Kendilerine
"Hizbullah" (Tanrı'nın Partisi) adını takan bu yamyamların
"Batını" Hareketi ile bağlantılı olduğu ileri sürülüyor ki pek de yabana atılır bir iddia değil. Sizlere
"Batınıyye" (Batınılik) hakkında birkaç bilgi aktarmak istiyorum:
"Batın" Arabca
"karın" demekdir.
"Bir batında şu kadar çocuk doğurdu." gibi, tababetde
"batna nafiz perforasyon" (karnın içine işleyen delik) gibi kullanım biçimleri vardır. Bir de şöyle bir atasözü:
"Ma'natü - ş - şi'r fi batnı - ş - şa'ir" (şiirin anlamı şairin karnındadır.). Burada
"zahir"in,
"aşikar" olanın zıddı, yani
"gizli" yerine geçiyor.
"Batınıler" Kur'an'ın da bir gizli anlamı olduğunu ve bunun ancak özel açıklamalar yoluyla anlaşılabileceğini iddia eden
"hizib"lerdir.
"Karamıta", "Sabiyye", "İsmailiyye", "Mübarekiyye", "Babekiyye", "İbahiyye" gibi adları vardır. Dinsel yasaklara ve buyruklara riayet etmedikleri için özellikle Sünni Müslümanların nefretini uyandırmışlardır. Tarihdeki en ünlü Batınılerden biri, Alamut Kalesi Şeyhi Hasan - ı Sabbah'dır. Büyük bir enternasyonal siyasi cinayet örgütü kuran bu adamın
"tetikçi"lerine, ki o zamanlar için buna
"hançerciler" demek daha uygun olur,
"Haşhaşiyyun" adı verilirdi, yani
"haşhaşçılar". Bazı Batı dillerinde
"kaatil" anlamına gelen
"assasin" veya
"assasino" kelimesi bundan türemedir.
Batınıler der ki
"İçinde ışık olan evde konuşmayınız!" Yani Kelam İlmi'ni ve kıyas yollarını bilenler yanında birşeyden bahsetmeyiniz! Türkçesi:
"Cahilleri tavlayınız!" Batınıler, kandırmak istedikleri kimselerin hep nabzına göre şerbet verirler. Dindarın yanında dindar gözüküp, dinden şüphe edenlerin şüphelerini arttırıcı sözler söylerler. O kişilerin sevdiklerini sever görünüp sevmediklerinden ise nefret edermiş gibi yaparlar. "Batın"ı öğrenen şahısların artık namaz, oruç, zekat gibi dini vecibelere riayet etmesi zorunluğunu kaldırırlar. "Şeyh" onları bu "yük"den kurtarır. "Zina" sadece sırları ifşa etmekden ibaretdir. Arabların hakimiyetini hazmedemeyen başka kavimlerden insanlar Batınılerin en elverişli propaganda hedef kitlelerini teşkil eder. Onlara "Arab Egemenliği"nin ergeç sona ereceğini ve iktidarın "Gayrı - Arablar" eline geçeceğini söylerler (idi). Tabii "Arab" yerine, denk gelen herhangi bir başka kavmi alarak da aynı propagandayı yapmak mümkündür.
Batınılerin cahilleri tavlama kademeleri sırasıyla şöyledir: 1- "Teferrüs" (dikkatle inceleme), ilk eleme, 2- "Te'nıs" (alıştırma), 3- "Teşkik" (şüpheye düşürme), inançlarını sarsma, 4- "Talik" (bekletme), meraklanan kişiyi iyice sabırsızlandırma, 5- "Rabt" (bağlama), mezhebe girecek kişiden, sırları ifşa etmeyeceğine dair çok ağır bir yemin alma, 6- "Tadlis" (aldatma), verilen sırların Allah'ın sırları olduğunu telkin, 7- "Ta'sis" (hafifden öğretme), 8- "Hal" (çıkarma), dinsel mükellefiyetleri kısmen kaldırma, 9- "İnsilah" (sıyrılma), bütün dinsel vecibelerden "azad" (!) etme.
İşte böyle!!!
Yazara E-Posta: yatsiz@milliyet.com.tr