi. Gramofonum, pikaplarım hala durur. Kara kağıtlar içinde altın gramofon iğneleri vardır, onlarla plaklarımı dinlemeyi hala çok severim. Kara plak ses olarak bana daha cazip geliyor. El yapımı bir müzik setim var. Onda da müzik dinlemek benim için bir zevk. Zevki de lambalı olmasından dolayı. Çünkü lambalı olduğu için, ses yumuşak ve doğal çıkıyor. Kaç plağınız var?
Sayı olarak bilmiyorum. Ama çocukluğumdan beri biriktirdiğimi düşünürsek, çok fazla. Fazla olmasının bir sebebi de Mozart gibi müzisyenlerin eserlerinin değişik orkestra ve şeflerin iki, üç icrasını ayrı ayrı alıyor olmam. Plakları saklamak zordur...
Özel diziyorum. Çünkü eğer düzgün dizilmezse birbirine yapışabiliyor. Ayrıca kapları zamanla eskidiğinde yedek kapaklarını kullanıyorum. Eğer çok beğendiğim bir şeyse CD'ye çekiyorum, fazla yıpranmasın diye. Yalnız son zamanlarda dikkat ediyorum; kara plağa bir dönüş var. Kaç kaleme sahipsiniz?
Sayısal olarak bilemem. Ama iyi ve özel bir tipi olan kalemleri almayı seviyorum. Mesela geçtiğimiz günlerde Pelikan markası pelikan şeklinde bir dolmakalem çıkardı. Ya da ilk yapılmış kalemler var. Uç kalemlerim var. Bir de kalem aksesuvarları var...
Eğer kalem biriktiriyorsanız mutlaka onun mürekebini ve kartuşunu da almak zorundasınız. Çünkü her kalemi kendi mürekkebi ile kullanmalısınız. Özel mürekepler Türkiye'de çok fazla bulunmuyor. Yurtdışında her yerden alabiliyorum. Özellikle Almanya ve Londra'da eski kalem sergileri de olabiliyor. Böyle bir durumda denk gelmesi çok önemli. Sizin için en değerli kalemleriniz hangileri?
Parker 51 ve 61'ler artık yapılmıyor. Onları kaybederim diye çok korkuyorum. Zaten kaybetme korkusu yüzünden iyi markaların ortalama kalitedekilerini kullanıyorum. Bir de yeni çıkan şeyler hoşuma gidiyor. Mesela Faber Castel çocuklar için üçlü bir kalem seti çıkarmış; çok güzel diye aldım. Zaten dolmakalem dışında kurşun kalem ve silgi koleksiyonuna da sahibim. Çin dahil olmak üzere bütün ülkelerin kurşun kalemleri var. Kurşun kalemde ise makbul olan, boyasız tabii odundan yapılandır. Kalem çok çabuk kaybedilebilecek bir şey. Şimdiye kadar kaybettikleriniz oldu mu?
Çok kaybetmedim. Tabii oldu ama kaybetmemek için de çok dikkat ediyorum. Kalemlerinizi gömlek cebinde de taşıyorsunuz. Peki kıyafetinize göre kalem taşıdığınız oluyor mu?
Her gün dikkat etmiyorum ama dikkat ettiğim zamanlar oluyor. Daha çok klasik görünümlü lake kalemleri seviyorum. Bir de mürekkep renklerine çok önem veririm. Kahverengi, mor, kral mavisi ve turkuvaz renkli mürekkepleri çok beğenirim. Kıyafet stili olarak da belirgin bir çizginiz var...
Kıyafet stilim klasiktir. Öyle seviyorum. Ama eğer dikkat ederseniz modernize edilmiş çizgiler de klasikten bir parça taşır. Genellikle diktiririm. Aksesuvar olarak metal hiçbir şey takamam. Kol saati taşıyamadığım için cep saati kullanıyorum. Çok nadir kravat takarım. Taktığım zamanda papyon desenli olanları tercih ediyorum. Papyonlarımı ise eskiden yurtdışından alıyordum ama artık yurtiçinde de güzel olanları bulabiliyorum. Tabii bir de her zaman pantolon askısı kullanırım.
Alışveriş notları Kitap: Füruzan, "Sevda Dolu Bir Yaz"
Film: Matrix
CD: Holst, "The Planets"
Kalem, plak bir de kitap koleksiyonum var. Fatih'teki bir evim sadece kütüphaneden oluşuyor. Ayrıca kaldığım evde ve ofisimde de kitaplarım var. Gazetedeki kitaplarımın büyük bir kısmını da koliler halinde Cağaloğlu'nda bir depoya götürdük.
Teyzem ilkokula giderken okul kitaplarımı deri ciltlerle kaplattırmıştı. O güzel kitaplarla birlikte güzel kalemler de hediye etti. Bildiğiniz gibi güzel şeyler alışkanlık yaratır.
İşim zaten okumak, yazmak ve müzik dinlemek. Aslına bakarsanız, benim işim ile hobim birbirine geçmiş durumda.
Plak biriktirmeye yine ailem sayesinde başladım. Çünkü ailemdeki herkes müzikle ilgilenirdi. Gramofonum, pikaplarım hala durur. Kara kağıtlar içinde altın gramofon iğneleri vardır, onlarla plaklarımı dinlemeyi hala çok severim. Kara plak ses olarak bana daha cazip geliyor. El yapımı bir müzik setim var. Onda da müzik dinlemek benim için bir zevk. Zevki de lambalı olmasından dolayı. Çünkü lambalı olduğu için, ses yumuşak ve doğal çıkıyor.
Sayı olarak bilmiyorum. Ama çocukluğumdan beri biriktirdiğimi düşünürsek, çok fazla. Fazla olmasının bir sebebi de Mozart gibi müzisyenlerin eserlerinin değişik orkestra ve şeflerin iki, üç icrasını ayrı ayrı alıyor olmam.
Özel diziyorum. Çünkü eğer düzgün dizilmezse birbirine yapışabiliyor. Ayrıca kapları zamanla eskidiğinde yedek kapaklarını kullanıyorum. Eğer çok beğendiğim bir şeyse CD'ye çekiyorum, fazla yıpranmasın diye. Yalnız son zamanlarda dikkat ediyorum; kara plağa bir dönüş var.
Sayısal olarak bilemem. Ama iyi ve özel bir tipi olan kalemleri almayı seviyorum. Mesela geçtiğimiz günlerde Pelikan markası pelikan şeklinde bir dolmakalem çıkardı. Ya da ilk yapılmış kalemler var. Uç kalemlerim var.
Eğer kalem biriktiriyorsanız mutlaka onun mürekebini ve kartuşunu da almak zorundasınız. Çünkü her kalemi kendi mürekkebi ile kullanmalısınız. Özel mürekepler Türkiye'de çok fazla bulunmuyor. Yurtdışında her yerden alabiliyorum. Özellikle Almanya ve Londra'da eski kalem sergileri de olabiliyor. Böyle bir durumda denk gelmesi çok önemli.
Parker 51 ve 61'ler artık yapılmıyor. Onları kaybederim diye çok korkuyorum. Zaten kaybetme korkusu yüzünden iyi markaların ortalama kalitedekilerini kullanıyorum. Bir de yeni çıkan şeyler hoşuma gidiyor. Mesela Faber Castel çocuklar için üçlü bir kalem seti çıkarmış; çok güzel diye aldım. Zaten dolmakalem dışında kurşun kalem ve silgi koleksiyonuna da sahibim. Çin dahil olmak üzere bütün ülkelerin kurşun kalemleri var. Kurşun kalemde ise makbul olan, boyasız tabii odundan yapılandır.
Çok kaybetmedim. Tabii oldu ama kaybetmemek için de çok dikkat ediyorum.
Her gün dikkat etmiyorum ama dikkat ettiğim zamanlar oluyor. Daha çok klasik görünümlü lake kalemleri seviyorum. Bir de mürekkep renklerine çok önem veririm. Kahverengi, mor, kral mavisi ve turkuvaz renkli mürekkepleri çok beğenirim.
Kıyafet stilim klasiktir. Öyle seviyorum. Ama eğer dikkat ederseniz modernize edilmiş çizgiler de klasikten bir parça taşır. Genellikle diktiririm. Aksesuvar olarak metal hiçbir şey takamam. Kol saati taşıyamadığım için cep saati kullanıyorum. Çok nadir kravat takarım. Taktığım zamanda papyon desenli olanları tercih ediyorum. Papyonlarımı ise eskiden yurtdışından alıyordum ama artık yurtiçinde de güzel olanları bulabiliyorum. Tabii bir de her zaman pantolon askısı kullanırım.
Alışveriş notları
EN ÇOK OKUNANLAR
İlgili Haberler
