Yazarlar Ankara geceleri

Ankara geceleri

02.05.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Ankara geceleri

Ankara geceleri
Ankara geceleri



Ankara geceleri
Ankara renkli mekanları ve hareketli gece yaşamıyla, bu kentin imajını bozan bürokratlara ve siyasilere inat, uyumadığını gösteriyor. İstanbul'un gece yaşamı: Yüzlerce restoran, bar, taverna, diskotek, gece kulübü... Her şey ışıl ışıl. Gazete sayfalarında, dedikodu dergilerinde boy boy fotoğraflar. Cuma ve cumartesi geceleri sabaha kadar kilitlenen trafik. Ankara'nın gece yaşamı ise en çok görünenin her zaman en iyisi olmadığının örneklerinden birisi. Devlet ve bürokrasi yığınlarının arasına sıkışmış apartman binalarının alt katlarında ya da pasaj içlerinde çoğu İstanbullunun anlamakta güçlük çekeceği yerler. Birçoğunun dış tabelası bile yok veya varsa da dikkat çekmiyor. Ankaralı olmayan veya Ankara'yı iyi bilmeyen birisinin buraları bulması çok zor. İstanbul'dan Ankara'ya ziyarete gelenler bu nedenle genellikle otel barlarında vakit öldürmek durumunda kalır ve İstanbul'a döndüklerinde, "Yahu Ankara'da da hiçbir şey yokmuş. Kızılay meydanında insanlar yığınlar halinde bir yerden öbür yana yürüyüp duruyorlar. Sovyetler gibi bir yer. Üstelik deniz de yok," diye sitem ederler. Oysa durum hiç de böyle değildir. 1970'lerde "Apple". Rolling Stones, Santana, David Bowie, Pink Floyd, James Brown gibi müzik ilahları. Ankara'daki "isyancı kuşağın" müdavimi olduğu ve bütün Türkiye'de en fazla bir ya da iki benzeri bulunan "uçuk" bir yer. 1980'lerde "F - 34" ve "Artı". Michael Jackson, George Michael, Madonna gibi "disko müzik" devleriyle Talking Heads, Sting, Tears For Fears, Prince gibi daha "alternatif" müzisyenlerin aynı dans pistinde buluşmaları. Yine 1980'lerde "A Bar". Klasikleşmiş "rock" gruplarının yanı sıra The Police, Depeche Mode, Talk Talk, The Cure, U2 gibi hem "new wave" hem "alternatif rock" gruplarının günümüzde bile unutulmayan parçaları. 1990'larda "X - S", "Blast" ve "Pulse - 8" gibi "underground" kulüpler. Bu döneme damgasını vuran "tekno", "house", "garage", "trans - dream" akımlarının en iyi örnekleri. Ankara uyumadığını bugün de gösteriyor. "Manhattan" ve "Saklıkent"te "rock", "blues" ve "jazz". "60's"de Zeki Müren'den Everything But The Girl'e, Orhan Gencebay'dan Sheryl Crow'a, B.B. King'den Radiohead'e kadar her kafaya uygun seslerin çıktığı hem garip hem heyecan verici bir müzik kaosu. Ve nihayet "Complex". Ana mekanda tekno, klasik disko ve Türkçe pop, camla ayrılmış "Blue Room"da bütün dönemlerin en iyi klasik rock, new wave, alternatif rock parçaları, en dipteki "Backstage"da "underground" bir atmosferde teknonun en iyileri. Aynı kulüpte üç ayrı mekanda üç ayrı müzik. Ankara, bu kentin imajını bozan siyasilere inat, uyumadığını gösteriyor. Amerika gerçeği
Oliver Stone'un "Natural Born Killers" filmi Amerika'daki ve belki de dünyadaki şiddet gerçeğini en iyi yansıtan filmlerden birisi olsa gerek. Keyfi bir biçimde sağa sola ateş açarak rutin ve soğukkanlı bir biçimde insan öldüren bir erkekle kadın ve onların bu kanlı eylemlerini kamerayla adım adım izleyerek canlı yayında kamuoyuna yansıtan, öldürülen insanlara üzülmek veya katilleri önlemeye çalışmak yerine medyadaki rakiplerini atlatmanın tadını çıkartan hırslı bir televizyon muhabiri. Geçtiğimiz ay Dylan Klebold ve Eric Harris adlı iki gencin Adolf Hitler'in 110'uncu doğum gününde Amerika'nın Colorado eyaletindeki bir liseyi kana bulamaları ve ellerindeki bombalarla, otomatik silahlarla 13 kişiyi sadistçe öldürmeleri şiddet tartışmasını yine gündeme getirdi. Herkes hayretler içinde, masum bakışlı bu iki gencin nasıl olup da birer "canavara" dönüştüklerini düşünüyor. Amerika'da televizyonlar ve gazeteler yaklaşık iki haftadır bu olayla yatıp bu olayla kalkıyor. Oysa Amerikalılar haftalarca bunları tartışacaklarına, televizyonda, sinemada ve videoda aşırı boyutta şiddet unsurları içeren filmlere ve haberlere sınırlama getirseler, şiddet eylemlerindeki artışın hızını kesebilirler. Birleşmek mi ayrılmak mı?
Uzun süredir dünyanın ve Türkiye'nin gündeminde olan Kosova krizinin ardında genellikle gözlerden kaçan başka bir boyut daha bulunuyor. Batı Avrupa ülkeleri Avrupa Birliği kapsamında sınırları ortadan kaldırmaya çalışırken, aynı kıtanın başka bir bölgesinde, insanlar daha çok sınır yaratmak için yıllardır olağanüstü bir çaba sarfediyorlar. Hırvatistan, Bosna - Hersek, Makedonya, Slovenya, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya örneklerinde olduğu gibi insanlar ayrı yaşamayı birlikte yaşamaya tercih ediyorlar. Üstelik sınırları ortadan kaldırmayı modern düşüncenin ana ilkesi edinen Batı Avrupalılar, durum kendileri dışındakiler için söz konusu olunca sınır sayısını artırmayı her alanda teşvik ediyorlar. Soru: Baskılara ve vahşete karşı koymak için ayrılık dışında bir yol bulunamaz mı?

ooymen@milliyet.com.tr