YazarlarAyna ayna söyle bana

Ayna ayna söyle bana

03.12.1996 - 00:00 | Son Güncellenme:

Zülfü Livaneli

Ayna ayna söyle bana

LEONARDO Da Vinci bir dahidir.
Hem de bu dünyaya gelmiş geçmiş üstün zekalılar arasında, en ön sırada anılan bir dahi!
Bütün dünya onu ressam olarak bilir.
Oysa Leonardo, teknikle sanatı birleştirmiş. Tasarımcı, biyolog, mimar, astrolog, mühendis, düşünür, anatomist, jeolog, sanat danışmanı olarak olağanüstü ürünler vermiş. Leonardo'nun bu niteliklerini sıralayan Ahşap dergisi, bunlara bir de kahin sıfatını ekliyor.
Madrid'de bulunan elyazmalarının 400 sayfası teknik tasarım ve çizimlerle doluymuş.
Bisiklet icad edilmeden 350 yıl önce, o bisiklet tasarımını yapmış bile.

Leonardo Da Vinci, Sultan 2. Beyazıt zamanında, İstanbul'la ilgili bazı projeler sunmuş.
Sonradan Galata köprüsünün kurulacağı yere, ilk köprü projesini çizen oymuş.
Bu proje Sultan 2. Beyazıt tarafından kabul edildiği halde, uygulanmamış.
(Bu devrin mantığıyla düşünürsek, `Herhalde aracı firma kur farkından yeteri kadar para kapamamış ve ihale başkalarının üstünde kalmıştır' dememiz gerekiyor. Ya da Nafia işlerine bakan Kubbealtı veziri cebe indireceği parayı az bulmuştur.)
İstanbul'un fethinden elli yıl sonra Leonardo ilk "Boğaz Köprüsü" projesini getirmiş.

Bu büyük usta, tuttuğu notları tersten yazıyormuş. Yazıları gören kişi, sadece bir grafik ustalık olarak algılıyormuş bunu ve ancak bir ayna tuttuğunuz zaman okuyabiliyormuşsunuz.
Bu yüzden Ahşap dergisi son sayısında bir sayfaya Leonardo'nun notlarını basmış, karşı sayfaya da bir ayna yerleştirmiş.
Aynaya baktığınız zaman yazı okunabiliyor, yani terslik düzeliyor.

Derginin bu hoş sürprizini görünce aldı beni bir düşünce.
Acaba biz gazete yazarları da Leonardo ustanın izinden gidip, yazılarımızı tersten mi yazsak?
Anlam tersliği mi yaratsak?
Çünkü yıllardanberi nice yazarın kaleminde tüy bitti. Rahmetli Uğur Mumcu, Örsan Öymen başta olmak üzere birçok yazar Türkiye'deki aksaklıkları, mafyalaşmayı, devletin gizli kapaklı işlerini yazdı. Gidişin tehlikelerini gösterdi ve toplumu sarsmaya, uyarmaya çalıştı.
Tek amaçları vardı: O da şu topraklar üzerinde insan haklarına, adalete, kültüre dayalı bir çağdaş demokrasinin boy vermesi!
Olmadı.
Kimse dinlemedi onları!
Sonunda Uğur Mumcu gibi birçok yazarı, düşünürü, bilim adamını susturdular.
Şimdi acaba, Leonardo ustanın izinden gidip de her şeyi ters yazsak bir işe yarar mı?
Mesela şöyle desek:
"Bu devlet ne yaptıysa doğru yapmıştır. Toplumda kan akıtmak iyi bir şeydir. Yüz binlerce insanı keseceksin ki vatan korunsun. Ayrıca yolsuzluk falan diye de yaygara koparmaya lüzum yok! Bu yolla bazı Türk vatandaşları trilyoner oluyorsa, bundan kime ne? Onlar Türk oğlu Türk değil mi? Türklerin zengin olmasına, sadece vatan hainleri karşı çıkabilir! Türk zengin olmasın da Ermeni, Rum gavuru mu olsun!"
Bu yazıyı okuyan etkili - yetkililer ve bazı meslektaşlarımız memnun olsa;
"Hah! Bak bu da doğru yola geldi! Hayatın gerçeklerini kavradı!" diye hakkımızda iyi şeyler düşünseler;
Yurttaşlar ise yazıya bir ayna tuttuklarında yazılanların tam tersini okusalar, ne iyi olur değil mi?
Belki böylece yazdıklarımız bir işe yarardı.
Ama nerde bizde Leonardo gibi yetenek!
Biz böyle maharet gerektiren işleri beceremediğimiz için, olan bitene her gün ayna tutuyor ve "Ayna ayna söyle bana! Dünyada bizden daha çok suça, kara paraya ve ahlaksızlığa batmış ülke var mı?" diye sormakla yetiniyoruz.
Babamızın adı Hıdır olmasa da elimizden gelen sadece budur!

KEŞFETYENİ
İsmail Balaban ayağının tozuyla başpehlivan oldu
İsmail Balaban ayağının tozuyla başpehlivan oldu

Cadde | 25.05.2025 - 13:13

İsmail Balaban Türkiye'ye döner dönmez kariyerine hızlı bir giriş yaptı. İşte detaylar...

Yazarlar