Banu Şen

Banu Şen

banu.sen@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

HİÇ kıpırtısı olmayan bir su kenarında, gökyüzüne dalıp gitmek istiyorum. Bulutların usul hareketlerini huzurla seyre dalmak istiyorum. Hiç dinlemediğim kadar huzurlu bir müziği, bir kuş kanadı bölsün istiyorum. Elimi uzatıp suya dokunmak, minikten başlayıp büyüyen daireler çizmek istiyorum.
Kurduğum hayal bozulmasın istiyorum. Ütopyam herkesin olsun istiyorum. Kırgın bir düş olsun istemiyorum sonunda.
Doğrulup; güvenle, yalınayak yeri adımlayabileyim istiyorum. “Arkamdan kim gelecek” korkusu, düşümü kim karalayacak kaygısı olsun istemiyorum.
Masal ülkemde herkese yer olsun, gelen masalsı düzeni bozmasın, herkes aynı huzura kanat açsın burada diye diliyorum.
Çünkü bugün bayram... Ve bayramlar bir ülke için huzur demek olmalı.
Bugün “Kurban Bayramı” hem de...
* * *
Allah’a oğlu olması için yakaran Hz. İbrahim, “Oğlu olması halinde onu Allah’a kurban edeceğini” söyledi, yaşadıkları Kuran-ı Kerim’de böyle tasvir edilir:
‘Ey Rabbim, bana iyilerden (bir oğul) ihsan et’ dedi. Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik. Oğlu yanında koşacak çağa gelince, ‘Ey oğlum, ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum, bir düşün, ne dersin?’ dedi.
(İsmail) ‘Babacığım, sana ne emrolunuyorsa yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın’ dedi. Her ikisi de Allah’a teslim oldular. İbrahim, oğlunu şakağı üzerine yatırdı.
Biz de ona şöyle seslendik: ‘Ey İbrahim, rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı’ Dedik ve ona (İsmail’e karşılık) büyük bir kurbanlık fidye verdik. Kendisine sonradan gelenler için de iyi bir nam bıraktık. Selam olsun İbrahim’e. İşte biz iyilik yapanları böyle ödüllendiririz. Çünkü 0, bizim mümin kullarımızdandır.”
Allah’ın bir sınavı olarak karşımıza çıkar “Kurban.”
* * *
Hz. İbrahim’in rüyasına sadakatı ve oğluyla sabrı karşılığını bulur. Oğlunu kurban edecekken, ödüllendirilir. Bugün biz de dahil Kurban Bayramı’nın yaşandığı Müslüman ülkelere baktığımda bazen bayram kutlamanın ve bu ritüele uymamazın ne kadar anlamı olduğunu düşünüyorum.
Hz. İbrahim ve İsmail, sınavlarından galip geldiler...
Peki biz?
Bayramda kendimizi yollara vurup başkalarını, ailemizi trafik terörüne kurban ederken;
Demirparmaklıklar ardında, birileri sisteme kurban verilirken ve biz onlara ‘Kader kurbanı’ bile diyemezken;
Gencecik kızlar, töreye kurban olurken;
Ülke yönetenler halklarını, çıkarları uğruna kurban etmeyi göze alırken;
Toprağımız, varlığımız kurbanlık koyun gibi satılırken; bu bayramın anlamını bir kez daha düşenmemiz gerekmiyor mu?
Gelin bu bayram benim masal ülkem gibi, el değmemiş bir huzurdan bakın dünyaya. Dört günlük Kurban Bayramı’nda, aslında her gün; kendimizi, sevdiklerimizi, birilerini, hiç tanımadıklarımızı nelere kurban verdiğimizi düşünelim.
Huzur ülkemden hepinize “İyi Bayramlar...”