Hayatiyet ve yıkım nasıl aynı anda kıvılcımlanabilir? Sulukule Platformu gönüllüsü dostum şehir plancısı Doç. Dr. Murat Cemal Yalçıntan’ın davetiyle hıdrellez ateşini
4 Mayıs’ta, dozerlerin yıktığı evlerinin hemen yanıbaşında, tarihin görkemli mirası Sulukule Kapısı’nda, müzik ve dans armağanıyla karşılanarak kutladık.
Yakın tarihinde sık sık yıkım geçiren Sulukule’nin bu kez de yakasında onu “kentsel dönüşüm” kurbanı kılan 5366 sayılı kanun vardı. Yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması hakkında kanundu bu. Ama ne koruma! Platform sözcüsü Hacer Foggo, “Bu kanun hem Sulukule’nin hem herkesin meselesidir” diyordu. Fatih Belediyesi’nin uygulamasıyla kanun 3 bin 500 kişiyi tarumar edecekti. Halkın katılımı aranmadan, iş olanakları yaratılmadan ve sosyal zenginliği yok etme pahasına olay bir inşaat projesine dönüştürülmüştü. “Çünkü” diyordu hukukçu ve TMMOB Şehir Plancılar Odası gönüllüsü Levent Yarar, “Fatih Belediyesi’nin uygulamaya çalıştığı yenileme işleminin dayandığı 5366 sayılı kanun Anayasa’ya aykırıydı. Uygulanan işlem kanunun kendisine de karşıydı. Kanunda tanımı yapılmayan işlem yapılıyordu. Yıkımlar ve kişilerin mülkiyetleri üzerinde telafisi mümkün olmayan zararlar doğurabilecekti.”
Özelliğini kaybeden çöküntü alanlarında eski mülk sahipleri alanı terk ederler. Boş evlerde sık sık yangınlar çıkar. Narkotik ve otomobil mafyası gibi kaçak faaliyetler görülür. Yapılan uluslararası araştırma sonuçlarına göreyse Sulukuleli yerini terk etmek istemiyordu. Çeşitli ayrımcılık nedenleriyle yoksulluk sınırında kalakalmış olmasına karşın, 954 yıllık bir kültür birikiminin sonucu, aidiyet ve sanat duyarlılığı tam gelişmiş; istemini yansıtmak üzere dernek kurmuş; farklılaşmış modern uğraşlar arayışında olan dinamik bir bölgeydi.
Özelliğini yitirmediği halde niçin yıkılıp boşatılmaya çalışılıyordu acep? Salt rant için mi? Yoksa bir vehim uğruna mı? Çare yok muydu? Dünya ölçeğinde sivil dayanışmayla durdurulabilir miydi bu kıyım? Buyur ola Sulukule değerlerini bir kez daha anmaya bu testusta bu kez de...
1 Son geldiğinde “Sulukule’de olanlar bana ‘Gazap Üzümleri’ filmini hatırlattı. Evlerini yıkıyorsun, insanlar ne yapacağını bilemiyor. Mesela hapisten çıkıyor, bakıyor mahallesi yok. Bir sonraki filmimin konusu bu olabilir”
diyen tanınmış Çingene yönetmen Tony Gatlif’in aşağıdaki 1992 yapımı hangi ünlü filminde Sulukule gösterilmişti?
a. Gaco Dilo
b. Vengo
c. Sürgünler
d. Laço Drom
2 Sulukule adı nereden geliyor?
a. MS 120 yıllarında İmparator Hadrianus bölgede birbirine bağlı açık, yarı açık ve kapalı sarnıçlardan oluşan bir su şebekesi yaptırmıştı.
b. İki-üç yıl önce belediye, yenileme projesine giriştiğinde Sulukule kapısının karşısına havuzlu bir spor yapısı dikti. Alelacele karar verilen bu inşaat çok önemli ve tarihi su sarnıcının üzerine yapılmış durumda.
c. Sulukule’de kurumuş Lykos (Bayrampaşa Deresi) bölgenin suyla ilişkisini anlatıyor. Tarihi sular ve surlar Sulukule’nin kaynağı.
d. Hepsi
3 Sulukule Platformu basın sözcüsü dostumuz Viki’ye göre Sulukulelinin kızdığı zaman “Defolsun, gitsin” anlamında söylediği, testusun başlığındaki “kendini alıp gitmek” nasıl yorumlanabilirdi?
a. Yoksul Sulukulelinin kendinden başka neyi var ki? Onu alsın gitsin.
b. Sulukuleli Sulukule’yi terk etmez.
c. Bu sözü belediyecilere söylerler.
d. Hepsi veya hiçbiri
4 Vaktiyle Sulukule’ye eğlenmeye gidenlerin misafir edildiği evlerin adı neydi?
a. Köşk
b. Saray
c. Gırgıriye
d. Devriye evi
5 Bugün magazin haberlerinde ismini en sık okuduğumuz Sulukule’de yetişmiş klarnetçi Hüsnü Şenlendirici. Söylenenlere göre Adnan Şenses ve Kibariye gibi o da “devriye evleri”nde çalmış. Peki, aşağıdakilerden hangisi iddiaya göre Sulukule menşeliymiş?
a. Türkan Şoray
b. Sibel Turnagöl
c. Sibel Can
d. Hepsi
6 Sulukuleli hep anı mı yaşar? Onlar der ki: “Kavgamız tülbent kuruyuncaya kadar; düşmanlığımız ise ......... kuruyuncaya kadar.” Nokta nokta bıraktığım kelime nedir?
a. Gözyaşım
b. Terim
c. Mürekkep
d. Deniz
7 Evi yıkılan bir Sulukuleli kadın çok üzülür, rahatsızlanıp hastaneye kaldırılır. İyileşip döndüğünde kendisine her nasılsa boş bir binada bir oda bulur. Boyar. Kağıt kaplar. Çiçeklerle donatır. Ancak, o binanın da üzerinde kırmızı çarpı işareti vardır ve yakında yıkılacaktır. Kadına canı ne isterdi diye sorulunca ne der?
a. Bir süzgecim olsa hiçbir eksiğim kalmayacak
b. Gününü yaşa
c. Bir mecalim var, Allah şu kentsel dönüşümü...
d. To be or not to be / Sen bunu boş ver
8 “II. Theodosius surları kenarında Hatice Sultan ve Neslişah Sultan mahallelerini kapsayan Sulukule’de bugüne değin sistemli bir arkeolojik kazı gerçekleştirilmiş değil ama bölgenin birkaç yüz metre kuzeyi, ortaçağda Bizans İmparatorluğu’nun yeni merkezi sayılabilecek Blakherna bölgesidir. Sulukule’nin arkeolojik değerlendirilmesi yapılmadan hiçbir imar faaliyeti elbette ki yapılamaz” diyen kim?
a. Sulukule Dernek Başkanı Şükrü Pündük
b. Tayyip Erdoğan’ın Çarşamba İmam Hatip Lisesi’nden arkadaşı Sulukuleli Asım Hallaç
c. İstanbul Üniv. Bizans Sanatı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Engin Akyürek
d. Sulukule Platformu’ndan Funda Oral
Yanıtlar: 1) d, 2) d, 3) a, 4) d, 5) d, 6) d, 7) a, 8) c.
Özay Şendir
Garipçeli Lütfi Reis'in başarısı...
4 Temmuz 2025
Cem Kılıç
Çocuk işçiliği ile mücadele
4 Temmuz 2025
Abbas Güçlü
Eğitimin dünü, bugünü, yarını
4 Temmuz 2025
Zafer Şahin
AK Parti’nin tek rakibi 3 harfliler
4 Temmuz 2025
Mehmet Tez
Yılın müzik olayı: Oasis bugün birleşiyor (bir aksilik olmazsa…)
4 Temmuz 2025