Ayşe Gökçe Susam

Ayşe Gökçe Susam

milliyetege@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Erzurumlu dedeye sormuşlar: Dede küresel ısınma hakkında ne düşünüyorsun?
Dede demiş ki; “Vallah gardaş, sobanın yerini heç bişe tutmir!”
Malum havalar soğudu ve memlekette politik iklim yine pek sıcacık değil...
Sıcacık insan hikayeleri, insan portreleri sanırım en çok bu zamanlarda gerekli.
Yüreğe merhem olsun, yaşama sevinci olsun diye...
* * *
Güzide Türkiye kamuoyu olarak, yine karpuz gibi ortadan ikiye bölündük.
Yeni ayrışma-kamplaşma formatımız; Kusturica sevenler ve sevmeyenler, onu bu ülkede isteyenler ve istemeyenler olarak belirlendi.
Kalemler, kılıçlar çekildi.
Başladı yine bir hararetli tartışma...
Pardon! Karıştırdık abi...
Saraybosnalı ünlü yönetmen Emir Kusturica, bu tartışmalara tavır alıp Antalya Altın Portakal Film Yarışması jürisinden ayrılarak Türkiye’yi terk ederken, olan festivalin bir başka yabancı konuğuna oldu.
Festivale katılan “180 Derece” adlı filmin İsviçreli başrol oyuncusu Michael Neuenschwander, bazı “hassas” sinema izleyicileri tarafından tartaklandı.
“Biz bunu memleketine postalamamış mıydık?” diyerek İsviçreli konuk oyuncuya saldıran “hassasiyet sahibi” gençler, ne yazık ki zavallı oyuncuyu Kusturica’yla karıştırmıştı!
Olay fazlasıyla trajikomik olsa da bu, yaşananın bir linç girişimi olduğu ve Türkiye’de artık bu tip olayların vaka-i adiyeden sayılmaya başladığı gerçeğini değiştirmiyor.
İster gülelim ister ağlayalım, ister Kusturica hayranı olalım ister kendisinden hiç haz etmeyelim, durum fazlasıyla ciddidir a dostlar!

Vebal
Çingeneler Zamanı’nda, kalın mercekli gözlükleri ve kucağında gezdirdiği hindisiyle hafızalarımıza kazınan Kusturica’nın şiirsel kahramanı Perhan, “Kendimi kandırmaya başladığımdan beri, kimseye inanmaz oldum” diyordu.
Kendimizi kandırmaya başladığımızdan beri... Ne aklımızı ne de yüreğimizi dinler olduk.
Elimizde varsa yoksa bir bozuk ezber ve çokça yaralı öfke...
“Kansız, dönek, satılmış, vatan haini...”
Şiddet hep böyle iklimlerde türer. Ve bizden, telafisiz çok şey alır götürür.
Bu topraklar, küresel ısınmayı bilmeyen Erzurumlu dede örneğin, maalesef bunu çok iyi bilir.
Sürekli aynı “hassasiyetlere”, aynı popülizme oynayan politikacılar ve eli kalem tutanlar, şimdi otursun bir daha düşünsün.
Yaşanan bu ve benzeri her saldırının, her linç girişiminin, her tedirgin bekleyişin vebali boyunlarınadır.