20.03.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:
Memetcan DEMİRAY
Türkiye'de beyaz eşya deyince akla ilk gelen markalardan biridir AEG. Bugün dünya beyaz eşya pazarının lideri olan Electrolux'ün bünyesinde etkinlik gösteren bu ünlü Alman markası, son dönemde "çevre dostu" ürünleriyle dikkat çekiyor. Üstelik AEG, çevreyle dost olmak için üstün teknoloji ve sağlamlıktan ödün de vermemiş.
Electrolux - AEG Genel Müdürü Nazım Çınar, "1997 öncesindeki AEG ile 1997 sonrası AEG'yi ayırmak gerekir," diyor. 1997'den itibaren Türkiye'de "softline" dizaynlı ve "orijinal Avrupa" ürünleri piyasaya sunduklarını belirten Çınar, ayrımı bu unsurlarla temellendiriyor. AEG ürünlerinin önemli bir özelliği de kullanılan üstün teknoloji sayesinde enerji tasarrufu sağlaması. AEG ürünlerini "çevreci" olarak niteleyen Nazım Çınar, "Hem çevrecilikte hem de teknolojide lideriz," diyerek teknoloji ile çevre arasındaki çelişkinin yokedilebileceğini vurguluyor.Türkiye çapında 1700 civarı bayi ile çalışan AEG'nin bu özelliklerini yansıttığı ürünlerden biri olarak "sessiz bulaşık makinesi"ni görüyoruz. Nazım Çınar, 42 desibellik bir sesle çalışan bu bulaşık makinesinin henüz dünyada bir benzeri olmadığını belirtiyor. Çınar, çamaşır makinelerinde ise kalite açısından rakiplerinin önünde olduklarını belirtiyor. "Çamaşır makinelerimizin 6 programlısı da var, santrifüjde 1400 devre ulaşanı da var," diyen Çınar, çamaşır makinesi ve buzdolabında da enerji tasarrufunun ön planda olduğunu söylüyor. Çok geniş ürün seçenekleri sunan AEG'de dijital No - Frost buzdolapları ilgi çekici. Ayrıca Avrupa'da en çok tercih edilen 3 farklı bulaşık makinesini de Türkiye'deki AEG bayilerinde bulmak mümkün.
AEG'yi bünyesinde bulunduran Electrolux ise, beyaz eşya sektöründe "dünya lideri" olarak biliniyor. İsveç kökenli bir çokuluslu firma olan Electrolux; ABD'de Westinghouse, Frigidaire ve Kelvinator, Avrupa'da ise Zanussi ve AEG gibi otuzaltı markayı, şemsiyesi altında bulunduruyor. Nazım Çınar'a göre Electrolux'ün başarısındaki en önemli neden; firmanın yalnızca beyaz eşya alanında çalışması. "Electrolux, beyaz eşyadan kazandığını yine bu sektöre yatırıyor," diyen Çınar, Electrolux'ün sloganını anımsatıyor: "Biz bu işi biliyoruz."
Türkiye'ye 1993 yılında gelen Electrolux, 1994 yılında ünlü Alman markası AEG'yi satın almış. Türkiye'deki AEG'nin Electrolux bünyesine katılması ise 1996 yılının sonuna denk geliyor.
Nazım Çınar, ankastre ürünleriyle öne çıkan ve Türkiye'de 500 civarında bayi ile çalışan Electrolux'ü "daha üst düzeye hitap eden bir prestij markası" olarak tanımlıyor. Electrolux ürünlerinin teknolojik olarak AEG ile aynı üstünlüklere sahip olduğunu belirten Çınar, ürün yelpazesinin de "seçkin" olduğunu söylüyor.
Avrupa'da marka ve ürün çeşitliliğiyle yüzde 25'lik bir pazar payına ulaşarak "bir numara" olan Electrolux, Türkiye pazarının doruğuna ulaşmak için uzun vadeli stratejiler geliştirmiş. Nazım Çınar, "2000 yılından itibaren bu pazardaki varlığımızı daha güçlü hissettirecek atılımlar tasarladık," diyor. Yine Çınar'a göre, ürünlerin garanti süresini bir "satış argümanı" olarak kullanmak inandırıcı değil. Altyapısı oluşmuş bir servis ağının çok daha önemli olduğunu vurgulayan Çınar, "nitelikli" servis konusunda Electrolux - AEG'nin hassasiyetini belirtiyor.