İnsan ne kadar mutlu olabilir ve “mutlu yıllar” dileyebilir ki? Omuzunda yüzlerce ölünün ağırlığı ve anlamsız savaşlarla beklerken yeni yılı, ne kadar mutlu olabilir ki? Sanki sığınaklara doluşmuş gibi; kendini korumaya çalışırken çöken ekonominin yarattığı savaş günlerinden, nasıl nice seneler umut edebilir ki?
Her geçen gün biraz daha fakirleşeceğini göre göre umut edebilir mi? Mutsuz yıllarıyla göz göze gele gele “nice mutlu senelere” kim diyebilir ki?
Diyebilir! Umut edebilir...
Bunu da en iyi Edip Cansever’in “Umuş” şiiri anlatır:
Bütün iyi kitapların sonunda /Bütün gündüzlerin, bütün gecelerin sonunda
Meltemi senden esen /Soluğu sende olan
Yeni bir başlangıç vardır /Parmağını sürsen elmaya, rengini anlarsın
Gözünle görsen elmayı, sesini duyarsın /Onu işitsen, yuvarlağı sende kalır/ Her başlangıçta yeni bir anlam vardır/Nedensiz bir çocuk ağlaması bile
Çok sonraki bir gülüşün başlangıcıdır.
Yeni yıla birkaç saat kala, bilgisayara düşen elektronik posta, umutsuz başlayan bu yazıyı, ‘umuş’a çevirdi...
Bundan yaklaşık bir ay önce yazdığım, ancak bu karamsar günlerde okurların iyi geldiğini söylediği, “Kelebek etkisi ve Gülümse”yi bir daha anımsadım. Yeni yılda iyi bir başlangıç olsun diye yineliyorum yazıyı...
“Kelebek etkisi ve “Gülümse”
İzmir’de, sahilde küçük bir mendilci kız, gülümseyerek mendil satmaktadır. Az ötede, bankta oturmuş, ağlayan bir genç kız görür. Gülümseyerek ona yaklaşır. Mendillerinden uzatır. Onun güleç yüzü, genç kızı da gülümsetir. Daha çantasından para bile çıkaramadan, küçük kız yoluna devam eder. Genç kızın ağlaması gülümsemeye döner. Cep telefonunu çıkarır ve bir mesaj yazar. O sırada meyhanede yalnız başına rakısından yudumlayan, yüzünde hüzün olan genç bir adama ulaşır mesaj: “Sevgilim özür dilerim. Seni seviyorum” Bu sözleri gören genç adamın yüzünde mutluluk belirir. Hesabı öder, kalkar. Sonra geriye dönüp, ona bütün gün servis yapan garsona 50 YTL bahşiş bırakır. Garson hem adamın mutlu ayrılmasına sevinir hem de bahşişe. Gülümser. Garson paydos ettiğinde, alışveriş yapar, elinde torbalarla yürürken, Konak Meydanı’nda kuşlara yem alır. Yüzünde bir gülümseme. Sonra döner yemi aldığı yaşlı kadına, 20 YTL uzatır. Yaşlı kadın şaşırır. Onun da yüzünde artık gülümseme vardır. Akşam olup da evin yolunu tuttuğunda, kasaba uğrar. Bir parça et alır. 20 YTL uzatır. Eve gelir. Aldığı etle yemek pişirir. Kırık dökük evinde, iki kişilik sofrasını hazırlar. İki bardak su ve tencerede pişmiş sade et yemeği. O sırada kapı aralanır. İçeriye minik bir kız girer. Annesini mutlu görür, boynuna sarılır. O, sahilde mendil satan minik, güler yüzlü kızdır...
DEÜ öğrencilerinin çalışması
Bu hikaye, internette dönen kısa bir filmden. “Gülümse” yaklaşık 6-7 dakikalık bir film. Replik yok. Ancak öyle derin, hem de bu yaşadığımız günler için öyle anlam yüklü ki... Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Sinema Televizyon Bölümü öğrenci grubu, 2007 Ocak’ta filmi, proje amacıyla çekmiş. Filmin yönetmeni Hasan Tolga Pulat...
Edward Lorenz’in teorisi
Filmin izler izlemez “Kelebek etkisi” teorisi geldi aklıma... Edward Lorenz tarafından öne sürülen teoriye göre; her şey birbirine etki eder zincirleme olarak. Hayatı var eden de bu döngüdür.
Kelebek etkisini 1963’te Lorenz, bilgisayarıyla hava durumuyla ilgili hesaplar yaparken bulmuş. İlk hesaplamasında 0,506127 sayısını başlangıç verisi olarak kullanmış. İkinci hesaplamada ise 0,506 sayısını vermiş. İki sayı arasında sadece yaklaşık binde bir, yani bir kelebeğin kanat çırpmasının yarattığı rüzgârla eşdeğerde fark olmasına rağmen, süreç içinde ikinci hesap birinci hesaba karşın çok farklı neticeler vermiş. Ve teoriye göre, “Amazon Ormanları’nda bir kelebeğin kanat çırpması, Avrupa’da fırtına kopmasına sebep olabilir” ya da “Çin’de bir kelebek, bir çiçeğin üstüne konarken kanat çırptı diye Karayip adalarında fırtına çıkarmış” gibi benzer düşünceler doğmuş. Teori, birine el sallamamız, veya attığımız ufak bir bakış, elimizi o an havaya kaldırmamız gibi yaptığımız küçük şeylerin tüm hayatımızı derinden değiştireceğini de söyler.. Yaptığınız küçük bir iyilik birçok başka hayatı etkiler ve son olarak size tekrar iyilik olarak döner.
Bunu bazen farkedersiniz, bazen edemezsiniz. Kelebek etkisine en çok bu günlerde ihtiyacımız var... Bana kalırsa “Gülümse”yi internetten bulun, izleyin..