Gönül Paksoy’un ünlü sofrasında bu yılın özelliği, tam 10 çeşit “farklı / alışılmamış / pek bilinmeyen” tatlı idi. Sofraya dizili yemekleri saymaya çalıştım, sayamadım
Zekeriya sofrasında 41 çeşit “yiyecek” olurmuş. Dikkat buyurunuz, “yemek” değil, “yiyecek”. Yani maydanoz da sayıya giriyor. “Gönül sofrası”nda ise “yemek”ten söz ediyoruz.
Önce sayın okuyucularıma Zekeriya sofrasını anlatayım. Bu anlatımı Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın (açık anlatımıyla devletimizin) resmi sitesinden aktarıyorum.
Anlatıma göre Zekeriya sofrası Cumhuriyet sonrası Ankara’sında görülür olmuş. 1930-40’lı yıllarda yaygınlaşmış.
Genellikle yalnızca kadınlar arasında yapılırmış
Adak adamak, adağını yerine getirmek, yeni dileklerde bulunmak için yapılan bir yemekli toplantı imiş. Sofradaki yemek daha çok çerez, yemiş ve yeşilliklerden oluşurmuş. Eski İstanbul ve Bursa’da da yapıldığı bilinirmiş.
Oralarda bu gelenek “Zekeriya Peygamber sofrası” ya da “Peygamber sofrası” diye adlandırılırmış. Genellikle yalnızca kadınlar arasında yapılırmış. Ender olarak kadınlı erkekli grupların olduğu sofralar da kurulurmuş.
Dediğim gibi, Zekeriya sofrasının özelliği, sofrada 41 çeşit yiyeceğin bulunması imiş.
Gelelim “Gönül sofrası”na... Gönül Paksoy on parmağında yirmi marifet olan bir hanım. Kimya eğitimi görmüş. Çukurova Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yaparken üniversiteden ayrılmış. İstanbul’a gelmiş. Sanatla ilgilenmeye başlamış. Ben onu eski halılar ve Türk takılarıyla ilgilendiği dönemde tanıdım. Sonra ilgi alanını genişletti. Kumaş ve giysiler tasarlayarak üretim yapıyordu. İlgi ve üretim alanı genişledikçe genişledi.
2000 ve 2006’da iki yemek kitabı yayımlandı. Bunun dışında “Bez Bebek”, “Koleksiyondan Kreasyona-Elbise”, “Zamansız Sadelik”, “Anadolu’da Pişen Toprak”, “Koleksiyondan Kreasyona-Boncuk”, “Türkan Şoray-Beyaz Perdeden Kostümler” kitaplarını hazırladı. Kreasyonları, takı ve giysi koleksiyonları ABD, Japonya, Almanya, Kuveyt ve Estonya’da sergilendi.
Her yıl yazıyorum çünkü her yıl farklı şeyler yiyorumPaksoy’un İstanbul’da Atiye Sokak’da bir atölyesi var. 19 yıl önce yılbaşı ertesinde atölye çalışanlarını bir masa etrafında toplamış. Onlara ailesinden öğrendiği farklı yemekleri tattırmış. Daha sonra bu geleneği sürdürmüş. İkinci yıl çalışanları ile birlikte Vizyon’u yayımlayan Deniz Alphan ve arkadaşlarını da masa çevresinde toplamış. Derken, arkadaş ve dost çevresi bu yıllık yemek tadım şölenlerine katılır olmuş.
Ben de bu yemek şölenlerine katılan şanslılardan biriyim. Her şölenden sonra da Gönül Paksoy’un ve aile çevresinin masalara dizdikleri yemekleri yazıyorum. Çünkü her yıl farklı yemekleri tattırıyor.
Gönül Paksoy anne tarafından Kölemenoğlu sülalesinden, baba tarafından Musul’dan Adanalı bir hanım. Annesi Sehernaz Paksoy ve anneannesi Hatice Yıldırım’dan öğrendiği yöresel yemekleri hazırlıyor. Yemeklerde yöresel sebze ve meyveleri kullanıyor.
Gönül Paksoy bu geleneksel yemeği 19 yıldır sürdürüyor
Gönül Paksoy’un her yılbaşından sonra ocak ayında bir pazar günü dükkanında verdiği bu geleneksel yemek 19 yıldır sürüyor. Bu yıl Paksoy’un sofrasında bu yemekler yer aldı: Palmiye kalbi, avokadolu kabak, zeytinyağlı pembe pancar, yoğurtlu ve mayonezli karides salatası, hindili börek, kalamar dolması, küçük beyaz patlıcanlarla yapılan zeytinyağlı dolma, bulgurdan yapılmış küçük Arap köftesi, hurmalı pilav, kakuleli kabak eşiğinde pekmezli tavuk, midyeli pırasa dolması Gönül Paksoy’un özel yemeklerinden.
Güllü ve reçelli füme hindi, taze baklaya sarılmış enginar ve şekerpancarı, kırmızı ve beyaz lahanalı sebzeli bulgur köftesi, morel mantarı dolması, hamsili yeşil domates dolması, siyah fasulyeli tarak, tavuk pate, vişneli suböreği vardı. Her biri 3,5 kg. ağırlığında dört adet sudak balığı farklı şekilde hazırlanmıştı. Daha sonra haşlanmış içli köfte ve döş dolması ile yemek faslı bitti.
Sıra tatlıda: Güllü muhallebi, kavun tatlısı, tereyağlı sıcak incir, yaban armudu tatlısı, patlıcan tatlısı, sukabağı tatlısı, kırmızı pancar tatlısı, pomello kabuğu tatlısı, asma kabağı tatlısı, taze Antep fıstığı reçeli yenildi. Kahve ve çay ile de Gönül Paksoy yapımı fıstıklı güllü lokum ve bergamot şekerlemesi sunuldu.
Bütün bu yemekleri (herhangi bir profesyonel yardım almadan) aile üyelerinin ve çalışma arkadaşlarının yardımı ile Gönül Paksoy kendi evinde, kendi mutfağında hazırlıyor. İkram edilen, Gönül Paksoy yazılı şaraplar ise Adana’da Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından üretiliyor.