Yazarlar 77 metrekare toprak / 7 bölgede 7 kent

77 metrekare toprak / 7 bölgede 7 kent

12.10.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

77 metrekare toprak / 7 bölgede 7 kent

77 metrekare toprak / 7 bölgede 7 kent

       Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı ÇEKÜL, bu yıl Herkese 77 Metrekare Toprak Projesi’ni başlatıyor. Yüzölçümü 770 bin metrekare olan Türkiye topraklarının korunmasında her birey ve kurum 77 metrekare toprağın sorumluluğunu üstlenecek. Orman Bakanlığı Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü tarafından ÇEKÜL’e tahsis edilecek alanlarda halk, 77 metrekarelik birimler üstlenerek toprak kaybıyla mücadele çalışmalarına katkı sağlayacak.
       ÇEKÜL ayrıca, Türkiye’nin 7 bölgesinde birer kent seçerek buradaki kültür ve tarih mirasını daha bilinçli bir şekilde koruma projesi de yürütüyor. İlk 7 kent şunlar: İzmir’in doğusunda Birgi, Antalya’daki Akseki, Mardin’deki Midyat, Erzincan’daki Kemaliye, Kayseri’deki Talas, Kastamonu ve Bursa’daki Mudanya... Bu ilk 7 kentle başlayarak, her yıl 7 bölgeden birer kent daha eklenerek 21. yüzyıla 21 korunmuş kentle girmeyi hedefliyor ÇEKÜL.
       Kamuoyunun belki sadece 7 Ağaç Projesi’yle hatırlayabileceği, ama başka etkinliklerini medyaya yansımadığı için bilmediği ÇEKÜL, sanayileşmiş ve bilgi toplumuna geçmiş ülkelerde rastlanan bir örgütlenme ve etkinlikle sessiz ve derinden çalışıyor. Tepeden inme, bürokratik hiyeraşiye uygun, resmi devlet söylemine sırt çevirerek, tamamen halkla, yerel yönetimle, ve yerel kanaat önderleriyle çalışarak gerçek bir kalıcılığın peşinde.
       Bunun şimdilik son örneği Birgi... Burası, İzmir’e 150, Ödemiş’e 7 kilometre uzakta Bozdağ eteklerinde eski bir Osmanlı kenti. Tarihi ve kültürel mirasının gerçeğe uygun biçimde korunması amacıyla Birgi belediyesi, yerel gönüllü kuruluşlar, Mimar Sinan Üniversitesi mimarlık, şehircilik, güzel sanatlar öğrenci ve hocaları geçen yaz burada çalıştılar. Birgi evleri ve anıtlarının rölöve çalışmalarına başladılar. 1928 Harf Devrimi sırasında yeni yazıyı öğretmek için kullanılan harap ev onarılıyor. Birgi ile ilgili belge, araştırma ve çabaların merkezine dönüştürülecek. Bütün bu çalışmalar, geçen hafta sonunda Birgi’de iki gün süren bir seminerde değerlendirildi...
       ***
       ÇEKÜL, ülkenin her karış toprağına soyut laflar ve içi boş nutuklarla değil, halkın bizzat içine girip onların ruhu, inancı, özverisi ve paydaşlığıyla sahip çıkılacağını biliyor. Buna uygun sansasyonsuz bir gündemle çalışıyor.
       ÇEKÜL’ün lokomotifi Profesör Metin Sözen’in şu sözlerine bakınız: "Boş yakınmayla gün doldurmak, bu ülkenin bilinçli bireylerine yakışmaz. Dilediği zaman her olanağı yaratmasını bilen Türkiye’de, herkesi, yaşadığı kentlerini de koruması gerektiği inancıyla kendi kendilerine yardıma çağırıyoruz."

       Eczacıbaşı Holding’in kurucusu Nejat Eczacıbaşı’nı, ölümünün 5. yılında anmak amacıyla yapılan son etkinlik, "İşadamının Toplumsal Sorumluluğu" sempozyumuydu. Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’nın açış konuşması, işadamının toplumsal sorumluluğunun, babadan oğula geçtiğini gösteren bir örnekti. Babasının sürekli olarak "kendi dar çevremiz dışına taşıp toplumumuzun sorunlarıyla ilgilenmenin zorunluluğunu" belirttiğini hatırlattı. İçinde olduğumuz "malum" açmazı da şöyle özetleyerek: "Ülkemizde ne yazık ki siyasi güçten yararlanarak ticari avantajlar elde edilmesi alışkanlığı yayılmaktadır. Bu durum, politik yozlaşmaya yol açtığı kadar serbest piyasa ekonomisinin etkinliğini sağlayan rekabet ortamını da tehdit etmekte, iş ahlakını çökertmektedir. İş ahlakının çökmemesi için mücadele, iş dünyasının bugünkü toplumsal sorumluluğudur."
       Bugün Türkiye’de, iş ahlakının da çökmemesi gibi bir konu gündemdeyse, işadamları ve politikacıların ortak toplumsal sorumluluğu, bu noktaya nasıl gelindiğini araştırmak ve bulguları korkusuzca değerlendirmek olmalı. Her ülkenin iş ve politika yaşamında şu sırada bizimkini andıran çalkantılar oldu. Ama bu çalkantılar, özeleştiri ve özdeğerlendirme ile zamanla yerini istikrara bıraktı. Bunun, bizde de böyle olması gerekiyor. Bunun, böyle olacağının belirtileri de güçleniyor. Hemen olsun istiyoruz. Ama yozlaşma nasıl zaman aldıysa, iyileşme de zaman alacak...
       Şu da var: Eğer, İzmirli eczacı Ferit Bey, toplumsal sorumluluğunun bilincinde olmasaydı, bunu oğullarına nasıl aşılardı? Eğer onlar, toplumsal sorumluluğunun bilincinde olmasaydı, bunu kendi çocuklarına nasıl aşılardı? Ve çocuklarında bu bilinç olmasa, kendi çocuklarına nasıl aşılar? Herşeyin başı aile...
       Nejat Eczacıbaşı 36 yıl önce (1962) ilk think - tank’lerimizden Ekonomik ve Sosyal Etütler Konferans Heyeti’ni kurarken şöyle diyor: Seminerler, bilim ve deneyimlerin nitelikli havası içersinde Türkiye’mizin kimliğine saygı gösterecek aydınlatıcı sonuçlar almaya çalışacak, kendine uymayan düşünceye husumetle cephe almayı değil, karşısındakinin görüşünü sükunetle değerlendirmeyi bilecek, birey için toplumsal kesimler için en büyük yararı, öncelikle de yaşadığı toplumun yararında arayacaktır.

       ABD’de doğa fotoğrafçılarının ahlaki kuralı şu: Eğer fotoğrafçı, daldaki kuşu tedirgin edip uçmasına neden oluyorsa, gerçek bir doğa fotoğrafçısı sayılmaz...
       Bir yıldır yayınlanan, özenli bir doğa ve interaktif turizm dergisi olan Gezi’nin son sayısında doğa fotoğrafçılığı hakkında ibret verici bir makale var. Kuzey Kutbu’na giden iki Türk, bir kutup ayısının fotoğrafını çekmek için nasıl peşine düştüklerini anlatmışlar. Buraya kadar normal... Ancak, ayıyı 100 kilometre hız yapan bir kayakla (SkiDoo) kovalamışlar. Ayı korkup kaçmaya başlamış. Onlar da peşinden. Bu iş, anlattıklarına bakılırsa "saatler" sürmüş. Ayı "tükenme noktası"na gelmiş. Çünkü "gençliğine rağmen SkiDoo’nun 100 kilometreyi aşan hızıyla baş etmesi imkansız"mış. Sonunda yere yüzüstü yatmış. "Çatlarcasına nefes alış verişi, bir yandan tuvaletini yaparken litrelerce kar suyu içişi hakikaten çok korktuğunun göstergesi"ymiş. Keşke ona, bu sıkı antrenman dışında zarar vermeyeceklerini anlatabilselermiş!
       İki Türk, fotoğraf çekme uğruna başka ayıları da böyle izlemiş. Hepsini anlatıyorlar. Ayılardan biri korkup, yavrusunu bırakıp kaçmış. Bir diğeri öylece durup bakınca, arzu edilen pozu "vermeyince" korkutup harekete geçirmek için izcileri önüne ateş ediyor!.. Sonra bir başkasıyla karşılaşmışlar: "Yakıt limitini zorlayan uzun kovalamacaya rağmen hayvan bir türlü pes etmiyor... Ağzından salyalar akan, nefes nefese olmasına rağmen inatla önümüzden kaçan kutup ayısına bu kez bir iki metre mesafedeyiz. Ya o bizi yaralayacak ya da biz onu öldürmek zorunda kalacağız".
       Doğa filmi ve fotoğrafı çekmek çok sabır ve özveri isteyen bir iş. Ama sorun, sadece çarpıcı kareler çekmekle sınırlı değil. Heveslilerin, bu işi 30 - 40 yıldır yapan yabancı ustaların ürünlerini iyice inceleyip, işin ahlaki ve vicdani boyutunu tartıp ondan sonra bu işe kalkışması hakkaniyet ve insafa daha sığar.

77 metrekare toprak / 7 bölgede 7 kent
       Yıldırım küresi / Karadelik / Mars fotoğrafları / Atatürk sizi izliyor / Harmonograf / Çırpınan halkalar / Palanga / Eğik düzlem / Dikkat, uçmayın / Jiroskop / Chroma Key / Allak bullak / Sıvı ile parabol / Küp yapalım / Matematik topları / Üç boyutlu artı / Olimpiyat halkaları / Hanoi kulesi / Gökyüzünü tanıyın / Uzayda kaç kilosunuz? / Yerin manyetik alanı / Üçlü fırıldak / Anamorfoz / Sonsuza bakış / İmkansız üçgen / İmkansız dörtgen / Çizgiler paralel mi? / Dev kaleydoskop / Polarize görüntü mozaiği / Su küresinden mercek / Ben miyim, sen miyim? / Nesnelerin rengi yok / Sihirli değnek / Çarpılmış görüntüler / Uçma aynası / Sabun zarıyla deneyler / Gölgenizi boyayın / Uçuşan toplar / Su basıncı ve fıskiye / Üç fazlı motor / Havada duran top / Büyük kemer köprü / Ses çanakları / Gecikmeli konuşma / Buzlu cam görüntüleri / Konuşan yüzler / El pili / Elektrik üretimi / Fısıltı balonu / İmkansız merdiven / Ters bisiklet / Sanat ve matematik / Yüzeyler ve kıvrımlar / Formlar ve yapılar / Talih ve örnekleme / Alanlar ve yapbozlar / Doğa ve simetri / Hesap ve algoritma / Düzen ve kaos / Dünyanın biyolojik ve jeolojik geçmişine yolculuk / Türkiye’ye düşen 100 kiloluk göktaşı / 20 milyon yıllık ağaç fosili / Dünyaların en muhteşemi: İşte beyniniz / Bilim atölyeleri / Popüler bilim konferansları / Bilim market / Çocuk bilim tiyatrosu...